Cezvedeki sütü ocağı kapatıp bardağa boşalttım ve dolaptan çikolata alarak parçalara ayırdım, ardından sıcak sütün içine attım ve karıştırarak biraz tattım.
Tamam, çok sıcak değildi.
Sessiz adımlarla kızımın yanına ilerleyip yanına oturdum, onu korkutmak istemiyordum.
''Çikolatalı süt partisi! İçeceğinizi getirdim Kraliçem.''
Minik kızım kıkırdayarak içeceğini aldı ve yere koydu.
''Dökmemeye dikkat et.''
''Peki babacığım.''
Onu kendi haline bırakarak koltuğa attığı elbiseyi elime aldım.
''Hwayoung kıyafetini yine mi değiştirdin?!''
Ardından koltuğun kenarına atılmış, topuğunu gördüğüm minik topuklu ayakkabıları boş elime aldım.
''Sana ben yokken bu ayakkabıları giyme demedim mi?' Bunlar özel günlerde giyilir, hem de giyerken ayağını acıtabilirsin!''
''Tamam baba.'' dedi bebeklerini oyuncak sandalyeye otururken. Beni umursamıyordu ve bu birazcık sinirimi bozuyordu.
Telefonum çaldığında açıp kulağıma koydum ve omzumla destekledim, kızımın odasına ilerlerken cevapladım.
''Günaydın anne, nasılsın?''
''İyiyim oğlum, şey diyecektim. Baban diyor ki artık çalışman gerekiyormuş, torunum da büyüdü ya. ''
''Anne ben kızı kime bırakayım? Nasıl giderim bir yere o olmadan?!''
Sesim istemsiz yükselirken güldüm.
''Bir iş bulacağım ama kızımı size bırakmayacağım.''
''Tae-''
''Anne... son kez para gönderin. Bir daha istemeyeceğim.''
Telefonu kapatıp pembe yatağa attım ve dolabın kapaklarını açtım.
Ben ne iş yapabilirdim ki?
Minik elbiseyi dolaba asıp elime tekrar telefonu aldım ve sık sık aradığım numarayı tekrar tuşladım.
"Selam Taeyong."
"Selam Johnny, nasılsın?"
"İyiyim, sen nasılsın? Hwayoung hala seni yoruyor mu?"
"Biraz, ben aslında seni şey diye aradım... bana iş bulabilir misin?"
"Gerildiğin konu bu muydu? Endişe etme. Birazdan araştırmaya başlarım, çağrımı bekle. Tamam mı?"
"Tamam Johnny, teşekkür ederim."
"Önemli değil, prensesime selam söyle. Hoşça kal!" dedi ve benim cevap vermemi beklemeden çağrıyı sonlandırdı.
Topuklu ayakkabıları kutularına koyup tekrar aşağı indim ve kendimi koltuğa attım.
"Baba! Prensesimin üzerine oturdun."
Sırtımdan bebeği çıkartıp yere attım, üzerine oturmamıştım sadece arkamda kalmıştı.
"Johnny'nin selamı var."
"Ben ona küsüm."
"Niye?" dedim kafamı kaldırıp ona bakarken.
"O beni öpmedi Taeil'i öptü!"
Bıkkınlıkla kafamı tekrar koltuğa koydum.
"Kızım seni sürekli öpüyor zaten."
"Ama dudağımdan hiç öpmedi!"
Gözlerim hızla açılırken koltuktaki yastığı alıp ona fırlattım. Yastık koluna çarpıp yere düşerken kaşlarımı çattım.
"Sen nereden öğrendin o lafı? Bir daha duymayayım! Terbiyesiz."
Tavana bakıp gözlerimi kapattım. Telefon titrediğinde cevaplayıp kulağıma koydum.
"Selam, yeni haberlerle geldim. Bir kağıt almanı öneriyorum."
Ayağa kalkıp salondaki bir çekmeceden kağıt ve kalem aldım.
"Aldım."
"Harika, tüm yakın zamanda bana yakınanlara mesaj attım."
"Evet?"
"Ve birçoğu bana geri dönüş yaptı. Şimdi sana yavaşça sayacağım bunları."
"Not alacağım."
"İlki, yaşlı bir siyasetçinin yemeğini yapacaksın. Günde üç kere fakat kesinlikle çocuk istemiyor evinde. Adı Lee Youngjin."
Kısaca not alıp telefonu kulağıma daha çok yasladım.
"Diğer teklif."
"Bu iş kütüphanede fakat tüm kitapların yerlerini ve isimlerini ezberlemelisin."
"Ezberim berbattır."
"Biliyorum, ismimi bir yılda anca ezberledin."
Gülüp kafamla onayladım.
"Diğer iş teklifi, benim en yakın arkadaşlarımdan birine ait. Aşırı yakışıklı ve kibar, ona kızından bahsettim ve çok yaramaz olmadığı sürece sorun olmayacağını söyledi."
"Ne işi ki?"
"Evindeki hizmetlileri sevmiyor ve güvenmiyor. Bir sürü hizmetli olacağına bir iki kişinin olması ona göre daha iyi ama onun evinde kalmanız gerekli."
"Nasıl yani?"
"Onun evine taşınacaksınız, sen uyuyana kadar ona hizmet edeceksin ama hizmetli gibi değil, bir arkadaş gibi."
"Hizmetten kastın ne?"
"Genelde evde olmaz zaten, kahvaltısını hazırlarsın, kahve yaparsın, arada evin temizliğini halledersin, yemeği falan işte."
"Yani o evde kızımla kalırken bunları mı yapacağım?"
"Evet, kendi evinmiş gibi, istersen temizlik için başka birine de çağırabilirmişsin. Hem kızınla daha çok vakit geçirirsin, hem de çalışmış olursun."
''...''
"Bu iş ilgini çekmiş gibi görünüyor."
"Doğru Johnny, peki bu arkadaşının ismi ne?"
"Sana adını ve bir iki fotoğrafını atarım."
"Bekliyorum."
Johnny: Jung Jaehyun
Bana onunla görüşme ayarlasana :Taeyong
ŞİMDİ OKUDUĞUN
For My Baby - JaeYong-
FanfictionJaehyun ev işlerini halledecek ve evinde kalacak biri arar. Taeyong ise boşandığı karısından, velayeti kendisinin üzerine olan bebeği için iş arar. Hem bebeğiyle vakit geçirmesi gerekiyordu, hem de para kazanması. "Taeyong kıyafetlerimi ütüler misi...