Temmuz'un beni bulduğuna hala inanamıyordum. Hemen oturduğum sandalyeden kalkıp boynuna sarıldım o da kollarını belime sardı. Onu gerçekten çok özlemiştim. Başımı boynunun girintisine sokup kokusunu içime çektim. Onun da saçımı öpüp kokladığını farkettim.
-Seni çok özledim Kumsal. Sana bir şey oldu diye çok korktum.
-Ben de seni çok özledim.
Başını biraz geriye çekip ellerini yanaklarıma koydu. "Seni seviyorum.Buraya geleceğini biliyordum. Beni yanıltmadığın için teşekkür ederim."
Baş parmağıyla göz yaşlarımı silip alnıma bir öpücük kondurdu.
"Seni seviyorum." dedikten sonra elimden tutup beni dışarı çekmeye başladı. O anda Bulut'un başına dayalı silahı fark ettim.
-Buluut! Temmuz napıyorsun? Söyle indirsinler silahı.
-Kumsal saçmalama. Bu adam seni kaçırdı. Bunun bedelini ödeyecek.
-Bana zarar vermedi. Onu rahat bırak. Bilmediğin şeyler var.
-Neyi bilmiyorum Kumsal. Neler olduğunu anlatır mısın !
-Engin'in haberi var olaylardan. Ben de pek bir şey bilmiyorum ama onun için burada kalmam gerekiyor. Eve dönemem.
-Kumsal ne saçmalıyorsun ?
Sesini yükseltmişti ama şuan buna takılamayacak kadar kötü haldeydim. Kollarımı boynuna sarıp ağlamaya başladım. Ne olduğunu anlayamadığı halde o da ellerine belime sarıp beni kendine çekti. Ağlamam yavaşlarken yerini hafif hıçkırıklara bıraktı. Bir eli hala belimde dolaşırken diğer eliyle saçlarımla oynayarak beni rahatlatmaya çalışıyordu. İşe de yarıyordu. Temmuz'un yanındayken kendimi hiç olmadığım kadar huzurlu ve güvende hissediyordum. Bunun nedenini anlayamasam da nedeniyle ilgilenmiyordum.
Hıçkırıklarım da yerini iç çekişlere bıraktığında Temmuz biraz geri çekilip yüzümğ elleri arasına aldı ve burnuma bir öpücük kondurdu. Gözlerimi gözlerine çıkardığımda mavi gözleri beni rahatlatırken o da baş parmaklarıyla gözyaşlarımı sildi. Ellerini belime indirdikten sonra beni kendine yasladı ve dışarıya doğru ilerlemeye başladı. İtiraz edememiştim, etmek de istememiştim. Temmuz ile her yere gidebilirdim.
Beni arabanın ön koltuğuna oturtup kapıyı kapadıktan sonra kendi de arabaya bindi ve sürmeye başladı. Bedenimi onun tarafına çevirip onu izlemeye başlamıştım. Yüzünün tüm hatlarını ezberime kazıyordum. O da iki dakikada bir bana bakıyordu burada olduğumdan emin olmak istermiş gibi.
-Eve gitmek istemiyorum.
Bakışlarını bana çevirdi. Gözlerinden ne kadar şaşırdığı belli oluyordu.Hızını azaltıp arabayı sağa çekti ve durdu.
Konuşmak için ne kadar hazırdım bilmiyordum. Konuşmaya cesaret edemiyordum. Konuşamadıkça da düşüncelerim içimde bir dağ oluşturuyordu ve yüksekliği arttıkça patlamaya daha da yakınlaşıyorduo Engin gittiğinden beri düşünüyordum ama hala mantıklı bir açıklama bulamıyordum. Temmuz ise bana dönmüş, sessizce beni izliyordu. Konuşmamı bekliyordu ama nasıl başlayacağımı bilmiyordum. Konuşmak için ağzımı aralıyordum ama ne diyeceğimi bilemeyip geri kapıyordum ve bu sürekli tekrarlanıyordu. En sonunda Temmuz beni kollarımdan kendine çekti ve göğsüne yasladı. Kollarımı beline sararken başımı da boynunun girintisine yerleştirip kendini konuşma için hazırlamaya çalıştım. Temmuz da ellerini sırtımda gezdiriyor ve konuşmamı bekliyordu.
-Ben nasıl anlatmam gerektiğini bilmiyorum. Bunu söylemek o kadar zor ki...
Göz yaşlarım benden izinsiz akmaya devam ederken Temmuz da ellerini saçlarıma çıkarmış devam etmemi bekliyordu.
-Engin...
Derin bir nefes alıp devam ettim.
-Engin bana söylediğinden beri uyuyamıyorum. Böyle bir şey nasıl oldu anlamaya çalışıyorum, ama düşüncelerimde boğuluyorum. Nefes alamayacak gibi hissediyorum kendimi ve sen yokken buna dayanmak daha zor.
Saçlarıma bir öpücük kondurup saçlarımlar oynamaya devam etti. Yüzüne bakamıyordum. Bakamazdım.
-O iyi biri Temmuz. Bunu yapmış olamaz. Engin yalan söylemez ama ben yine de inanamıyorum. İnanmak istemiyorum.
-Masal ne oldu?
-Enginin annesini babam öldürmüş.
Dedim ve boğazımdan bir hıçkırık kendini dışarı atarken yanında arkadaşlarını da almayı ihmal etmemişti. Hıçkırarak ağlıyordum, kendimi o kadar aciz hissediyordum ki elimden başka bir şey gelmiyordu.
-Eve gitmek istemiyorum Temmuz.
Gözlerim yavaşça kapanırken bunu mırıldanmıştım ama Temmuz duyabilmiş miydi emin değildim.
*******
Gözlerimi açtığımda önce bulanık görünen ortam netleştiğinde karşıma bir çift mavi göz çıktığımda garipsesemde sonra bu his çok hoşuma gitmişti. Güne Temmuz ile başlamak ve onunla bitirmek. Bu düşünce ile gülümsediğimde o da gülümsedi ve ben onun gülüşünde kayboldum resmen.
Zaten yeterince yakındık ve Temmuz biraz daha yaklaştığında burunlarımız sürttü. Ben nefesimi tutarken onun gözleri mavinin koyu tonlarına doğru dönmeye başlamıştı. Gözlerinin nasıl bu kadar çok renk değiştirdiğini düşünürken onun gözleri dudaklarıma kaydığında nefesimi tutmayı da unutup nefesimi verdiğimde onun da nefesi dudaklarıma çarptı. Nefeslerimiz karışırken benim de gözlerim dudaklarına kaydı ve düşüncelerim kendini yok ederken ne hissettiğimi bile anlayamamıştım. Bedenim uyuşmuş gibiydi ne geri çekilebiliyordum ne de ona gidebiliyordum. Biraz daha yaklaştığında dudaklarımız birbirine değdi ve o konuşmaya başladı. "Seni kaybetmekten çok korktum Kumsal." Dudakları hareket ettikçe dudaklarıma çarpıyor ve bu bütün vücudumun yanmasına sebep oluyordu. Kalp atışlarımın sesi odada yankılanırken dudaklarına dudaklarıma değdirdi ve dudaklarıma bir öpücük kondurduktan sonra "Seni seviyorum" diye mırıldandı. Ardından dudaklarımı öpmeye başladığında şaşkınlıktan ağzım aralanırken öpüşü daha da derinleşti ve elini enseme getirdi. Beni kendine daha da çok çekerken beceriksizce karşılık vermeye çalıştım. Ne yaptığım hakkımda hiçbir fikrim yoktu. Alt dudağımı emip geri çekildiğinde kıpkırmızı yüzümü gizlemek için yüzümü boynuna sakladım. Bu çok utanç vericiydi. Saçlarımdan öptükten sonra çenemden tutarak başımı yukarı kaldırdı. Ona bakamazken " Bana bak Kumsal." dediğinde gözlerimi gözlerine çevirdim. Nefesim kesilmişti. "Pişman mısın ? " Diye sorduğunda afalladım. İlk öpücüğümdü ve bunu Temmuz'a vermiştim. Bu kişinin o olmasından kesinlikle pişman değildim. Aksine garip bir şekilde hoşuma gitmişti.
"Hayır." dediğimde anlamazca bana baktı ve "Neden gözlerini kaçırıyorsun?" Diye sorduğunda başımı tekrar boynuma sakladım ve kollarımı ona sardım. "Utanıyorum" diye mırıldandım. Buna güldüğünde omzuna yumruk attım ve "Gülme" diye söylendim. "Tamamp gülmüyorum." dedikten sonra saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Hadi kalk kahvaltı yapacağız." Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda sırıttığını gördüm. Hızlıca yataktan kalktığımda başım döndü ve sendeleyip yatağa oturdum. Temmuz da beni kendine çevirip "Kumsal iyi misin? Tamam dur, hemen hastaneye gidelim. " diyip yataktan kalktıktan sonra beni kucağına aldı ve odadan çıkarmaya başladı. Kollarımı boynuna sardıktan sonra "Temmuz ben iyiyim, günlerdir doğru düzgün yemek yemediğim için olmuştur. Hastaneye gitmek istemiyorum." Kararsızca bana baktıktan sonra mutfağa dönüp beni sandalyeye oturttu ve kahvaltı hazırlamaya başladı. Onun bu haline gülümsemeden edemedim.-Ne yemek istersin ? Sevgilin ne hazırlasın sana ?
Dedikten sonra sırıttı ve kahvaltılıkları çıkarmaya devam etti.
- Sevgilimin bana krep yapmasını istiyorum.
-Bir düşünelim. Krep, bir kere daha öpersem neden olmasın ?
Dediğinde yüzüm kırmızının tonlarında gezinirken ona zeytin fırlattım ve "istemitorum krep falan." dedikten sonra başımı kapı tarafına çevirdim.
-Ama ben dudaklarının muhteşem tadını almadan nasıl hazırlayabilirim ki güç toplamam lazım.
Diye muzurca sırıttığında,
-Temmuz dalga geçme. Bir daha seninle asla öpüşmeyeceğim. Görürsün sen. Bu ilk ve sondu.Yanıma gelip gözlerini gözlerime çevirdikten sonra "Bir kere tattı bu dudaklar bu dudakları. Bir daha bırakır mı sanıyorsun? "
Gözlerinin rengi koyu mavi bir hal alırken omuzlarından ittim ve " Dalga geçme hem açım ben krep istiyorum." diye söylendikten sonra o da işaret parmağını dudağıma değdirdikten sonra kendi dudağına götürdü ve bana öpücük yollayıp göz kırptı. Bu çocuk gerçekten çok sinir bozucuydu.Uzun zamandır doğru düzgün bir şeyler yememiştim. Bu kahvaltı iyi gelmişti. Salonda televizyon izlerken Temmuz televizyonu kapattı ve bana döndü. Ben de ona merakla bakarken " Eve gitmeyecek misin Kumsal? Nereye kadar kaçabilirsin bundan ? " Diye sorduğumda gözlerimi ellerime çevirdim ve parmaklarımla oynamaya başladım.
- Yüzleşmeye korkuyorum.
Diye itiraf ettikten sonra,
-Ben senin yanında olacağım Kumsal. Böyle kendini harap edemezsin. Gerçekleri babandan duyman lazım sonra yine geliriz buraya. Ama önce bu sorunu çözmen gerekiyor.
Haklıydı ama bu korkumu geçirmiyordu. Ondan doğru olduğunu duymaya dayanamazdım. Nasıl atlatırdım ki bunu.
-Tamam gidelim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMSAL
RomanceKumsal ve Temmuz başta olmak üzere Defne,Deniz,Derin,Murat ve diğerleri... Arkadaşlar,aşıklar,hayatlarının en güzel yaşlarında bakalım onları hangi olaylar bekliyor.. *** En çok hayali kurulan yaştır on sekiz. Bu kuralı kimin seçtiği bilinmezken ve...