22

2.3K 199 140
                                    

Herkes sevinçle birbirlerine sarılırken Eunhyuk ona sarılan birkaç kişiye karşılık verdi ve ardından Taeyong ile Jaehyun'a sarılan çocuğa ilerledi. Saçları kulaklarının bir bölümünü kapatsa da yüzü gözüküyordu  ve Eunhyuk çoktan onun güzel biri olduğunu düşünmeye başlamıştı bile.

"Selam... ben Lee Eunhyuk. Taeyong'un ağabeyi." Adam ona bakarak uzatılan eli sıktı.

"Söylemiştiniz zaten ama... neyse. Lee Donghae, Taeyong ile yakın yerlerde oturuyorduk."

Eunhyuk gülümseyip çocuğa yavaşça mahkeme kapısını gösterdi, hakim çoktan çıkıp gitmişti.

"Isterseniz bu gürültülü alandan uzaklaşarak daha sakin bir yerde konuşabiliriz."

Donghae gülümseyip kafa salladı ve Eunhyuk'un ilerlemesiyle eşlik etti, sonuçta yakışıklı adamdı ve bir şansı hak ediyordu.

"Abin eski komşunu götürüyor." Taeyong gülerek Jaehyun'un karnına vurdu yavaşça, ardından onlarda birbirlerine sarıldılar.

"Çok mutluyum!"

"Biliyorum bebeğim, biliyorum... Neden pasta alıp bunu kutlamıyoruz?"

"Ve tavşan!" Taeyong ve Jaehyun güldüler, Taeyong'un sıcak nefesi Jaehyun'un boynuna çarparken Jaehyun arkadaşlarına bakmaya devam ediyordu. Ayrıldıklarında Jaehyun Hwayoung'u kucağına aldı ve arkadaşlarına işaret edip mahkeme salonundan çıktılar, Taeyong ise ailesini ikna edip arabaya ilerletti. Onlar Jaehyun'un arabasıyla gideceklerdi, arkadaşları ise kendi arabalarıyla.

Jaehyun'un arabasının yanında durup, binmeye hazırlandıklarında Taehyung'un gelmesiyle Jaehyun onu biraz uzaklaştırdı. Ardından gelip Taeyong'un babasının koluna dokundu.

"Babacığım siz öne geçin, anneciğim, Taeyong siz arkaya lütfen. Taehyung sende Taeyong'un yanına otur."

Hwayoung dedesinin yanına ilerleyip kollarını uzattığında dede almış, Jaehyun'un dediği gibi öne oturmuştu. Herkes arabaya bindiğinde Jaehyun da binip eve sürmeye başlamıştı.

"Ne oldu?"

Taehyung dolu gözlerini cama çevirip kafasını iki yana salladı, Taeyong'un koluna dokunmasıyla ise kulağına yaklaştı.

"Jungkook... beni aldattı. Dün gece bir kızlaydı."

Taeyong ona sarılırken kulağına fısıldadı.

"Belki yanlış anlamışsındır ya da-"

"Bu beşinci aldatışı Taeyong, ve ben artık çok yoruldum."

Taehyung kafası Taeyong'un omzunda, yolculuk boyunca Hwayoung'un tatlı konuşmasını dinlerken gözyaşlarını durdurmaya çalıştı.

Eve geldiklerinde herkes sırayla inerken Jaehyun Taehyung'un koluna girdi ve onunla konuşurken salona kadar yürüttü.

"İstersen uyuyabilirsin ya da açsan-"

"Yok, ben... uçağım var. Uçağa gitmem gerek,  bir iki ay ailemin yanında kalacağım."

"Seni havaalanına-"

"Ben gideceğim, gitmeden ziyaret etmem gereken yerler var. Sadece şunu o şerefsize verir misiniz?"

Taehyung cebindeki yüzüğü çıkartıp Jaehyun'a uzattı.

"Ben uçağa binince versen daha iyi olur, konuşmak istemiyorum onunla."

Taehyung onlara sarılıp evden çıktı ve yarım saat sonra ortak arkadaşları eve doluştu. Taeyong'un annesi ve babası sıkılmış, dakikalar sonra Taeyong ile hızlıca vedalaşıp kaçmışlardı.

Jaehyun iki saat sonra, parti bitip geriye dağınıklık kalmasıyla Jungkook'a ilerledi. Yakında ayrılacaklardı.

"Jungkook."

Chanyeol'a yapışık bir şekilde telefondan bir şeylere bakan Jungkook kafasını Jaehyun'a çevirdi ve parlayan gözlerle ona baktı. Jaehyun ise yutkunarak elini cebine attı ve yüzüğü eline hapsetti, ardından Jungkook'un yanına yaklaştı.

"Taehyung... bunu sana vermemi istedi. Bir daha onunla konuşmanı istemiyor."

Jungkook'u etkileyen şey Jaehyun'un söyledikleri değil, avuç içine bırakılan yüzüktü. Bunun olacağını bekliyordu ama Taehyung onunla yalnızken konuşur, halletmeye çalışırlardı. Halledemezlerse Jungkook onun ayrılmasına izin verir, mutlu olması için dua ederdi.

Taehyung ile sabahki kavgalarında kendinden nefret etmişti, pişmandı da. Ama Taehyung'un varlığına bu kadar alışmışken, bir anda gitmesi içine bir öküz oturtmuştu.

"Sen iyi misin?"

Jungkook ayağa kalktı ve kafa sallarken dalgınlıkla duvara çarptı, Yugyeom ve Jooheon da hızla onunla giderken Jaehyun Taeyong'a baktı. Yorgunluktan kayan gözleriyle kızını izliyor, bir yandan yavaşça etrafı topluyordu.

"Gidin, sonra görüşürüz. Taeyong çok yorgun gözüküyor."

"Evden kovulur olmuşuz, gidelim kocam ve çocuğum." Baekhyun etraftaki çöpleri topladı ve çöpe atarak arkadaşlarını evden çıkarttı. Ardından ikiliye sarılıp Hwayoung'a veda etti.

En sonunda o da gitti.

"Gidip uyu bebeğim, iyice dinlen. Hwayoung'a bakarım ben."

Taeyong gülümseyip Jaehyun'a sarıldı ve yatak odasına gitmeye çalıştı.

"Ah, Taeyong."

Taeyong yatak odasının kapısında durdu ve gömleğinin kollarını katlayan Jaehyun'a baktı.

"Sonraki günler için iyi dinlenme sözü veremem, bugünü iyi değerlendir."

Taeyong odanın içerisine kaçarken, Jaehyun'un kahkahası evin içinde yankılandı. Çizdiği resmi boyayan Hwayoung'un yanına eğildi ve sakince sordu.

"Hwayoung, küçük bir kardeş ister misin?"


For My Baby      - JaeYong-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin