For My Baby - JaeYong-

12

Hepimiz mutfakta, masada oturuyorduk. Hepimizin önünde Jaehyun ve Johnny'nin yaptığı kahveler vardı, ben arada yudum alırken diğerleri konuşmaktan pek içmiyorlardı.

Hwayoung'un salondan oyun sesleri geliyordu, bu hepimizi oyun sesi duyduğumuz zaman gülümsetiyordu.

"Şey diyorum... yarın yapacağımız buluşma var ya."

"Evet tüm grup olarak yapacağımız buluşma."

"He onu bugün yapalım, hatta bir şeyler alarak buraya gelsinler. Salonda eğleniriz."

"Bana uyar."

"Taeyong ve bana da uyar."

Ağzımı açarak Taeil'in dediğine itiraz etmek üzereyken Jaehyun tarafından durdurulmuştum, ağzıma elini koyarak susturmuş ardından göz devirerek mırıldanmıştı.

"İtiraz yok, bahane yok. Bizimlesin."

"Bizimkileri seveceksin emin ol."

"Bazılarını."

"Chanyeol'u sever, Baekhyun'u belki. Ren ile iyi kanka olurlar."

"'Kanka' ne ya? Lisede miyiz?"

"Taeil durur musun? Bir şey sayıyorum."

"Bahse varım tavşanı sevmeyecek." Jaehyun Johnny'nin dediğine kafasını iki yana sallayarak karşılık verdi.

"Ona bende eminim, başka birini söyle."

"Tamam tekrar, bahse varım Jin'i sevecek."

"Bence sevmeyecek, nesine?"

"Arabasına?"

"Kabul."

"Jaebum'u sevmeyebilir."

"Sever, Youngjae ile nasıl ilgilendiğini görünce sever."

"Yeter, neden üzerimden tahmin yapıyorsunuz?"

Duruma el attığımda Jaehyun ağzına fermuar çekiyor gibi yapıp kahvesini içmiş, Johnny ise 'hiç eğlenceli değilsin' isimli homurdanmasını gerçekleştirmişti.

"Arasanıza o zaman, nasıl gelecekler?"

"Çok doğru hayatım."

"Ben ararım."

Johnny bir anda ağzını açarak Jaehyun'un telefonunu kulağından çektiğinde Taeil bana bakmıştı, ben ise ona bakıp tekrar garip ikiliye dönmüştüm.

"Ne yapıyorsun?"

"Kanka Jennie ve Ten!"

Jaehyun Johnny'nin gösterdiği, Johnny'e ölümcül bakışlar atan Taeil'e bakıp mırıldanmıştı.

"Ben en iyisi mesaj atayım."

Ten'i biliyordum, Johnny yaptığı hataları bana anlatmıştı ama Jennie'yi hiç duymamıştım.

Yaklaşık beş dakika sonra Jaehyun telefonu kapatıp masaya koydu.

"Tamam, geliyorlar. Ben bir duş alayım, sonra hazırlarız ortalığı."

Kafa sallayıp mutfaktan ayrılmasını bekledim ve çıktığında evli çifte döndüm.

"Sinsi beyninizde neler dönüyor?"

"Hiçbir şey, arkadaşlarıma bırakıyorum."

"Söyledin mi?"

Bir anda istemsiz bağırdığımda Taeil ağzımı kapatıp gözlerini devirmişti.

"Hayır salak sus!"

"Söylemedim ki."

Derin bir nefes verip kahvemi kafama diktim ve Hwayoung'un yanına gidip oturdum.