Sabah sabah Suna'nın yüzündeki "Enayiyim" yazısıyla kahkaha atmaya başladım. Yanaklarında "habeş maymunu " yazıyordu. Çenesinde ise "moruğum beaa" yazıyordu. Şakaklarında "Gorilden farkim yok"
Gibi şeyler yazıyordu ve ben o kadar gülmüştüm ki karnım yarıldı sandım.Telefonumu aldım ve bir sürü fotoğraf çektim. Ifsa çekmekte ustume yoktu. Her an ifşa yakalayabilirdim. Benim ise nadir ifşalarım vardı. onlarıda Suna çekiyordu zaten.
Muhteşem kahkaha seslerime uyanan Suna bana baktı;
Suna: Ne anırarak gülüyorsun mal!
O telefon niye elinde. Nerdeyim lan ben.Kahkaha atmaya tekrar başladım. Salyası kurumuştu. Karnım.. catliyacam şimdi.
Ben: Ayh ayh Suna co..çok komiksiiin.
Suna: Lan ne oldu sanaa.
Bu sefer o kahkaha atmaya başladı. Bende kahkaha atıyordum o da atıyordu. O niye kahkaha atıyordu..
Ben: Ne guluyon Suna
Suna: Ayh Miiiin. Tipine baaaaak. Ahahahaha Tanrım. Kaşa bak Ahahah
Aynaya baktığımda Kaşlarım tek kas olmuş, bıyık çizilmiş, ve burnum yanına kocaman ben çizilmişti. Gözlerim yanaklarim ve dudağım pembe ruj ile boyanmıştı.
Kendime gülsem mi ağlasam mi bilemedim. Suna'dan daha beterdim.
Suna: Aaaaaaaa buneee ne olmuş yuzumeee.
Birbirimize baktık. Ciddiyeti koruyamadan tekrar kahkahalara boğulduk.
Kendime gelmeye başladım ve zor da olsa ayağa kalktım.
Suna: Nereye boya kafa
Ben: Yüzümü temizleyecem. Sen çok menünsün galiba Habeş maymunu.
Suna: Oda mi yazıyor. Cidden. Aish hadi bende geliyorum.
Lavaboya ilerlerdik. Yüzümüzü on defa yıkasakta hala belli oluyordu bizde makyaj silme beziyle sildik. Yarim saat süren saçma iş sonunda bitti. Rahat bir şeyler giyip asagi indik. Tabiki bu intikamsız kalmayacaktı.
Herkes kahvaltısını yaptığı için bizde kendimize bir şeyler hazırladık ve yerken ne tür bir şeytanlık yapsak diye düşündük. Ama yok anam yok. Bir fikir gelmiyor.
Dae: H² evde eksikler var onları almaya çık hadi. Listeyi bana göstermeyi unutma.
Dae teyzenin sesi kaybolunca mutfağa H² geldi. Bize selam verip dolaplara bakmaya ve kağıda bir şeyler yazmaya başladı. Bu işi uzun zamandir yaptığı belliydi. On dakika sürmeden koca mutfakta ne var ne yok her şeyi yazdığı belliydi. Çok hızlıydı.
Kağıtla beraber Dae teyzenin yanına gitti. Ev çok sessizdi bu katta olan herkesin konuşması çok net duyuluyordu.
Dae: Soğanı ve sekeri yine unutmuşsun. Ama aferim hızlısın hadi şimdi alışverişe çık.
Soğan... soğan. Evet Soğaaan ve
Ben&Suna: Tabikiiii Soğan..
Aynı şeyleri düşünüp söylememiz her zaman hoşuma gitmiştir. Birbirimize bakıp sinsice gülümsedik.
Jimin'den
Akşam yorgun gelen kızların yüzünü boyama operasyonu çok eğlenceli geçmişti. Ve herşey yine videodaydı.
Jungkook'un aklına gelmişti bu. Ve yaparken gülmekten ayağa zor kalkmıştım. Min'in sayıklaması, Suna'nın salyası.
Kookie ile sıkılınca basket oynamaya gittik. Tek kale maçta o kazanmıştı. Yine. Benden uzun oldugu icin genel olarak o kazanıyor ve her seferinde poposuna tekme yiyordu. Boyumla dalga geçerse sonu bu olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~PJM~ ❄(TAMAMLANDI)❄
FanfictionNeden yazdığımı sorguluyorum -_- Gülmek, zaman geçirmek ve kafayı bulmuş yorumlarda eğlenmek için buyrun ilk bölüme alalım sizi. Başlangıç: 26.10.2019 Bitiş: 27.12.2019