Noel tatili gelmişti. Yılın son dersi olan tılsım az önce bitmişti. Öğrenciler hızlı adımlarla kendi binalarına gitmek için şatonun ana binasına ilerliyorlardı.
Harry, Draco ve Tom yine bir aradaydı. Draco ve Tom kendi aralarında konuşurken Harry'nin dikkati onların üzerinden önlerinde ilerleyen iki Gryffindor'un konuşmasına kaymıştı.
"Çok gıcık bir kız." demişti kızıl saçlı Weasley.
"Bütün derslerde profesörler soru sorar sormaz parmak kaldırıyor." dedi Dean Thomas.
"Parmağını sanki profesörlerin gözüne sokmak istermiş gibi kaldırıyor. Her şeyin cevabını bildiğini sanıyor."
"Kendini beğenmişten başka bir şey değil."
"O sürekli konuşup dikkatimi dağıtmasa büyünün doğrusunu çoktan yapmıştım. Sürekli kulağımın dibinde öttü. Büyüyü yaptı diye patronluk taslıyor."
Harry duydukları üzerine tek kaşını kaldırdı. Granger'dan mı bahsediyorlardı? Cevabını önce onun koluna çarpıp ardından ikilinin arasından onları iterek geçen dağınık kıvırcık saçlı cadıyla almıştı. Gözleri hızla uzaklaşan kıza daldığında Draco'nun sesiyle kendine geldi.
"Hey! Harry! Sen bizi dinliyor musun?"
Harry ona döndü. "Üzgünüm dalmışım." dedi.
"Noelde ne yapacaksınız?" diye sordum. "Tom yetimhaneye dönecekmiş. Oradan çıkmaya izni yokmuş. Senin ailenin tatil için planı ne?"
"Bilmem, evde oluruz heralde."
"O zaman bize gelmeye ne dersin?" diye sordu Draco gözleri parlayarak.
Harry çekinerek sordu. "Bilmem, annenle baban memnun olur mu?"
"Elbette olurlar Harry. Mektuplarıma verdikleri cevaplarda hep senin ve Tom gibi iyi arkadaşlarım olduğu için mutlu olduklarını yazıyorlar."
"Sahi mi?" diye sordu Harry şaşkınlıkla. Draco ile arkadaş olduğunu ilk yazdığında ailesinden dikkatli olması gerektiğini ima eden bir cevap almıştı. Bu yüzden Draco, hakkında yazmayı bırakmıştı. Sadece derslerden bahseder olmuştu.
"Sahi." dedi Draco.
"Peki, o zaman sen bize gelmeye ne dersin?" diye sordu Harry. Eğer annesi ve babası Draco'nun ne kadar iyi bir çocuk olduğunu görürse onun hakkında endişelenmeyi bırakırdı. Ayrıca onların ölüm yiyen olduğu bilinen bir ailenin evine gitmesine izin vermeyeceklerine dair bir his vardı içinde.
"Tamam." dedi Draco. Ailesinin izin vereceğinden emindi.
Birlikte akşam yemeğine yürümüşlerdi. O gece son kez Hogwarts'ya uyuyacaklardı, yarın sabah trenle evlerine döneceklerdi. Slytherin ortak salonuna döneceği sırada Remus'un ona seslenmesiyle geride kaldı.
"Harry yarın birlikte cisimlenerek döneceğiz. Annen ve baban beni akşam yemeğine davet etti."
Harry gözleri parlayarak sordu. "Sirius da gelecek mi?"
Remus gülümsedi. "Muhtemelen."
Harry onu başıyla onaylayıp kendi binasına gitmek için yola çıktı. Zindanlara doğru ilerlerken köşeyi dönmek üzereyken biriyle çarpıştı. Bu Granger kızıydı.
"Oh... Özür dilerim." dedi kız.
Harry ona baktığında tuhaf göründüğünü fark etti. Gözleri kızarmış mıydı? Ağlamış mıydı?
"Sorun değil." dedi Harry. Ardından sordu. "Sen iyi misin?"
"Evet. İyiyim." diye geçiştirdi kız onu.
![](https://img.wattpad.com/cover/155402032-288-k434860.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Back to Hogwarts
FanfictionYa Peter Petigrew sonuna kadar bir çapulcu olsaydı? Hayatı pahasına sırrı korusaydı? Peki ya Voldemort Harry'e ulaşmak için Dumbledore'in bile aklına gelmeyecek bir yol deneseydi?