"Beni sallar mısın?"
Aynı gün,
Bu gün, diğer günlerden oldukça farklı geçmişti.
Verdiği kazağı giymiştim, ayrıca çorap da vermiş, kolumu tutarak odadan çıkartmıştı.
Ah, evet kolumu tutmayı çok seviyordu.
Evin, aydınlıkken nasıl göründüğünü görmüştüm. Mutfağı, diğer odaları,salonu, spor salonunu...
Tabi o gezdirmişti.
Bodrumu ezbere bildiğimden dolayı, evin diğer kısımları oldukça farklı gelmişti. Etrafta zincir, ütü masası, arabalı halı,kelepçe ve demir parmaklıklar yoktu.
Bodrum dışına çıktığımda bu yüzden kendimi gerçekten çok tuhaf hissetmiştim. Evi gezdirmesini pekala beklemiyordum. Açıkcası bodrumda aylarca yaşayacağımı düşünmüştüm.
Parmakları,dirseğimin aşağısını kavramış,çekiştirerek mutfağa getirmişti. Nazik olmaya çalışıyordu lakin bunu daha çok ara ara tutturabiliyor,olduğu gibi davrandığında ise fazla önemsemiyordu. Bademlerim etrafta dolanırken sandalyeyi gösterdi.
"Buraya otur."
Koyu ahşap dolapların duvarda boydan boya dizildiği,fazla büyük olmayan,dolapların hemen karşısında bir metre uzaklıkta duran iki sandalyenin ve kare masanın bulunduğu bir mutfaktı.
"Tamam." Üzerimdeki kazağına iyice sarınırken ayaklarımı sandalyenin altına doğru bükmüş,sağ dirseğimi masaya yaslayıp yanağımı avuç içime almıştım.
Gözlerim,kapüşonlusunun gergince duran sırtına kaydığında ,maziye epey düşkün olan bilincim yeniden devreye girmişti.
"Nasıl tutacağını biliyor musun Gguk?"
"Uhm..tabiki de Taetae.."
Minik ellerimin kavradığı rendeyle beraber,yanımda duran Taehyung'a baktığımda iri gözlerini kocaman açarak başını iki yana sallamıştı.
"Öyle tutarsan elin kesilebilir,şu havucu biraz daha geriden tut ."
Seyrek kaşlarımı ona bakıp çatarken,dudaklarımı büzmüş ve "Ben zaten öyle tutuyorum!" demiştim. Bu halime sırıtmakla yetindikten sonra başını salladı.
"Tamam ,öyle tutuyorsun patron." Dediği şeye ciddi ifadem bozulup sesli güldüğümde ,annem yanımdan doğru limonu uzatmış ikimizin birden yanağını sıkmıştı.
"Az laf çok iş aşçılar! Eğer bir an önce kek istiyorsanız tabi ki?"
"Siktir.." Doğrama tahtasına sertçe inen bıçağın sesi ve ağzının içiyle küfreden Taehyung'la sırtında tuttuğum gözlerimi kırpıştırıp anlamazca Taehyung'a baktım. Bıçağı gürültüyle tezgaha bırakıp elini yıkamaya başladığında gözüm tezgaha gitmiş,siyah mermerde gördüğüm kızıl damlalarla birlikte anında ayağa kalkmıştım.Fazla uzak olmayan mesafeye karşın kısa sürede parkeyi arşınlayıp yanına vardığımda ,yanağında gezdirdiği diliyle bademlerime baktı. Acılarına tutunan gözlerimi indirip diğer eliyle tuttuğu baş parmağına baktım ,parmaklarının arasından sızan suyla karışık kanı gördüğümde istemsizce yüzüm buruşurken yeniden gözlerimi ona çıkarmıştım. Başını yan çevirip kahveleriyle arkayı işaret etti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
God's Children°||Taekook||
FanfictieTanrı'nın Çocukları. Bir insanı ne kadar çok seversen, Açtığı yara ve geride bıraktığı enkaz çok büyük olurdu. Kim Taehyung benim enkazımdı. Çocukluğum, Masumluğum, Lakin en çok da acımdı. -Grace 21.08.19