BÖLÜM 16

682 115 10
                                    

"Hiçbir gerçek senin kalbinde hissettiğinden daha önemli değildir."


"'

Muhammed Emin ne yapacağını ne düşüneceğini şaşırmıştı. Mert ve Pınar olanları öğrenmiş ve restoranın önüne gelmişti. Dakikalar geçmesine rağmen Muhammed Emin öylece ayakta dikiliyordu. Herkes kendisine bakıyordu. O ise herkesin gözlerinin içine bakarak onlardan medet umuyordu. Birisi çıksın ve bütün bunların yalan olduğunu söylesin istiyordu. Asi şaşkınca kendi etrafında dönüp duran Muhammed Emin'in yanına gidip kolunu tuttu.

"Muhammed Emin lütfen sakin ol. Bir kendini bilmezin yüzünden babandan şüphe duyma."

"Evet evet o benim babam bu gerçeği hiç kimse değiştiremez." dedi Muhammed Emin silahını beline takıp arabaya binerek uzaklaştı oradan.

Asi restorana geçip bir bardak su içti. Masaya oturup sakinleşmek için derin derin nefesler alıyordu ki Osman gelip yanında ki sandalyeye oturdu.

"Asi iyi misin?" diye sordu.

"İyiyim iyiyim Osman sağol."

"Asi ben seni ilk gördüğümde böyle bir belanın içinde olduğunu bilmiyordum." dedi Osman az sonra konuşacağı şeyler için kendini asla affetmeyeceğini biliyordu ama hayat böyleydi işte.

"Ben sana anlattım durumumu."

"Evet ama eksik anlattın. Senin anlattığın hikayede masum, kocasından kurtulmak isteyen bir kız vardı. Silahlı adamların peşinden koştuğu birisi değil. Üzgünüm çok üzgünüm ama evde benden ekmek bekleyen felçli bir annem var. Bunu yaptığım için kendimi asla affetmeyeceğim."

"Osman sen iyi bir insansın seni anlıyorum."

"Ben bencil bir adamım Asi."

"Hayır hayır anneni, kendini düşünmek zorundasın. Kim olsa aynısını yapardı. Hakkını helal et ben istifa ediyorum." dedi Asi zorda olsa tebessüm ederek çantasını alıp çıktı restorandan. Her zaman böyle oluyordu. Tam mutlu olduğu an vuruyordu hayat onu. Her defasında savaşarak açtığı kapılar bir bir suratına kapanıyordu. Ama artık yorulduğunu hissediyordu Asi. Savaşacak gücü yoktu taksiye bindi bir an önce otele gidip uyumak istiyordu.

🪢

Muhammed Emin yetimhane kapısında gözyaşlarını silip derin bir nefes aldı. İçeri geçmesiyle çocuklar her zaman ki gibi coşkuyla karşıladı onu. Onlar için aldığı hediyeleri dağıtıp hepsine tek tek sarıldıktan sonra kardeşim dediği 17 yaşındaki Bedirhan'ı kenara çekip yanına oturdu.

"Babam sana oğlum derdi. Sende benim kadar tanıyorsun onu değil mi Bedirhan?"

"Senin neyin var abi?" diye sordu Bedirhan küçüklükten beri tanırdı Muhammed Emin'i ve ilk defa böyle görüyordu. Kan çanağına dönen gözleri sanki kendisine değil de bir boşluğa bakıyor gibiydi.

Muhammed Emin onu duymuyormuş gibi bakışlarını boşluğa dikip konuşmasını sürdürdü. "Benim babam yalan söylemez değil mi Bedirhan?"

"Yok, Mirza baba ölse yalan konuşmaz ama sevdiklerini üzmemek için gerçeği saklayabilir. Bana durumu anlatsan ben sana daha iyi yardımcı olurum abi."

KÖRDÜĞÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin