"You knew the game and played it... "

36 9 5
                                    

Medyadaki şarkıyla okuyun lütfen..
İnş yarın da iki bölüm bitecek bu kitap!


"Bardağı taşıran son damla neydi biliyor musun? Annemi salonda boynuna kablo bağlayarak ölmesini görmem değil...o bile o kadar şok etmemişti beni. Asıl beni çileden çıkaran şey, babamın annem hala yaşıyorken, nekrofili olduğunu öğrenmemdi."

-Taehyung'un psikoloğun sorduğu soruya verdiği cevap.

12.07.13

Ertesi gün: 10. 17

Elindeki hortumu,henüz büyümesine daha çok zaman olan incir fidanına doğrulttu.Üzerine giydiği deri ceketin içine sol elini sokmuştu. Sandaletlerini çıkarmış,yerine ayaklarını sıcak tutan siyah botlarını giymişti.

Saat on civarındaydı ve yaklaşık bir- iki saattir ön bahçede,saat sabahın sekizinde kamyonla gelen bitkileriyle uğraşıyor, onları hazır etmeye çalışıyordu.

Jeongguk için.

Onun için birkaç tane hayvan da alacaktı fakat ilk önce sorması gerekiyordu çünkü en son konuştuklarında evlerini akıllarında tasarlamışlardı sadece.Sonrası malum..

Sonbaharın başları olduğundan hava ara ara soğuk ara ara sıcak oluyordu.Havanın dengesizliğine karşı sabah giydiği deri ceket onu bunaltmaya başlamış ,alnında boncuk boncuk terler yer etmişti. Yorgunca nefesini verip yorulan kolunu yere indirdi ve hortumu fidanın dibine bıraktı. Büktüğü belini doğrultup kolundaki gümüş,ince kol saatine baktı. En son baktığında saat dokuz buçuktu ve şu an onu yirmi geçiyordu. Hangi ara geçtiğini anlamamıştı.

Jeongguk'u bıraktığından beri bir kere bile uyumamıştı.

Uykusuzluktan geberiyordu fakat saatlerdir saatin onu geçmesini bekliyordu.

Jeongguk'u düşündükçe uykusu kaçıyordu.

Kızarık gözlerini alık alık etrafta son kez gezdirdikten sonra arkasını döndü ve verandaya doğru ilerledi. Üç basamak çıkmaktansa rampadan çıkmayı tercih etti ve demir kapının önüne vardı.

Kapının dışından dahi duyulan Candy Man'e karşı dudaklarının iki yana bükülmesine engel olamazken botlarıyla içeri girdi ve kapıyı arkasından sessizce kapattı. Kuruyan dudaklarını dilinin ucuyla nemlendirip asansöre ilerledi.

Heyecanlıydı.

Onu yeniden göreceği için,istediği zaman saçlarını koklayacağı için heyecanlıydı.

Gguk'una yeniden kavuştuğu için heyecanlıydı.

Düğmeye basıp asansörü çağırdığında çok kısa sürede gelmiş,kapısını aralayıp içeriye girmişti.

Asansörün ayna kısmına sırtını yaslayıp bekledi.

Bir saat önce yeniden gelmiş ve Jeongguk'u çözmüştü.

O kadar çok ağlamıştı ki,zaten koyu olan sweatinin düşen yaşlarla karın kısmı boydan boya ıslanmıştı.

Çok terlemişti küçüğü,hasta olabilirdi.

Sandalyeden bedenini kucaklayıp yatağa bırakmıştı gözlerindeki kumaşı çıkarmadan.

Uyandığında kendisi çıkarırdı değil mi?

God's Children°||Taekook||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin