For My Baby - JaeYong-

17

Jaehyun'dan ayrılıp hızla yere atlarken Hwayoung içeri girmiş ve dolu gözleriyle mırıldanmıştı.

"Sizde Johnny ve Taeil gibi beni sevmiyor musunuz artık?!"

"Seviyoruz tabiki de!" Jaehyun kollarını açtığında Hwayoung ona gülümsedi ve yatağa çıkarak kollarının arasına girdi.

Az önce ben oradaydım!

Of Hwayoung, gelecek vakit miydi?

Jaehyun kızarmış dudaklarıyla Hwayoung'un saçına bir öpücük kondurdu ve onu yatağa, yanına yatırdı.

"Niye uyumadın bakayım?"

"Uykum yok."

"Hayır var, gözlerin kayıyor. Niye uyuyamıyorsun bebeğim?"

Yatağa atladım ve çaktırmadan Jaehyun'un üzerine çıktım, bacaklarım bacaklarının üzerindeydi ama o benim yerine Hwayoung'a bakıyordu.

"Babacığım... annemi çok özledim."

Hwayoung bana bakıyorken Jaehyun donakaldığı tepkiden çıktı ve beni üzerinden atarken mırıldandı.

"Ben bir gideyim... şey yapayım-su... su içeyim."

Hwayoung ile yatakta kaldığımızda derin bir nefes aldım, annesi özlemesi doğaldı.

Ama doğruyu söylemek gerekirse, eski karımla geçirdiğim tüm zamanları Jaehyun ile geçirmeye değişebilirdim.

"O zaman sen uyu, bende anneni arayıp yarın buluşup buluşamayacağımızı sorayım."

"Tamam babacığım, hemen uyuyacağım."

Hwayoung yanağımı öptü ve ardından arkasını dönerek çarşafa sarıldı.

Kızımın omzuna bir öpücük bırakıp yataktan  kalktım ve mutfağa ilerledim, Jaehyun'un üzüldüğünü biliyordum.

Mutfaktaki, önündeki bardağı çevirip duran Jaehyun'a arkadan sarıldım ve kulağının arkasına bir öpücük bıraktım. Bana dönüp sıkıca sarıldı.

"Sorun yok."

"Biliyorum."

"Sen benim küçük bebeğimsin."

"Hwayoung daha sperm o zaman." Söylediği espriye çok komik olmasa da gülüp saçlarını karıştırdım.

"Annesini arayıp randevu isteyeceğim, gelmek ister misin? Yani... biz birlikte takılır onları takip ederiz. Kaçırmasından biraz korkuyorum."

Kafasını iki yana salladı.

"Ben eski eşinle tanışmak için hazır değilim, mümkünse hiç tanışmak istemiyorum."

Kafamı sallayıp yanağına bir öpücük bıraktım.

"Tamam bebeğim, yapmamı istediğin bir  şey  var mı? Ya da almamı istediğin bir şey?"

Kulağına yaklaşıp fısıldadım.

"Ne istersen yaparım, biliyorsun."

Boynuma bir öpücük bıraktı ve mırıldandı.

"Ne istersem mi?"

"Ne istersen."

"O zaman aşkın senden bir şey isteyecek."

"Bekliyorum."

Hızla önümden çekildi ve koşarak yatak odasına gitti, ardından geri geldi.

"Bunu tak, tüm gün."

Bu Johnny'nin düğününde taktığımız yüzüklerdi, birini kendi parmağına taktıktan sonra diğerini bana uzattı. Parmağımı minik halkadan geçirdim ve gülümsedim.