Medya: Shukran Allah
《《《
Babamın camiye yüzündeki heyecanla girerken görünce hemen arkama döndüm. Şaşkındım. Beni görmemeliydi bence. Yürüdüm. Sahilde düşünceler arasında kaybolmuştum. İlerledim. Ayaklarıma komut vermediğim halde beni götürüyordu. Metroya bindim. Eyüp Camisi'ne gitmek güzel olabilir. Farklılık lazımdı bazen insanlara.
Bir keresinde dedem elimden tutup Eyüp Camisi'ne götürmüştü ve beni gezdirmişti. O gün benim en mutlu olduğum günlerden biridir. Unutmadım bu yaşıma kadar. Metroda ayakta seyahat iyiydi. Hiçbir zaman cam kenarı kapılamaz mı ya? Ya da benim bindiğim metrolar öyleydi. Sanki bütün dedelerin yüzleri aynıydı. O sıra bunları düşünürken gelmiştik bile. İndim ve ilerledim. Gelmiştim işte. Dedemi gördüm. Onun elinden tutmuş sürüklüyordum peşimden. O da bana "Dur yavrum düşeceğim." diyordu. Tabii yaramaz Mazhar hiç dinler mi? Hayır!
Camiye girip namazımı huşu içinde kıldım. Halid Bin Zeyd Ebu Eyyüb El-Ensari'nin türbesini ziyaret ettim. Dua ettim. En büyük sığınak duaydı. Avluda abdest almaya çalışan küçük benim bıcırlara benzeyen çocukları gördüm. Yanlarına gidip Allah kabul etsin çocuklar! dedim. Bana bakıp güldüler ve Amin sağol abi dediler. Yüzümde gülümseme belirdi. Bu nesil bizi kurtaracaktı. Benim hâlâ umudum var.
Banka oturdum. Bizim caminin ordaki banklara benzemiyordu. Bizim oranın atmosferi farklıydı bir kere. Karşımdaki bankta dedem ve ben oturuyordum. Dedem bana aldığı pideyi yediriyordu. İstemsizce güldüm. Elimdeki ayranı şortuma dökünce dedem "Eyvah Mazhar ne yaptın! Annen kızacak." dedi. Bende çocuk olarak sırıtıyordum tabiki. Gözlerim buğulanınca gözlerimi kırpıştırdım. Dedem bana çocukluğumun en güzel anlarını yaşattı. Annem çok korumacıydı. Ondan ötürü evimizin bahçesinde sadece oynamama izin verirdi. Dedem ise beni elimden tutup Hadi parka gidiyoruz derdi. Bende ilk yerimde sevinçten zıplardım sonra dank ederdi aklıma. Dede annem izin vermez ki. derdim. Dedem ise boyuma yetişmek için eğilir, sessizce Annen bana izin vermez mi sanıyorsun Mazhar? derdi. Ben ise yaramazlık gülümseme gönderirdim. Elini sanki ömrü billah bırakmamak üzere sıkıca tutardım. Parka gidip oyun oynar kaydıraktan kayardım. En büyük zevkim ise salıncaktı. Dedeme sürekli daha hızlı dede daha hızlı derdim. Dedemin verdiği cevap hiç değişmezdi. "Mazhar anca bu kadar hızlı oluyor. Yakında kuş olup uçacaksın, korkuyorum." Verdiği cevaba gülerdim. Sonra salıncağı ayağımla durdurur dedeme bakardım.
-Dede gerçekten kuş olabilir miyim?
-Neden olmasın? Eğer kalbini her yerde gördüğün seni Yaradan'a açarsan neden olmasın?
-Her yerde mi? Nasıl yani Allah her yerde mi?
-Tabii. Her yer O'dur ve O'nundur Mazhar.
Sonra ise mutluluktan dedeme sarıldım. Küçüklüğümde her kuş gördüğümde heyecanlanır daha yakından görmeye çalışırdım. Yanağımdaki ıslaklık ile ağladığımı anladım. Tebessüm ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAPİS
Random"Aşk, tutsaklık değildir hafızım. Ellerini semaya, yüreğini Rabbine aç! Sabırla, tevekkülle bekle. Zamanı gelir her şeyin..." 27.06.19