Zengin Sevgilim

Zengin Sevgilim 2. Sezon 6. Bölüm

Sabah Xiumin uyandığında Luhan henüz gelmemişti, hemen kalkıp üzerini değiştirdi, resmi bir şekilde giyindi ve işe gitmek için hazırdı. Buz dolabının üzerine bir not bırakıp evden çıktı. İlk kez babasının şirketine gittiği için heyecanlı hissediyordu. Şirkete geldiğinde ilk olarak babasının yanına çıktı. Babası onu karşısında gördüğü için pek bi memnundu.

"Günaydın evlat, demek kesin olarak işe başlıyorsun."

"Evet."

"O zaman 1. kuralı hemen hatırlatayım, iş saatleri sırasında bana baba demek yok, diğerleri nasıl sesleniyorsa sende öyle sesleneceksin."

"Pekala."

Xiumin'nin babası hemen telefonu eline alıp çalışanlardan birini yanına çağırdı, iki dakika sonra ise o çalışan odadan içeri girmişti.

"Buyurun efendim."

"Minwoo gördüğün üzere oğlum Minseok, artık burada çalışacak, ona işleri en başından öğretmeniz gerek."

"Nerede çalışmasını istiyorsunuz efendim?"

"Imm, sanırım 4. kattaki 2 numaralı odada ona işi güzelce öğretebilirler."

"Emin misiniz?"

"Evet."

"Hadi gidip onlarla tanıştır, hem orada zaten bir kişilik boş yer yok mu?"

"Pe-peki efendim."

Minseok 4. kattaki 2 numaralı odaya girdiğinde gördüğü karşısında adeta şok geçirdi, sadece dedikodu yapan 4 bayandan başka kimse yoktu. Minwoo bayanların dikkatini çekerek onları susturdu ve Minseok'u onlara tanıttı.

"Merhaba kızlar, öncelikle patronumuzun oğlu bundan sonra burada çalışacak kendisi pek bir bilgiye sahip değil ona her şeyi öğretmeniz gerekecek."

Bayanlardan biri hemen söze atılarak

"Seve seve öğretirim!"

Minseok biraz ürkmüş şekilde onlara bakarken o departmanın müdürü odasından çıktı, Minseok'u hiç fark etmeden kızlara kızmaya başladı.

"Hey siz dedikoducular, işinizle ilgilensenize bu gürültü de neyin nesi?!"

Minseok odadan çıkmış olan adamı inceledi, uzun boylu siyah saçlı, ve biraz da salağa benzer bir tipi vardı. Nasıl böyle bir şirkette müdür olduğunu düşünüyordu. Müdür kafasını sağ çevirdiğinde Minseok'u ve Minwoo'yu fark etti.

"Merhaba Hoseok, sizin departmana yeni birisini getirdim, onunla iyi ilgilen, işi öğret, falan filan..."

"Ah pekala hyung."

Ardından Minseok'a dönerek onun adını sordu.

"Adın ne?"

"Minseok."

"Pekala bende Hoseok, yerine geçip çalışmaya başlasan iyi olacak. Minwoo hyung sen artık gidebilirsin."

Minseok sessizce en köşedeki yerine geçti, önündeki bomboş masaya boş boş baktı, gerçekten ne yapması gerektiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Yanında oturan Jihee onun bu çaresiz halini görünce yardım etmek istedi.

"Bir sorun mu var?"

"Gerçekten ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."

"Ah, anladım, iş ile alakalı en ufak bir fikrin yoksa neden buradasın?"

"Bu seni ilgilendirmez, ama bana ne yapmam gerektiğini anlatırsan sana minnettar olurum."

"Gidip müdürle konuş, o sana yardımcı olacaktır."