"OHA. Ciddi misiniz siz? Bizim lunaparka geleceğimiz zaman mı yıkma kararı verdiniz?" diye isyan etti Naz.
Çağatay da ona katıldı "abi cidden bu nasıl bir şanssızlık ama"
"kaç senelik lunaparkı şimdi mi yıkma kararı aldınız yani" anlaşılan Naz susmak bilmeyecek.
"tamam arkadaşlar, sakin. Olabilir böyle şeyler" dedim sakince.
"evet abi ne abarttınız" dedi Arel.
"nasıl abartmayalım ama? Koskoca lunaparkı yıkmışlar bildiğin" diye atladı Çağatay.
"tamam şimdi başka bir şeyler yapalım. Sonuçta burda ne kadar konuşsanız da lunapark geri gelmeyecek. Okuldan boşuna kaçmadı demi?"
"evet. Hadi bir kafeye gidelim yemek falan yeriz. Allah aşkına dondum" dedim yakınarak.
Arel bana katılarak "bence de bir kafeye gidip yemek yiyelim" dedi.
"iyi madem gidelim" dedi Naz.
Arel'le ben oturabileceğimiz bir kafe ararken Naz ve Çağatay asık suratla peşimizden geliyorlardı. Sonunda bir kafe bulunca oturduk ve yemeklerimizi söyledik.
"ee buradan sonra ne yapacağız yemek de yedik"
"evet ya bütün gün ne yapacağız"
Onlar aralarında konuşurken telefonum çaldı.
Annem arıyor..."alo efendim annecim...tamam siz gidin ben kalırım evde...tamam görüşürüz öptüm"
"ne oldu kanka ne diyor annen"
"annemle abim Eskişehir'e teyzemlerin yanına gidiyorlarmış da onu haber verdi"
Arel şaşırarak "yalnız mı kalacaksın evde?" diye sordu.
"evet, ben alışkınım zaten. Annemler sık sık şehir dışına çıktıkları için ilk yalnız kalışım değil" dedim.
"sen yine iyisin kanka ya. Ben olsam asla kalamam. Çok korkarım" dedi Naz.
"aa bakın aklıma bir fikir geldi" dedim heyecanla.
"ne geldi aklına" dedi Çağatay.
"bu gün bize gelin film falan izleriz" dedim.
"aslında olabilir. Ama annen kızmaz mı?" diye sordu Naz.
"evet, Naz haklı önce annene sor istersen" dedi Arel.
"tamam o zaman ben bir annemi arıyım" dedim.
Annem aranıyor...
"alo anne...bu gün arkadaşlarım bize gelebilir mi?... film falan izleyeceğiz...tamam etrafı dağıtmayız... görüşürüz"
"tamam annemden izin aldım"
"o zaman şimdi dağılalım. Eve gidip üstümüzü değiştirelim. Ondan sonra cips kola falan alıp geliriz" dedi Arel.
"tamam kalkalım o zaman" dedim.
Hep beraber kalkıp evlere dağıldık. Ben de eve gidince biraz etrafı topladım. Yaklaşık 35-40 dakika sonra çocuklar geldi.
"çocuklar siz içeriye geçip film seçin. Biz de Naz'la abur cuburları tabaklar koyup gelelim"
"tamam biz filmi seçelim"
Mutfağa girince Naz hemen bana dönüp sorular yağdırmaya başladı.
"ee kanka bu anonim sence kim?" diye sordu.
"söylemiştim sana zaten benim aklımda kimse yok"
"of cidden kim acaba ya"
"sen aklımda biri var dememiş miydin? Kimi düşünüyordun?"
"benim aklımda biri vardı ama bu gün o düşüncem tamamen değişti"
"kimdi peki düşündüğün kişi?"
"boş ver ya şimdi kafanı karıştırmaya hiç gerek yok"
"neyse eninde sonunda öğreneceğim zaten. Şimdi şunları koyalım da içeriye gidelim çocuklar bizi bekliyor" dedim.
Abur cuburları tabaklar koyup içeriye geçtik. Biz gittiğimizde bir şey konuşuyorlardı ama bizi görünce sustular birden. Anlamadım.
"ee ne izliyoruz bakalım" diye sordum.
"biz korku filmi diye düşündük. Nasılsa evdeyiz çok korkacak olursanız başka bir şey açarız" dedi Arel.
"tamam o zaman açalım" dedim.
Filmi açtıktan sonra televizyonun karşısındaki L koltuğa oturduk. Biz Naz'la korktuğumuz için ortaya oturduk. Naz'ın yanına Çağatay, benim yanıma da Arel oturdu. Ben film başladığında kucağıma mısır tabağını aldım ve yemeye başladım. Çünkü korktuğumda kendimi yemeğe veririm sürekli.
"ya Allah aşkına şu korku filmlerindeki müzikler olmasa hiçbir şey yok. Sırf şu müzikler korkutuyor insanı" dedi Naz.
"bence de" diyerek sevgilisine katıldı Çağatay.
Film biraz daha ilerledikten sonra ben iyice korkmaya başlamıştım. Hayır yani neden bu kadar korkunç bir film seçiyorsunuz ki.
"hah! Geldi o her filmde olan kız sahnesi. Cidden abartısız her korku filminde var ya" dedi Çağatay.
"cidden saçma olduğunu bildiğim halde korkuyorum. Neden bu kadar korkuyorum acaba" dedi Naz.
"bence de o kadar korkulacak bir şey yok ama insan korkuyor işte" dedim.
Tam bunu söylediğim anda kızın önüne saçma bir yaratık çıktı. Ve tahmin edin ben ne yaptım. Çığlık atıp Arel'in koluna sarıldım. Evet, tam bir rezillik.
"geçti mi o sahne" diye sordum Arel'e korkarak.
"sanırım daha geçmedi. Her an bir şey çıkabilir" dedi.
Biraz daha o şekilde kaldıktan sonra kafamı kaldırdım ve Arel'e baktım.
"cidden kusura bakma ya. Korkunca ani bir refleksle sarıldım koluna. Kusura bakma" dedim utanarak.
Cidden şu an kıpkırmızı olmuş olabilirim. Böyle bir rezillik var mı ya. Çocuğun koluna yapıştım resmen.
"tamam sorun değil. Olur böyle şeyler" dedi içten bir gülümsemeyle. O gülümseyince benim de yüzümde bir gülümseme oluştu.
Korku filmi bittikten sonra bir kaç tane daha film izledik. En son film izlerken göz kapaklarım ağırlaşmaya başlamıştı. Sonunda uykuya yenik düşüp gözlerimi kapattım.
******
701 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asel | Texting (Tamamlandı)
Teen Fiction(TAMAMLANDI) Aslı: Papatyaları sen mi koydun çantama?