"Bazı hataların bedelini masumlar öderdi ve bu bedel,yine bir masum tarafından ödetilirdi."
Üç gün sonra,
"Yoongi lütfen!" Yoongi kaşlarını çatıp tek elini, tuttuğu mikserden ayırdı ve beni başından savmak adına omuzumdan ittirdi.
Üç gündür ona Taehyung'un numarasını bana vermesi için resmen yalvarıyordum fakat beyaz kafalı arkadaşım hiç oralı olmuyor,yüzündeki alaycı gülümsemeyi bana yollamakla yetiniyordu sadece. Üç gündür süründürdüğü yetmiyormuş gibi,hala da numarasını vermemekte ısrarcıydı.
"Ya senden ev mi istiyorum ,araba mı istiyorum !Altı üstü bir numara vereceksin ulan bakirliğinde bile bu kadar inat etmedin şerefsiz !" göz kapaklarımdan sıyrılıp görüşümü engelleyen saç tutamlarımı , bademlerimin kenarına itekledim yeniden Yoongi'nin yakasına yapışmadan önce. Telefonunun şifresini bile değiştirmişti düşünceli(!)arkadaşım. Taehyung'un bile bu kadar süründüreceğini düşünmüyordum...
"Valla kardeşim! Bu beni alakadar etmez!İstedin mi çocuktan?" Cevabını bildiği soruyu sinir olduğumu bile bile yinelerken kendi kendine cevapladı saçlarını çekiştirmem üzerine.
"İstemedin!İsteseydin şu an belki de onunla vakit geçiriyor olurdun!"
Ha bir de bu vardı.
Yoongi Taehyung'tan hoşlandığımı ima ediyordu...
Sadece beğenmiştim..
Beğenmek hoşlanmak mı oluyordu bilmiyorum-
Beni daha da kudurtmayı kendine yaşam amacı edinmiş olan Yoongi'nin poposuna vurdum.Ağzından acıyla ufak bir inleme çıkaran Yoongi elini mikserden çıkaramadan bana arkadan tekme savurmuştu. Ben ise refleksle uzaklaşmış,bileğimden tutup elimi sallamıştım acıyan elimin geçmesi için. Sıkı kıçı yüzünden sanki betona vurmuş gibi yanmıştı elim.
"Sen çok kötü bir insansın! " Üstümdeki bol koyu mavi sweati , avuç içime çekiştirdim. .Yoongi gözlerini kısıp ağzını büke büke taklidimi yaptı.
Somurtarak cam kapıya döndüm.
Üç gün olmuştu.
Taehyung ,nazarımda namıdiğer yabancı gideli tam üç gün olmuştu.
Ve üç gündür Yoongi'nin tabiri caizse kıçına adeta yapışmıştım numarası için.
Olanlar yüzünden yeterince moralim bozulmuştu. İki gündür kapımı çalmayan atak, onun o bakışını gördüğüm anda beynime adeta kırmızı sinyal göndermişti. Siması..Onun siması..Birine inanılmaz benzetmiştim sanırım..
Uyanıkken kabus gördüğüm anlarda olurdu fakat onun kahvelerinde gördüğüm şey,
Ah,bunun açıklamasını getiremiyordum..sadece tüm tüylerimi diken diken etmiş hala daha yüzleşemediğim o küçük çocuğu aklıma getirmişti.
siması bir an olsun aklımdan silinmeyen birini..
Yeni bir atak yaşamadan aklımdaki düşüncelerimi süpürmeye çalıştım. Habire yaşadığım bir şeydi zaten..Taehyung'la ilgili değil benimle ilgili bir sorundu. Bunları hatırlamaya çalışarak kendi kendime kaşınıyordum resmen.
Masada kendi derisini çizen bedenimi deri koltuğa yönlendirip karşımdaki koltuğa oturduğunda bir daha kalkmama izin vermemişti. Odağı gri parke zemini hiç terk etmemiş,Yoongi gelene kadar bir an olsun oradan kalkmamıştı. Çattığı kaşlarının altındaki oyuktan duran küreleri,dalgın dalgın bakmıştı dakikalarca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
God's Children°||Taekook||
FanfictionTanrı'nın Çocukları. Bir insanı ne kadar çok seversen, Açtığı yara ve geride bıraktığı enkaz çok büyük olurdu. Kim Taehyung benim enkazımdı. Çocukluğum, Masumluğum, Lakin en çok da acımdı. -Grace 21.08.19