Medya: Mark Eliyahu - Endless (Bu ve önceki bölümü bu müzikle yazdım. Siz de okurken dinleyebilirsiniz.)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
《《《
Babamı karşımda görmenin şaşkınlığıyla ellerim titriyordu. Boğazımdaki yumru yutkunurken acıtıyordu. Heyecanlanmıştım. Ve şaşkındım. Babam da benim gibi aynı duyguları yaşıyordu. Damağım kurumuştu. Boğazımı temizledim. Lakin işe yaramayacağını anlayınca su rica ettim. Su rahmettir, berekettir. İçtiğimde ferahlık hissettim. Tek başınaymışım gibi hayal edip başladım. Bir çırpıda okudum. Okuduktan sonra ise rahatladım. Ömer abim hemen sohbete başlamıştı. Gençler tarafından atıştırmalık şeyler servis ediliyordu. Elime verilen tabağa göz attığımda tanıdık kokunun sahibini görmüştüm. Nasıl yani? Annem burada mıydı?
Tabakta benim küçüklükten beri çok sevdiğim un kurabiyesi vardı. Annemin ellerinden çıktığı belliydi. Alıp ağzıma götürdüm. En sevdiğim ise ağzımın içinde o parçalanışıydı. Evet, kesinlikle bunu annem yapmış olmalıydı. Babama baktığımda o da iştahla yiyordu. Babam annemin yaptığı her şeyi çok severdi.
Lavaboya gitmem gerektiğini söyleyip ayağa kalktım. Gençlerden biri lavabonun yerini gösterdi. Tam ilerlerken evin holunde gördüğüm kişiyle donakaldım. Abi diye sarılışıyla ellerim havada kalmıştı. Benim biriciğimdi. Melda'm. Onu en son evden sinirle çıkarken beni durdurmaya çalıştığı sırada görmüştüm. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzüldü. Duygusal bir adamdım. Kabul ediyorum. Birisinin bizi görme ihtimalini es geçip sarılmıştık. Melda iç çekerek ağlıyordu. Ağladığını omzumun ıslanmasıyla anladım. Sessiz ağlamaydı. İçine biriktirilmiş bir ağlama.
Sarılma seansımız bitmiş, ayrılmıştık. Bana baktı uzun uzun. Üç sene içerisinde değişmiş miydim? Tabii ruhen değişmiştim. Orası kesin. Ellerini yanaklarıma koyup Abi seni çok özledim. demesiyle kalbimin öncü zelzele geçirdiğini hissettim. Bunları tabii sessiz söylüyordu. Bizi gören ne der diye düşünmüyoruz da dediklerimizi duymasınlar diye sessiz konuşuyorduk.
Ellerini tam tutarken elime değen taşla durdum. Eline baktığımda güzel bir pırlanta gördüm. Doğru ya! Kardeşim bir sene önce evlenmişti. Gözlerim tekrardan doldu. Kardeşimin, küçüklüğümün her anını birlikte yaşamış olduğum biriciğim evlenmiş olduğunu beyni reddetiyordu. Melda'nın aklına gelen şeyle elimi tuttu, beni çekiştirmeye başladı. Bir odaya soktu. Tam Neden geldik buraya diye sorarken bugünümün vuslat günü olduğunu düşündüm. İşte yüreğimdeki asıl zelzele gerçekleşiyordu. Annem sesimle arkasına döndü. Ben ve annem şaşkınlıktan sarılmak dahi aklımıza gelmemişti. Uzaktan bakışmamız devam ederken Melda aramıza girdi.
-Hadi sarılsanaza! Özleminiz sadece bakışmakla mı geçiyor?
demesiyle annemin ne tepki verdiğine baktım. Ağlaması duyulmasın diye elleriyle ağzıma perde çekmişti.