Şu anda bir kafe de oturmuş bizimkilerle (Naz, Çağatay ve Arel) sohbet ediyorduk. Okuldan çıktıktan sonra canımız sıkılmıştı Naz da ortaya bir fikir atınca kabul etmiştik.
"Aslı ne düşünüyorsun öyle"
"Hiç dalmışım"
Aslında Can'la olanları düşünüyordum. Gerçekten birkaç gün boyunca hiç halim yoktu ruh gibi okula gidip geliyordum. Ama tahmin ettiğimden çabuk atlattım. En azından ben öyle düşünüyorum.
"Of çok sıkıldım ben, hadi sinemaya gidelim" diye bir fikir sundu Naz.
"Olur, hadi gidelim" diye atladı Çağatay.
Çağatay aramıza katılalı çok olmamıştı ama şimdiden çok iyi anlaşmıştık.
"Tamam hadi gidelim. Olur mu Aslı"
"Olur, gidelim"
***
Şu an hangi filme girsek diye düşünüyoruz. Naz bir türlü karar veremiyordu.
"Tamam, karar verdim. Komedi filmine girelim"
"Hele şükür Naz ya en sonunda kök salıcaktık buraya" diye isyan etti Çağatay.
"Tamam be karar verdim işte. Hadi siz biletleri alın. Biz de Aslı'yla mısırları alalım"
"Tamam" deyip biletleri almaya gittiler.
Biz de mısırları aldık. Filmin başlamasına on dakika vardı. Biz sinema salonuna geçip yerlerimize oturduk. Benim sağımda Arel, solumda Naz vardı. Naz'ın solunda da Çağatay oturuyordu.
Film başlayalı çok olmamıştı ama biz gülmekten yarılıyoduk.
Filmin sonlarına doğru hüzünlü bir sahne vardı ben tabi bu sahnede öyle bir ağlamışım ki filmden çıktığımda gözlerim kıpkırmızıydı. Allah aşkına komedi diye girdik ağlayıp çıktık ya.
"Aslı sen de ne ağladın be gözlerin kan çanağına döndü"
"Olamaz mı Allah Allah siz duygusuz sanız ben ne yapıyım"
Filmden çıktığımızda akşam olmuştu o yüzden evlere dağıldık. Eve geldiğimde annemle biraz sohbet ettik. Biraz bir şeyler atıştırdım ve odama çıktım. Üzerimi değiştirdim. Biraz kitap okuyup yattım.
***
Sabah kalkıp hazırlandım bir şeyler atıştırıp evden çıktım. Müzik dinleyerek okula gittim. Sınıfa çıktığımda yerime oturdum. Benden biraz sonra da Arel geldi ve yanıma oturdu. Şu sıralar Arel'le Naz dan daha çok konuşuyorum.
İlk ders tarihti dersi pek sevmediğim için genellikle uyudum. Zil çalınca bizimkilerle kantine indik. Ben çikolatalı süt aldım ve bir masaya oturdum diğerleri de biraz sonra gelip oturdular.
"Ee hafta sonu ne yapıyorsunuz? Bir planınız var mı?"
"Benim bir planım yok evde olacağım büyük bir ihtimalle"
"Benim de yok"
"Bir şeyler mi yapsak acaba"
"Ne gibi?"
"Bilmem buluruz bir şeyler. Yeter ki evden çıkayım. Annem hafta sonları temizlik yaptığı için evde bunalıyorum"
"Anneler ve akıl almaz temizlikleri"
"Arel, Aslı siz hiçbir şey söylemediniz. Ne yapalım?"
"Bilmem böyle fikirler genellikle sizden çıkıyor. Benim aklıma bir şey gelmedi"
"Aynen. Benim de aklıma bir şey gelmedi"
"Aa ama siz de hiç fikir vermiyorsunuz ki"
O sırada ders zili çaldı ve biz sınıfa çıktık. Hoca dersi anlatırken içeriye müdür geldi.
"İyi dersler çocuklar. Bu hafta sonu ve önümüzdeki hafta dahil olmak üzere dokuz gün okulumuz bir kamp düzenliyor. Katılmak isteyenler ailelerinden izin alıp bize haber versinler. Ona göre ayarlama yapacağız. Tekrardan iyi dersler" deyip çıktı.
Çağatay arkadan konuştu
"Hafta sonu planımız bulunmuştur. Hatta daha fazlası"
"Ay evet buna kesinlikle gitmeliyiz. Aslı ne olur gidelim yalvarırım"
Naz bana masum masum bakmaya başlamıştı. Ben de daha fazla dayanamayıp kabul ettim.
"Tamam, gidelim"
"Ama önce annemden izin koparmam gerekiyor"
"O zaman sen de geliyorsun kardeşim"
Arel gülerek.
"Maalesef geleceğiz artık. Bu iki kızı yalnız bırakmak olmaz"
***
Okuldan çıktıktan sonra hemen eve geldim. Anneme duygu sömürüsü yapıp izin koparmam gerekiyordu. Annemin yanına gidip.
"Annecim. Canım annem. Nasılsın" dedim.
"Hayırdır Aslı, ne isteyeceksin yine" dedi.
"Aa annem olur mu hiç öyle şey. Sadece nasılsın diye soruyorum. Olamaz mı?" dedim. Ama annem yemedi.
"Olamaz Aslı. Hadi ne istiyorsun söyle"
"Of tamam ya söylüyorum. Bizim okul bu hafta sonu dahil dokuz gün boyunca kamp düzenliyormuş. Biz de düşündük ki neden gitmeyelim"
"Biz? Başka kim gidiyor?"
"Bizim grup işte. Naz, Arel, Çağatay. Hadi ne olur izin ver"
"Siz bu aralar Can'la hiç konuşmuyorsunuz. Bir şey mi oldu?"
"Hayır. Sadece sınıflarımız ayrı ve çok görüşemiyoruz" dedim. Aslında yalan söylüyordum neredeyse bir süredir Can'dan kaçıyordum.
"Tamam. İyi bakalım gidin. Ama sakın ince giyinip hasta olayım deme"
"Ya canım annem çok teşekkür ederim"
"Tamam hadi madem kampa gideceksiniz git de çantanı hazırla" dedi.
"Kalın kıyafetler koy" diye de ekledi.
Hemen odama çıkıp Naz'a haber verdim. Ve çantamı hazırlamaya başladım.
Muhtemelen çadırlarda kalacağımız için soğuk olur diye iki tane siyah kapüşonlu, iki tane kalın tayt, üç tane pantolon, bir tane kalın kazak ve birkaç tane de kalın çorap koydum. Ardından saçlarım kirlendiğinde banyo yapamayacağım için kuru şampuanımı da yanıma aldım. Yarın gideceğimiz için sabah giyeceğim kıyafetleri de hazırladım. Zaten botla gideceğim için başka ayakkabı almayı planlamıyordum.
Yatmadan önce ılık bir duş aldım bu sayede saçlarım çabuk kirlenmez.
***
Sabah kalktım ve hızlıca rutin işlerimi hallettim. Ardından mutfağa inip bir şeyler atıştırdım. Ve hemen odama çıkıp akşamdan hazırladığım kıyafetlerimi giydim ve Naz'ı aradım o da evden çıkacağını söyledi ve kapattı. Bende botları ı giyip evden çıktım.
Okula gittiğimde Arel ve Çağatay buradaydı ama Naz daha gelmemişti anlaşılan. Bir süre sonra Naz da geldi.
Kampa gidecekler tamamlanınca otobüslere bindik. Zaten hava soğuk olduğu için fazla kişi gelmemişti o yüzden iki otobüs vardı.
Ben otobüste Arel'le, Naz Çağatay'la oturmuştuk. Tam olarak nereye gittiğimizi bilmiyordum ama ormanlık bir yer olacağı kesindi. Daha erken olduğu için benim uykum vardı ve anlaşılan yol uzun sürecekti. Biraz gittikten sonra kafamı Arel'in omzuna yasladım. İlk başta biraz şaşırmış olacak ki kaskatı kesildi ama sonradan benim rahat etmem için biraz aşağıya doğru kaydı ve ben omzuna iyice yerleştim. Bir süre sonra da uyumuşum zaten.
******
866 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asel | Texting (Tamamlandı)
Teen Fiction(TAMAMLANDI) Aslı: Papatyaları sen mi koydun çantama?