Yeni bir sabaha uyanıyorum. Güzel başlamak isterdim ama kötü biten gecenin sabahı nasıl güzel başlayabilir ki? Bir süredir görmüyordum o rüyaları.Bugün neden gördüm anlayamıyorum. Yine o adam var ama bu sefer yalnız değil. Yanında yine siyah gözlü adamlar var. Ne olduğunu anlamıyorum. Etrafımda çember kurmuşlar, merkezde ben, meşaleler var etrafta,yanıyor ama aydınlatmıyor. O adam geliyor yanıma. Kimse konuşmuyor.Ben de konuşamıyorum zaten. Bağırmaya çalışıyorum ama sesim çıkmıyor. Her attığı adımda beynimde ağrılar meydana getiriyor ve yaklaştıkça beynimin patlayacağını hissediyorum. Bir adım daha atıyor...
Siyah gözleri etkisi altına alıyor beni... Ne konuşabiliyorum,ne hareket edebiliyorum. Felç etkisi yaratıyor bende.. Nedeni belirsiz... Attığı her adımda sesler yankılanıyor, yankılanıyor. Her yer sessiz, sadece adım sesleri yankılanıyor. Başka ne bir çıtırtı ne bir böcek sesi var etrafta... Belki de ben farkedemiyorum.Odaklandığım sesler diğer her şeyi gölgeliyor. İşte bir adım daha ve yanı başımda. Gözlerimi açıyorum, titrek nefesim kesiliyor. Nefes bile alamıyorum gözlerine bakarken. Bu kadar korkarken hangi cesaretle bakabiliyorum gözlerine. Hiç kimse yok bu izbe yerde. Nerede yakın korumalarım, nerede Temmuz,Engin,Mert ? Neden yalnızım ? Hiçbiri mi koruyamadı beni?
-Hoşgeldin Kumsal...
Hoş gelmek... Hoş mu geldim sahi ? Nasıl geldiğimi hatırlıyor muyum ki ben ? Biliyor mu kimse benim buraya nasıl geldiğimi? Bilsem de hoş gelmiş olur muydum ki ? Mekan hoş olsaydı değişir miydi bir şey? Yine her şeyi böyle iğrenç görür müydüm? Kâbus olduğunu varsayarak hareket eder miydim, gerçekten kaçırıldığımı bildiğim halde?
-Neden kaçırdın beni?
Nasıl kaçırdığı önemli miydi ki ? Nedeni ve sonucu önemli değil midir hep? Neden kaçırıldım ve buradan nasıl kurtulacağım ?
- Henüz erken Kumsal, bunu daha sonra öğreneceksin. Şimdilik bunları kafana takma.
-Kimsin sen ?
- Bulut Özkan.
-Seni tanımıyorum. Benimle ne ilgin var ? Neden beni kaçırdın?
-Nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun? Nasıl benden korkmuyorsun. Beni şaşırttın Kumsal.
-Engin'in annesini sen mi öldürdün?
-Hayır. Engin mi anlattı sana bunları?
-Başka kim anlatabilir? Kim öldürdü öyleyse ?
-Engin hala bulamadı katilleri. Ben öldürmedim ama kimin öldürdüğünü biliyorum. Bu yüzden bana ulaşmaya çalışıyor.
-Kim öldürdü?
-Gerçekten bilmek istiyor musun Kumsal?
-Tabi ki.
-Engin'in annesini öldüren baban Kumsal. Demir Erkan. Melek Atahan'ı öldüren, Engin'i ve babası Mehmet Atahan'ı da öldürmeye çalışan kişi baban Demir Erkan.
- Saçmalama. Sana inanmıyorum.
Babam mı ? Beni buna inandırmak için mi kaçırmışlar yani ? Babamla Demir Amca çok yakın arkadaşlardı. Nasıl böyle bir şey yapabilir ki ? Saçmalık bu. Melek Teyze'yi neden öldürsün ki, ya Engin'i? Hayır, benim babam bir katil olamaz.
***
Yeni yeni gerçekleri farkediyor beynim. Bu bir kâbus değil,ben rüyalar aleminde değilim. Kim olduğunu bilmediğim bu siyah gözlü Bulut denen adam tarafından. Bulut Özkan. Özkan? Bu soyadı hiç yabancı değil ama bir türlü çıkaramıyorum. Kim bu adam ve kimin tarafında. Katilin babam olduğunu söyledikten sonra çıktı ve üç saattir yanıma kimse gelmedi. Beni öldürmeseler bile açlıktan öleceğim kesin. Acaba beni merak ettiler mi ? Tabi ki ettiler. Defne döndü mü? Temmuz ne halde ? Annem,babam, Mert ? Peki ya Engin. Bana beni de kaybetmekten ne kadar korktuğunu anlatmıştı. Yıkılmıştır şimdi. Belki de en çok o üzülmüştür. Yanımda kaçırılsa bu kadar üzülmezdi herhalde. Beni koruyamadığını düşünüp kahroluyordur şimdi.
-Kumsal...
-Engin?
Oturduğum köşeden kalkıp ona koştum hemen. Bu kadar kolay kurtulabileceğimi hiç tahmin etmemiştim. Sandığımdan daha güçlü olup beni kurtarmaya gelmiş. Beni onun kurtaracağını biliyordum.
-Hadi gidelim buradan. Engin, daha fazla burada kalmak istemiyorum. O nerede ? Bulut.
-Gidemeyiz Kumsal.
-Nasıl gidemeyiz Engin? Gidelim buradan. Burada kalmak istemiyorum. Sen nasıl buldun beni?
-Gel benimle, anlatacağım şimdi.
Elimden tutup bu boş,kırık dökük ve pis odadan çıkardı beni. Sol taraftaki ince koridordan yürüdük ve bir kaç basamaklı merdivenden sonra tekrar sola doğru kıvrılan ve yukarı çıkan koridordan devam ettik.Labirent gibi burası. Buranın sonunda demir bir kapı görünüyor. Aralık olan bu kapıdan da geçtikten sonra merdivenleri çıktık ve kendimi lüks bir evin içinde buldum. Burası ev miymiş sahiden? Geniş salona doğru ilerledik.
-Gel Kumsal, otur şöyle.
Bulut da burada oturuyordu. Onun karşısına geçip oturduk. Burada neler dönüyor anlamıyorum. Bulut, Engin'in ona ulaşmaya çalıştığını söylemişti. Engin,Bulut'u nasıl buldu, beni nasıl buldu ve nasıl bu kadar rahatlar?
-Dün uyandığımızda sen yoktun. Gece seni kaçırmışlar.Sana bir şey olacak diye çok korktum. Herkes öyle. Baban korumalara şuan ne yapıyor inan hiçbir fikrim yok. Öfkeden deliye döndü.Annen ise kahroldu. Mert, onu hiç böyle görmemiştim. Seni nasıl kaçırdılar, hala bilmiyorum. Bunu çözememek ise bizi daha da çaresiz bıraktı. Her yere haber verildi. Temmuz emniyet ile ilgilendi. Ülkenin her yerinde seni arıyorlar. Babanın ise daha farklı tanıdıkları varmış. Onlara haber verdi. Kaan'ın Ankara'daki ekibi geldi. Yani anlayacağın şuan herkes Demir Erkan'ın kızını arıyor. Ve sen benim seni nasıl bulduğumu merak ediyorsun. Ben seni bulamadım Kumsal. Özür dilerim. Seni ben bulmak isterdim ama beni Bulut getirdi. Korkma sana zarar vermeyecek. Amacı sadece bize yardım etmek. Bulut babamın ortağı Ahmet Özkan'ın oğlu. Şuan sana her şeyi anlatamıyorum. Benim de bilmediklerim var. Seni bu işlere alet etmek istemezdim ama bir süre daha burada kalmak zorundasın. Ben yanında olmayacağım ama güvende olacaksın. Bulut sana iyi bakacak.
-Ona nasıl güveniyorsun?
-Bilmediklerin var Kumsal.
-Tamam. Ben ona güvenmiyorum ama sana güveniyorum. Peki katil gerçekten babam mı ?
-Üzgünüm Kumsal.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMSAL
RomansaKumsal ve Temmuz başta olmak üzere Defne,Deniz,Derin,Murat ve diğerleri... Arkadaşlar,aşıklar,hayatlarının en güzel yaşlarında bakalım onları hangi olaylar bekliyor.. *** En çok hayali kurulan yaştır on sekiz. Bu kuralı kimin seçtiği bilinmezken ve...