Abim hastaneden çıkalı iki haftayı geçiyor. Gün geçtikçe daha iyi oluyor. Ben bu süre zarfı içinde okula gidip geldim. Kafamı derslere çok veremesem de devamsızlığımın çok olamaması için gittim. O günden sonra A ile fazla konuşmadık. O akşam da zaten ben uyuduktan sonra telefonumdan anneme mesaj atıp gitmiş. Gerçekten kimsenin onu bilmesini istemiyor.
Ne kadar konuşmasak da istisnasız her gece bana iyi geceler mesajı atıyordu.
Şu anda da kantinde boş boş oturmuş çikolatalı sütümü içip bir yandan da Naz'ı dinliyorum. Bizim çocuklar da oflayıp pufluyorlardı.
"kanka senin yüzün niye hala asık ya. Abin hastaneden çıktı iyileşiyor. Hala niye üzgünsün"
"abim hastaneden çıktı ama ben hala 'ya ona bir şey olsaydı ne yapardım' diye düşünüp duruyorum"
"neden hala kötü düşünüyorsun ki abin eve çıktı. İyileşiyor. Senin daha mutlu olman gerekir"
"tamam biraz daha iyi olmaya çalışırım"
"tamam o zaman şöyle yapalım. Okul çıkışı dağılalım 3-4 gibi de toplanıp sinemaya gidelim. Nasıl fikir?"
"olabilir aslında hem kafamız dağılmış olur"
"Arel sen ne diyorsun?"
"olur aslında"
"Aslı?"
"tamam gidelim. Muhtemelen annem de izin verir zaten ruh gibi dolaşmamdan şikayetçiydi"
Biz konuşurken ders zili çaldı biz de ayaklanıp sınıfa gittik. Zaten okulun bitmesine iki ders vardı. Sabahki halime göre biraz daha iyiydim. Keyfim yerine gelmişti.
***
"bir şey söyleyeceğim. Biz gidiyoruz ama filme karar vermedik yine iki saat beklemeyelim orada"
"yok yok ben baktım filmlere. Beklemeyiz yani"
"iyi o zaman. Ne filmine giriyoruz?"
"bilim kurgu güzel bir filme benziyor"
"tamam"
***
"Çağatay abicim mal mısın. Niye kadının kafasına ayağını koyuyorsun"
"ya bilerek koydum sanki. Ben koltuk boş sanıyordum ayağımı koydum kadın varmış ben ne yapabilirim"
"ya kavga edip durmayın artık yeter. Zaten sinemadan da atıldık. Ne yapacağız şimdi?"
Çağatay "ya tamam kızma buluruz bir şeyler" deyip kollarını Naz'a dolayınca Arel'le ikimiz şok olmuş bir şekilde onlara bakıyorduk.
"lan siz sevgili misiniz?"
"hayır. Yani evet. Yani öyle bir şey işte. Of rezil olduk iyi mi. Çağatay ne yapıyorsun ya"
"ya ne rezil olması. Biz çok sevindik. Dimi Arel?"
"evet çok sevindik"
Dördümüz birlikte bir süre sarıldık ondan sonra da yemek yemek için bir restorana geldik.
Yemeklerinizi yedikten sonra hesabı ödeyip çıktık. Hava çoktan kararmıştı ve biz sokaklarda boş boş dolanıyorduk. Naz'ın telefonu çaldı.
"efendim annecim...ya misafir mi geliyor... tamam geliyorum ben...görüşürüz. Bize misafir geliyormuş ben gidiyim artık"
"ben bırakayım seni"
"aynen Çağatay bıraksın seni. Ben Aslıyı evine bırakırım"
"tamam o zaman. Görüşürüz"
Naz'la sarılıp ayrıldıktan sonra eve doğru yürümeye başladık. Yol boyunca hiç konuşmadık. Evin önüne geldiğimizde Arel'e sarıldım.
"teşekkür ederim. Her şey için"
"ne demek efendim her zaman"
"görüşürüz"
"görüşürüz"
Onunla vedalaştıktan sonra eve girdim. Annemler salonda oturuyorlardı.
"iyi akşamlar"
"hoş geldin kuzum. Aç mısın?"
"hayır annecim aç değilim arkadaşlarla yedik. Abim uyudu mu?"
"evet. Abin uyudu"
"tamam. Ben de odama çıkıyorum. İyi geceler"
Yanlarına gidip babamın ve annemin yanağını öptüm.
"iyi geceler kızım" dedi babam. Ona gülümseyip mutfağa gittim. Su içip odama çıktım.
Üstümü değiştirip yatağıma girdim. Yarın okul yoktu o yüzden geç yatsam da sorun olmazdı. Ben de instagrama girip gezinmeye başladım. O sırada A dan mesaj geldi.
A: İyi geceler Deniz Gözlü'm
Aslı: İyi geceler
Her ne kadar o iyelik ekini sevmesem de bir şey demiyorum artık.
******
510 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asel | Texting (Tamamlandı)
Teen Fiction(TAMAMLANDI) Aslı: Papatyaları sen mi koydun çantama?