Sabırsızlaşıyordu günler ardı sıra akıp gidiyordu.
Bu benim dileğimdi Aytenli'm.
Sensizliğin çabucak geçip bitmesiydi.
Sensizliği az çok kavradım , alıştım. Ama acın hala taze kabuk tutmak bilmedi.
Aşk'ta bu değil mi zaten?
Hala ilk gün ki gibi taze yarasıda kendiside.
Bana iki sene önce sorsalardı Aşk'ı anlat deselerdi.
-Çok sevmek.
derdim galiba.
Ama şimdi sana anlatacak olursam şöyle olurdu ;
Evet çok sevmek ama her şeye rağmen çok sevmek o aşk yolunun sonunun uçurum olduğunu göre göre ellerini tutmak. Kokunun zehir olduğunu bile bile ciğerlerime nufüs etmek .Beni yok edeceğini bile bile sevdaya dahil olmak.
Hani bazı aşıklar vardır. Çok severler vazgeçemezler kötü biri olduğunu bile bile.
Güzelliğine mi vuruldun ?
-hayır.
Karakterine mi vuruldun?
-hayır.
E peki neyine vuruldun da aşık oldun sen ?
Cevapları olmaz , cevabım olmaz.
Çünkü aşk tamda bu değil mi? Olmayanı sevmek belirsizliği sevmek.
Ne bileyim belkide onun ruhuna aşık olursun.
Bende uzun süredir bu soruda takılıyım sevgilim.
Çok zaman geçti be sevgilim hala siyah gülümsün. Hala en derinlerimdesin.
Ruhum öldü bunu hissedebiliyorum .
Hayret ediyorum bu beden hala nasıl savaşıyor bu ölü ruhla.
Belkide senle savaşıyor.
Bu ölü ruhumda hala canlısın içimde.
Bedenim bende ki tek canlı olan şeyle savaşıyor.
Senle savaşıyor.
Senin umuduna ve umutsuzluğuna yaşıyor.
Çünkü acın bile tatlı Aytenli'm.
Kavuşamadığım
Can'ım
Aytenli'm
Kara Gülüm
Sevgilimm
Kaç gece daha uyanık olmam gerekiyor rüyalarına misafir olayım diye ?
Kaç damla gözyaşı dökmem gerekiyor gönlüne düşeyim diye ?
Kaç defa nefesim kesilecek nefesini ararken nefesin olayım diye?
Daha kaç defa yanmam lazım burnunda tütebileyim diye ?
Söyler misin?
*Acaba diyorum gelir misin ? Bensizliğe katlanamayıpta gelir misin? İçinde bir boşluk belirir mi ? Belirir de seni bana iter mi? *
Hüzünle kal Aytenli'm...