Alarmın sesiyle uyandığımda kalktım ve hızla kapattım, küçük kızım benimle uyumuştu ve uyanmasını istemiyordum.
Yastığımı yan çevirip yataktan çıktım ve banyoya giderek yüzümü yıkadım, ardından aşağı inerek su ısıtma makinesinin düğmesine bastım.
Makine minik bir gürültüyle çalışırken kahvaltılıkları masaya koyup krep yapmaya başladım, ardından yumurta için başka bir tava çıkardım. Ekmekleri çok sıcak olmayan fırına koyup ısınmalarını bekledim, bunları yaparken de kızım için süt ısıtmaya başladım.
Görevliler Jaehyun'un iyi beslendiğini söylemişlerdi, bu yüzden fazla şey yapmaya çalışıyordum.
Krepleri yakmamaya çalışırken yumurtayı hazırlamaya çalışıyordum ve üniversitenin son yılına kadar yumurta kıramayan ben için bu çok zordu. Tabi Hwayoung'dan sonra çoğu yemeği öğrenmiştim ama yine de zordu işte.
Evin içini bir alarm sesi doldurduğunda dikkat kesildim, ardından alarm sesi kapatıldı ve kapı sesleri gelmeye başladı.
''Baba?''
''Yatakta kal bebeğim, geleceğim birazdan!''
Yumurtayı bir tabağa koyup tabağı da masaya bırakmıştım ve kreplerin altını kısıp merdivenlere yönelmiştim fakat bir eliyle telefonu diğer eliyle kucağındaki kızımı tutan Jaehyun'u görünce durdum.
''Efendim John?''
Ardında kaşları çatılmıştı.
''Kapının önündeysen zile basmalısın.''
Kapıyı açtım ve bize sıratan Johnny'e baktım, ardından Jaehyun'a yönelip kızımı kendi kucağıma aldım.
''Eh şey ben... basacaktım zile ama içeriden Taeyong'un 'yatakta kal bebeğim, geliyorum!' bağırışını duyunca aramaya karar verdim.''
''Johnny! Onu Hwayoung'a söyledim, nasıl öyle bir şey düşünürsün?!''
Utançla Hwayoung ile mutfağa girdim, kreplerin altını kapatırken Hwayoung ellerini yanaklarıma koyarak mırıldandı.
''Baba Johnny amca ne düşündü ki?''
''Boşver aşkım, al sütünü.''
Kızımı sütüyle masaya koyup krepleri tabağa koymaya başladım.
''Oha ama John!''
''Ne var ya? Ben Taeil ile barda tanışmış insanım, ne bekliyorsunuz?''
Ardından mutfağa gelip oturmuşlardı, ben de krepleri masaya koydum ve onlara bakmaya başladım.
''Otursana Taeyong.''
Jaehyun öyle deyince yanına oturdum ve yemeye başladım. Yüzüne bakamıyordum çünkü Johnny'nin dediği şey aklıma geliyordu. Üstelik ona çok kızgındım, birkaç gün önce tanıdığım adamla nasıl yatağa girebilirdim?
Terbiyesiz John.
''Bu ne?''
''Krep.''
''Bu ne?''
''Reçel.''
''Bu ne?''
''Tereyağı.''
''Bu ne?''
Johnny güldüğünde bende güldüm, Jaehyun kızıma cevap veriyordu ve kızım kısır döngüye girmişti. Aynı şeyleri tekrar soruyordu.
''Bak bu krep, reçeli döküp ağzına atıyorsun.''
Jaehyun krebe reçel sürüp kızıma uzattı ve Hwayoung onu hemen yedi.
''Zevksiz, o onunla yenmez. Bal ve muz ile yenir, muz var mı Taeyong?''
Kafa sallayıp dolaptan muz çıkardım ve keserek Johnny'nin önüne koydum.
''Bu ne?''
''Muz.''
''Muz ne?''
''Meyve.''
''Meyve ne?''
'' Şuraya bakın, bir dinazor!''
Jaehyun kızımın arkasını gösterip şaşkınlıkla konuştuğunda kızımda dönüp bakmıştı.
Güldükten sonra kahveden bir yudum aldım, Johnny ve Jaehyun sabahları kahve içtiği için ben de kendime kahve yapmıştım.
''Baba bir daha krep reçel versene!''
Kızım Jaehyun'a dönüp konuşunca Jaehyun şaşkınlıkla kekeleyip mırıldanmıştı.
''Ve-vereyim.''
Johnny gülerken ben aynı duruyordum.
Baba?
Jaehyun'a?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
For My Baby - JaeYong-
FanfictionJaehyun ev işlerini halledecek ve evinde kalacak biri arar. Taeyong ise boşandığı karısından, velayeti kendisinin üzerine olan bebeği için iş arar. Hem bebeğiyle vakit geçirmesi gerekiyordu, hem de para kazanması. "Taeyong kıyafetlerimi ütüler misi...