Leave me Alone

48 23 9
                                    


"Bu gece kahramanın olacağım Gguk, bir daha hiç korkmayacaksın."

Aynı gün, |21.00

-

Giydiği keten gömleği çıkarmış, siyah sıfır kollu tişörtü açığa çıkmıştı beraberinde. Elini, duvarın çizmediği yerlerine yaslıyor, böylece esmer tenindeki pazuları kasılıyordu. Hafif terleyen bedenine yapışan tişört, yer yer teriyle koyulaşmış hafifçe üzerine yapışmıştı. Sprey, koluyla beraber daha nice yerlere ulaşırken benim yapabildiğim tek şey;

Onu izlemekti.

Soğumaya başlayan havada, stüdyo saunaymışcasına ter kan içinde kalmıştı yabancı.

"Nasıl oldu?"

Nefes nefese geri çekilirken beyaz duvarın yarısını boyadığı yeri işaret etmişti başıyla. Böylece mavi saçları, gözlerinin önünü kapatmış, yer yer terle bulanan tenine yapışmıştı. Elinde tuttuğu metal şişe sayesinde şişen pazusu elini yasladığı duvarı dahi utandırmıştı.

"Jeongguk?" adımı söylemesiyle açık kalan ağzımı hızla kapatıp kısılan gözlerine baktım. Kahve gözleri kısılmış,merakın serpiştiği göz bebekleri büyümüştü.

Yutkunarak parmaklarımla oynarken gözlerimi duvara çevirdim. Kim bilir ne kadar süredir çizim yapıyordu fakat ben geçen zamanı hiç farketmemiştim. Sanki en fazla on dakikadır resim yapmıştı.

onu izlemekten yaptığı resmi görmemiştim bile..

Hoş,harelerimin önünde duvardakinden daha canlı bir yapıt vardı oysaki.

Gözlerimi, duvardaki ağlayan bir koreli gencin gözyaşını silen mor iskelet figüründe gezdirdim. Çocuğun gözleri çekik ve içi turuncuydu.

Kanlanmış gibi duruyordu.

Ve ten rengi o kadar soluktu ki, iskeletin mor işaret parmağı neonlu duruyordu.

Yüzüne kıpkırmızı bir boya sıçramıştı.
Ve göz yaşı da kıpkırmızı akıyordu.
İstemsizce tüylerimin ürperdiğini hissettim. Resim, sanki ölmeyi bekleyen bir gencin azraille olan son dansını anlatıyor gibiydi. Genç öleceği için mutlu değildi fakat azrail,canını alacağı için o kadar mutlu gözüküyordu ki.

Tabi bunlar zihnimin imgeleriydi sadece.

 Gözlerim Taehyung'a baktığında tepkimi beklercesine, yüzünün kıyısına otturttuğu gülümsemeyle bana baktığını gördüm.

Birbirine sıkıca bastırdığım dudaklarım aralandı.

"Bence...sıradışı..yani,çok güzel."

Karmaşık, renkli fakat o kadar..
Bir o kadar da hüzünlüydü.

Çok güzeldi.

Bir resim, ancak bu kadar yansıtırdı insanın içindeki enkazı.

Gerçekten yetenekliydi.

 Verdiğim tepkiye karşı tatmin olmuşca gülümsemişti yüzündeki parıltıyla beraber.

Bu davranışına ben de gülümsemekle yetinmiştim O,büktüğü belini kaldırmış ve oturduğum deri koltuğun karşısına atmıştı kendini. Boyununu geriye yatırdığında, adem elmasının kenarlarında boncuk boncuk duran ter damlaları köprücük kemiğini seve seve aşağı indi.

God's Children°||Taekook||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin