Önceki bölümden sonra ufak bir geçiş bölümü~
Watty de bir sorun var sanırım?
Jeongguk'a sövüyor musunuz ;(
"Annemin mezar taşına bile o kadar muhtaç hissediyorum ki kedimi,sar beni. Ne olur Jeongguk,öyle sıkıca sar ki beni sırtımı yasladığım yer soğuk taş değil,sıcak göğsün olsun."
Banyomu yapmıştım.
Mümkün olduğunca banyoda durmaya çalışmış,derim büzüşene kadar suda beklemiştim. Ne kadar durduğumu bilmiyordum fakat su iyice soğumuştu çıktığımda.
Kapının arkasında asılı olan bornozlardan birini rastgele alıp üzerime geçirmiş, lavaboya ilerlemiştim. Ellerimi tezgahın iki yanına yaslarken, bembeyaz yüzüme bakmış, en son boynuma kaydırmıştım.
Öptüğü yere.
Gözlerimin altı morarmış,artık uyumam gerektiğine dair sinyalleri vermişti kızaran gözlerim.Yanaklarım ise yer yer tırnak izlerinden dolayı kabarmıştı.
Sonra banyodan çıkmış,yatağa doğru ilerlemiştim. Üzerinde iki parça kıyafet ve bir iç çamaşırı vardı. Onları bir çırpıda giyinip yatağa oturmuştum.
Dediği gibi..
Şimdi ise burnumun etrafında,genzime kadar gelen taze şampuan kokusuyla bekliyordum.Ne kadar zaman geçmişti bilmiyordum fakat hala yoktu ortalıkta.Düşünmemeye adadığım zihnim,artık yabancı gelmeyen Candy Man'le yoğurulurken ,oturmaya çekindiğim yatakta bağdaş kurmuş,sırtımı başlığa yaslamıştım. Candy Man eskisi kadar acıtmıyor,duymadıkça garip hissediyordum.
Boynumu öpmüştü.. Benimin olduğu yeri.
Vücudum bunu mu bekliyordu bilmiyordum fakat,normal olmadığımı düşünmeye başlamıştım. Ne duygusal anlamda ne de beden olarak.
Nefesimi verdim. Acıdığına kanaat getirdiğim gözlerimi yumdum kafamı duvara yaslarken. Akan yaşları sertçe sildiğimden dolayı göz kenarlarım iyice hassaslaşmıştı.Düşünmek azap vericiydi. Yüzleşmem gereken küçük bir çocuk vardı..
Asansörün sesini duyduğumda hafif bir irkilme yaşasam da yine de açmadım gözlerimi. Bitkin hissediyordum kendimi. Üzerimde banyo sonrasında yaşanan nahoş bir uyku hali vardı.
Yeri arşınlayan bot sesleri,git gide yatağa yaklaşmış, üzerime gölge yapmıştı ampulü arkasına alıp. Çok sürmeden ayaklarımın ucunda çöküntü hissetmiş,sırtımı yasladığım yatağın arkasındaki zincir sesini duymuştum.
"Saçların ıslak, uyuma." Gözlerimi hafifçe aralayıp ufkuma üzerini değiştiren Taehyung'u aldım.Siyah polarını çıkarmış,kapüşonlu gri bir üst geçirmişti. Ne de güzeldi öyle..
Ağrıyan boğazım kuru kaldığında birkaç kez yutkunup sırtımı başlıktan ayırdım ve ellerimi yatağa koyup sırtımı dikleştirdim. Gözlerimi elindeki ufak beyaz havluya düşürdüğümde dudaklarını birbirine bastırmış,başını omzuna eğip bana bakmıştı.
"Annem böyle yapardı."
Havluyu kaldırdığında, başımı ona yaklaştırmış, bademlerimi kahvelerine dikmiştim. O ise mesafeyi kısaltmış, vücudunu biraz daha yaklaştırıp havluyu başıma koymuştu .
Hatırlıyordum.Çünkü bana da yapardı.
"A-annen nasıl..?" hala çatlak çıkan sesime karşı boğazımı temizlemiştim. Belki gereksiz bir soruydu ,açıkcası bunca yıl annesinden çok onu düşünmüştüm.Hareleri ,havluyla dağıttığı saçlarımdayken gülümsediğine şahit oldum ufakça.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
God's Children°||Taekook||
FanfictionTanrı'nın Çocukları. Bir insanı ne kadar çok seversen, Açtığı yara ve geride bıraktığı enkaz çok büyük olurdu. Kim Taehyung benim enkazımdı. Çocukluğum, Masumluğum, Lakin en çok da acımdı. -Grace 21.08.19