5

3.4K 290 75
                                    

Salonun ortasındaki telefon çalmaya başladığında Taeyong dudağını dişleyip elindeki bezi kenara koydu ve telefonu tuttu, derin bir nefes ile kaldırıp kulağına koyarken çok gergin hissediyordu.

''Jung Jaehyun, Jung Şirketleri Sahibi. Neden aradığınızı söyleyin lütfen.''

Taeyong karşılaştığı garip konuşmayla tuttuğu nefesi verip mırıldanmıştı.

''Selam, ben...''

''Taeyong? Ah, ben aramıştım değil mi? Üzgünüm unutmuşum, beni aradığını gördüm ve geri dönmek istedim.''

''Anladım ben... oyuncak evle ilgili. Fiyatını öğrenmek için aradım.''

''Beğendi mi?''

Taeyong odaya doğru bir bakış atıp kısık sesiyle cevap vermeye çalıştı.

''Evet tabi, geldiğinden beri onunla oynuyor. Size ödeyeceğim, fiyatı nedir?''

Jaehyun indirimden almış olabilirdi ve dergideki oyuncak evle aynı ev miydi hatırlayamıyordu.

''Önemli değil Ta-''

''Lütfen.''

''Bir fiyata almadım, sahibi olduğum dükkanlardan birinden gönderttim. Fiyatını bilmiyorum, gerek de yok. Kızına hediye gibi düşün.''

''Ama-''

''İyi günler Taeyong.''

Ve telefon kapandı. 

Taeyong kendini koltuğa yaslayıp telefonu kapattığında yeri izliyordu, canı sıkılmıştı ve hiçbir zaman hediye kabul etmezdi.

Bıraktığı bezi alıp yerine koydu ve yavaşça kızının odasına ilerledi.  Kapıda durdu ve yaslanarak kızını izlemeye başladı. 

Bir süre sonra odanın kapısından ayrılıp yavaşça salonda dolanmaya başladı. 

Neden Jaehyun'un evinde hiç fotoğraf yoktu?

Taeyong bunun farkına varınca merakına yenik düşmüş ve tüm evi aramıştı, sadece bir resim bulabilmişti, o da Johnny ve Jaehyun'du.

Kendini tekrar koltuğa atmıştı, her şeyi yapmıştı hemen hemen fakat saatler geçmek bilmiyordu. Televizyondan bir film açıp kendini koltuğa iyice yasladı ve sıkıldığını belli eden gözlerle izlemeye başladı.

______

Uyandığında, hava karanlıktı ve sesler geliyordu. Doğrulmadan önce seslere dikkat kesildi, eğer evdeki tanımadığı biriyse bir şey alacak ve kafasına geçirecekti.

''Biraz patates? Hayır mı? Ah peki, sadece et mi?''

Gözlerini açtığında üzerinde bir örtü vardı, televizyon kapanmıştı ve sadece mutfağın ışığı yanıyordu. Hızla mutfağa girdiğinde tabaktaki eti kesen Jaehyun ve sandalyedeki kızı ona dönmüştü.

 ''Üzgünüm... uyuyakalmışım.''

''Sorun değil, biz... yaptığın yemekleri yiyorduk.''

Kızının sosa batmış parmakları ve ağzını gördüğünde gülmesine engel olamamıştı, Jaehyun'dan tabağı çekip kesti ve kızının önüne koydu. 

''Sizin tabağınıza ne koyayım?''

"Ben kendi tabağımı hazırladım, kendine al bir tabak."

Taeyong da tabağını hazırladıktan sonra masaya oturmuştu, hep beraber sessizce yemek yerken Taeyong arada Jaehyun'a bakıyordu.  Göz göze geldiklerinde Jaehyun Taeyong'un kulağına yaklaştı.

"Ne oldu?"

"Hiçbir şey."

Jaehyun ona bir bakış atıp yemeğini bitirdi ve mutfaktan çıkmadan önce Taeyong'a baktı.

"Yemeğini bitirince kahve yapıp getirir misin? Odamda olacağım."

"Tabi ki."

Jaehyun mutfaktan çıkınca Taeyong kızına döndü, kızı eti yerken garip sesler çıkartıyordu ve bu Taeyong'un hoşuna gidiyordu.

Yemeğini bitirdikten sonra bir peçete alıp kızına ilerledi ve elindeki eti alıp kendi ağzına attı, ardından kızının ellerini sildi.

"Şimdi koş ellerini ve ağzını yıka."

Kızı kalkıp koştuğunda tabakları yıkadı ve kahveyi yaptıktan sonra Jaehyun'un odasına ilerledi, kapıyı yavaşça tıklatıp açtığında Jaehyun giyiniyordu.

Çıplak sırtı kapıya dönüktü, kafasını omzuna çevirse de gömleğini çıkartıp yataktaki tişörtü aldı ve üzerine geçirdi. Sonrasında ise Taeyong'a dönüp masasını işaret etti.

"Kahveyi bırakabilirsin."

Taeyong kahveyi bıraktı ve kapıya ilerlerken tekrar Jaehyun'a baktı. Jaehyun dolabından bir eşofman da aldığında hızla odadan çıktı ve kendi odasına girdi, odaları yakındı nasıl olsa.

Elini karnına attığında gelen soğuk deriyle  mutsuz oldu, onun kası yoktu ama Jaehyun'un nasıl o kadar kası vardı? Evde spor aleti görmediğine emindi.

Kapı açıldığında hızla elini çekip kapıya döndü, Jaehyun Taeyong'a bakarken mırıldandı.

"Hım... üzgünüm. Kapı kurallarına uyan biri değilimdir, kahvenin sütsüz olduğunu-"

Taeyong ağzı açılırken hızla yanından geçti ve odadaki kahveyi aldı.

"Özür dilerim, hemen yenisini yaparım."

"Peki."

Hızla mutfğa gidip kahve makinasına biraz süt koydu ve tekrar düğmeye bastı. Ardındn kızının odasına ilerledi.

Yerde bir bardak duruyordu ve içinde beyaz bir sıvı birikimi vardı.

"Hwayoung o sütü nereden almıştın?"

"O masadaki şeyden, 'sütlü' tuşuna bastım ve bana bunu verdi."  diye mırıldandı kızı boyamasını tamamlayıp başka bir sayfaya geçerken.

Odadan çıkıp derin bir nefes aldı ve kahve makinasına ilerledi.

For My Baby      - JaeYong-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin