Simit'14

1.2K 106 12
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...

Cuma namazı kılınmış hutbe verilirken her zamanki yerimde oturuyordum. Bugün Kuran okumamı yapmayacaktım. Cuma günleri yapmıyordum. Benim yerime Ömer abim yapıyordu. Bugün sohbet de yoktu. Çünkü zaten hutbe veriliyordu.

Hutbe bitmiş herkes dağılırken bıcırlarım kurs için toplanmaya başlamışlardı. Cuma namazı için onlar erkenden geliyorlardı. Allah'ım sayılarını çoğaltsın inşaallah!

Hayatımın en mutlu anlarımı yaşıyordum sanırım. Gözlerine baktıkça gülümsememi engelliyemiyordum. Elifbanın yarısına gelmiştik bile. Bıcırlar çok hızlılardı maşaallah. Hızlı hızlı ilerliyorduk. Yine farkında bile değildim zamanın geçtiğinin. Kendisini çok sevdiğim, dedesiyle büyümüş yaşayan yetim ama hayatından çok da mutlu bıcırığım Selim bana bakıyordu.

-Hocam, galiba dersimiz bitti.

Dedi. Saatime bakınca bitmiş hatta on dakika bile geçmişti. Herkes çıkarken Selim'in kolundan yakalayıp bana döndürdüm. Onun hizasına gelmek için eğildim. Kulağından çıkarırmış gibi sihir yaparcasına şeker verdim ona. Dedem bana hep yapardı. Şu an Selim'in durumu gibi olurdum. Kalbime bir şey çökmüş gibi oldu. Dedemi uzun zamandır görmüyordum.

Her zamanki gibi gözleri sonuna kadar açıldı Selim'in. Ela gözlerini çok seviyordum. Bütün duygularını ele veriyordu. Hemen elimden alıp ağzına attı.

-Teşekkür ederim hocam.

Deyip gülümsedi bana. Teşekkür etmeni yersinler senin!

-Hocam, ya size! Size yok mu şeker?

Düşünür gibi yaptım. Sonra zaten benim şekerimin gözümün önünde olduğunu farkedip gözlerimi biliyormuşçasına yumdum ve gülmeye başladım.

-Benim zaten şekerim var ki!

-Nerede hocam o zaman? Siz de şekerinizi yiyin!

-Tamaaaammm!

Deyip ham ham diye sesler çıkarıp onu gıdıklamaya başladım. İnce sesiyle hocam yapmayın yaa deyip kahkaha atıyordu. Sonra gıdıklamayı bıraktım, yanağına buse kondurdum, sanki şeker yemiş gibi dudaklarımı yaladım. O da gülmeye başlamıştı. Sonra açıklama yaptım ona.

-Selim...

Saçlarını geriye doğru okşadım. Hadis vardı bu konu hakkında. "Bir kimse sırf Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap vardır." Elime çok daha fazla saç teli değmesi için geriye doğru okşuyordum. Yetime, mazluma her daim sahip çıkmak gerekliydi.

HAPİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin