Karamel rengindeki arabadan inip eve ilerledim, Jaehyun arabayı park edip geleceğini söylemişti. Eve saldırı olayından sonra kaldığımız evi değiştirmişti, beni de başka bir yere getirmişti. Eski evimize kesinlikle zıt bir yerde olan yer, lüks bir apartmandı ama daha çok gökdeleni andırıyordu. Gecenin karanlığında kendini yanan ışıklarıyla görsel bir şölen sunarak belli ediyordu.
"Burada mı kalacağız?"
"Hım hım, şu paketi alır mısın?"
Kendimize yiyecek ve yiyecek aldığımız paketlerden birini gösterdiğinde açık bagaja ilerledim ve hala sıcak olan pizza kutusunu elime alırken yüzüne baktım.
"Ev kaçıncı katta?"
"34." dedi, normal bir sayıymış gibi. Ona bir sayı tutmasını söylememiştim sonuçta.
"Bu... çok!"
"Hayır, gayet iyi. İnsan sesinden ve gereksiz arabaların sesinden uzaklaşıyoruz."
"Araba kullanıyorsun!" dedim o gökdelenin girişi olan büyük kapıyı itip bana yol açarken.
"Kullanmak istemiyorum aslında, ama bisikletle gidip gelemem. Takım elbiseyle ve yanımdaki birkaç kişiyle beni düşünsene."
Kıkırdadığımda beni elindeki poşetlere rağmen belimden tuttu ve resepsiyona götürdü.
"92 numaralı odanın acilen temizlenmesini istiyorum."
"Adınız?"
"Jung Jaehyun."
Kadın resepsiyon görevlisi bilgisayarına baktıktan sonra bize kafa salladı.
"Birazdan odanız temizlenecek efendim, anahtarınız yanınızda mı yedek anahtar mı istersiniz?"
"Yedek anahtarı da istiyorum."
"Diğer anahtarınız yanınızda ise onu size vermem uygun olmaz efendim."
Jaehyun kadına bakıp kafa salladı ve biraz yaklaştı, ne diyeceğini duymak için yaklaşmak istiyordum ama biraz çekiniyordum.
Ama duyabiliyordum.
Kadına yaklaştı ve fısıltıyla şöyle dedi:
"Bakın eşimin migreni var ve eve geç geldiğim zamanlar onu uyandırıp rahatsız etmek istemiyorum, anahtarın kopyasını çıkartabiliriz ama bunun için biraz vakite ihtiyacım var."
Kadın bana bakıp tekrar ona baktığında ağzı yarım açıktı, yine de ağzını kapattı ve kafa sallayıp çekmeden bir anahtar aldı.
"İşte burada, lütfen kısa sürede kopyasını çıkartıp yedek anahtarı bize verin."
Jaehyun kafa salladı ve anahtarı alıp beni tekrar belimden tuttu.
"Teşekkür ederiz... iyi akşamlar."
Asansöre bindiğimizde elindeki poşetleri yere bıraktı ve kat tuşuna basarak anahtarı bana uzattı.
"Ben kopyasını çıkartıp aşağıya bırakırım, bu sende kalsın."
Anahtarı aldım ve ceketimin cebine koyup ona döndüm.
"Neden kadına öyle dedin ki?"
Omuz silkti ama kulakları çoktan kızarmaya başlamıştı.
"Başka türlü vermezdi, Johnny çok fazla almaya çalıştı ama vermedi."
Kafamı salladım.
"Evden eşyalarımızı ne zaman alacağız?"
"Eşyalarımızı getirdim ama ev eşyalarını daha getirtmedim, sizin eşyalarını bir yatağa koymuştum bavullarla birlikte.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
For My Baby - JaeYong-
FanfictionJaehyun ev işlerini halledecek ve evinde kalacak biri arar. Taeyong ise boşandığı karısından, velayeti kendisinin üzerine olan bebeği için iş arar. Hem bebeğiyle vakit geçirmesi gerekiyordu, hem de para kazanması. "Taeyong kıyafetlerimi ütüler misi...