Ne yapmalıyım şimdi?
Sonradan konuşabilirdim ama Jaehyun'un yüzü kızarıyordu, Johnny ise hala gülüyordu.
"Bebeğim o bizim patronumuz, 'baban' değil."
"Ama Johnny amca onun benim babam olduğunu söyledi."
Bakışlarım sertleşerek Johnny'e döndüğünde elindeki çatalı bırakıp bağırdı.
"Ya kötü kötü bakma! Aynı evde yaşayacaksınız, ne olur 'baba' dese?"
"Hem herkesin anne babası var, benim iki tane babam olsa ne olur?"
Kızımın gözleri dolduğunda Jaehyun mırıldandı.
"Çocuğun üstüne gitmeyin, benim için sorun yok. Sonra yavaş yavaş anlatırız."
Johnny ağzını açtığında Jaehyun bir zeytin alıp ona fırlattı.
" Yeter John! "
Johnny ona fırlatılan zeytini alıp ağzına attı, bende üzgün kızıma bakıp sütünü ona doğru ittim.
" İç güzelim. "
Kızım yemeye devam ettiğinde ben de yemeğime döndüm ama Jaehyun hala kızarıyordu, ona bir şey yapamazken yemeğimi yiyip biten tabakları lavaboya koydum.
"Babanla görüştün mü?"
Jaehyun Johnny'e bakıp mırıldandı.
"Neden konuşayım?"
"Seni şirket varislerinden attı ya."
Jaehyun omuz silkip mırıldandı.
"Benim kendi şirketim var, aile şirket hissesi benim için önemli değildi."
Johnny sırıttı.
"Seni zengin çocuk."
Jaehyun gülüp biraz daha yedi, ardından ayağa kalktı.
"Ben hazırlanıyorum, ardından çıkıyorum."
"Benimle mi?"
Göz devirip Jaehyun'un bardağını aldım ve yıkamaya başladım, Jaehyun mutfaktan çıkıp gittiğinde kızım da kalktı.
"Ben gidip bebeğimle oynayacağım!"
"Hwayoung!"
Çıktığı kapıdan geri girip bana yaklaştı, ona eğilerek yanağımı gösterdim.
"Yemek çok güzeldi baba, teşekkürler."
Yanağıma minik bir öpücük kondurduktan sonra koşarak kaçtı, bana kalmadan John ona düşeceğini söylemişti fajat çare etmedi.
Hala tıkınan Johnny'e dönüp kaşlarımı çattım.
"Ne yaptığını sanıyorsun?!"
Johnny omuz silkip gülümsedi.
"O üzülüyor Taeyong, bırak iki babası olduğunu düşünsün."
"Bu saçmalık Johnny! O onun babası değil."
"O zaman annesini getir!"
Johnny sertçe konuştuğunda bir şey diyemedim, annesini geri getiremezdim ki.
Yüzüme bile bakmazdı o.
"Jaehyun'u tanıyorum, sana ya da kızına kızmaz. Ben gerizekalı değilim Taeyong, ne yaptığımı biliyorum."
Johnny tabakları lavaboya koyduktan sonra mutfaktan çıktı, ben masayı toplamaya başlarken Johnny ve Jaehyun'un seslerini duyuyordum, salonda konuşuyorlardı.
" Çıkıyor muyuz? "
" Telefonumu bulamıyorum!"
"Yatağına baktın mı?"
"Evet."
Tabakları hızla bitirip hala konuşan ikiliye ilerledim ve koltuklara başladım.
"Hwayoung almaz, telefonlardan nefret ediyor."
Sonuçta, kızımın aldığını düşünebilirdi.
"Kızının aldığını düşünmemiştim ki."
Sallanan sandalyede telefonu bulduğumda Jaehyun'a ilerledim ve telefonu ona uzattım. Elime sığmayan telefonunu alıp takımının cebine attı ve koluma hafifçe vururken mırıldandı.
"Teşekkür ederim Taeyong."
"Hadi gidelim, geç kalıyoruz pezevenk!"
"Johnny!"
Johnny ellerini açtı ve dudağını sarkıtırken geri geri gitmeye başladı.
"Üzgünüm Taeyong, ben kaçtım!"
Ardından kapıyı açarak dışarı koştu.
Derin bir nefes verirken Jaehyun'a döndüm, o ise gülümsedi.
"'Pezevenk' ne demek?"
Kızım dili döndüğü kadarıyla küfürü söylediğinde ofladım, Jaehyun ise gülerek ensemin yukarısına, saçlarıma dokundu.
Boğazımı temizledim ve kızımı elinden tutarak koltuğa oturttum.
"Bak bebeğim, Johnny amcanın söylediği şey çok kötü bir laf. Senden duymak istemiyorum, hadi bunu unutalım!"
Kızım kafasını salladıktan sonra bağırdı.
"Unuttum!"
Ardından kalkıp bana bir dergi getirdi, oyuncak evi gösterirken dudaklarını büzdü ve gözlerini büyüttü.
"Baba bundan istiyorum, lütfen alır mısın?"
Evin fiyatina bakıp güldüm ve dergiyi koltuğa bıraktım.
"Belki yakında, hadi gel sana meyve vereyim!"
Kızımı mutfağa ilerlettikten sonra Jaehyun'a baktım, bana gülümseyerek eliyle gitmemi işaret etti.
Mutfağa girdikten kısa süre sonra kapı sesi duydum.
"Baba bana evi alacaksın değil mi?"
"Alacağım tabi ki, ama bana biraz vakit ver."
"Pekala."
Bir muz alarak Jaehyun'un onun için hazırlattığı odasına gitti.
Ardından dergiye ilerledim ama dergi yoktu.
Hwayoung'un almış olduğunu düşünüp odaları topladım ama çalan kapı dergiyi Hwayoung'un almadığını gösteriyordu.
"Bay Lee Taeyong?"
Kargo görevlisi bana doğrulamam için bıkkın gözlerle bakıyordu, kafa sallayıp büyük kutuyu tuttum. Kargo görevlisi ise bıkkın bir sesle elindeki kağıttan okumaya başladı.
"Jung Şirketleri Sahibi Jung Jaehyun tarafından sizin adınıza gönderilmiştir, kargoyu almak için buraya bir imza atmanız gerekiyor."
Kağıda imza atmayacaktım ama kızım sayesinde almak zorunda kalmıştım.
"Baba bu ne?"
Kargocunun garip bakışları arasından imzamı atıp kargoyu aldım ve içeri çekerek kızıma açması için izim verdim.
İçinden bir oyun evi çıkacağını tahmin ediyordum ama... bu kadarını beklemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
For My Baby - JaeYong-
FanfictionJaehyun ev işlerini halledecek ve evinde kalacak biri arar. Taeyong ise boşandığı karısından, velayeti kendisinin üzerine olan bebeği için iş arar. Hem bebeğiyle vakit geçirmesi gerekiyordu, hem de para kazanması. "Taeyong kıyafetlerimi ütüler misi...