BÖLÜM 2 PARTİ
Her şey hazırdı artık geriye sadece partiye gitmek kalmıştı. Bembeyaz bu elbisenin içinde melekler kadar masum duruyordum. Sarı saçlarım ipeksi yumuşaklığıyla kıvrılırken doğum günü kızı olduğumu ilan eder gibi parıldıyordu. Aynadaki görüntüm o kadar hoşuma gitmişti ki aynanın önünden ayrılamıyordum. Aynaya baktıkça içime mutluluk kırıntıları dökülüyordu.
-Bebeğim, çok güzel olmuşsun.
Beni hayaller aleminden ayıran sesle arkama dönüp gözleri dolan anneme baktım. Gülümseyerek babamın omzuma yaslanmış gözlerini siliyordu. İkisi de hayranlıkla biricik kızlarına bakıyordu. Bu tabloyla mutluluk kırıntıları tekrar içime akmaya başladı. Bugün hayatımın en güzel günü olmalıydı. Her şey daha mümkünü olamazmış gibi güzel devam ediyordu.
Kapıya gelen ve annemin omzundan bana şaşkınlıkla bakan Mert'i fark ettiğimde gülümsemem daha da yayıldı.
-Biliyorum, biliyorum çok güzelim. Bana böyle bakmaya devam ederseniz geç kalacağım.
-Ah! Meleğim gerçekten çok güzel olmuşsun. Mert, Kumsal sana emanet. Gözlerini ayırmıyorsun ondan!
Benim korumacı babam beni Mert'e emanet etmemesi gerektiğini daha anlamamış. Mert babama homurdanırken ben ailemin mükemmelliğini belleğime kazıyordum.
-Tamam baba, göz kulak olurum meleğine ama bana kim göz kulak olacak şu yakışıklılığa baksanıza bir tüm dikkatler Kumsal'ın üzerinde. Üvey olduğumu düşünmeye başlıyorum.
Mert'in kıskançlığı karşısında burnunu sıkarken o da benim yanaklarımı sıkmaya başlamıştı.Sonra da anneme şebeklik yapmaya başlamış ve annemin tepkisiyle partiye gitmek için dışarıya çıkmıştık.Giray da bizi almak için gelmiş arabadan çıkıyordu. Annemlere yönelip:
-Nehir Sultan, enişte nasılsınız bakalım görüşmeyeli?
Şebek ya karşısında arkadaşları varmış gibi rahat takılıyor.Gerçi bizim aile genel olarak çok rahat bu konularda şaşmamak gerek.
-İyiyiz paşam, sen nasılsın asıl?
Annemin bir numaralı yeğeni ah paşam diye seviyor şu şebeği. Mert her duyduğunda olduğu gibi bu sefer de homurdanmaya başlamıştı.
-İyiyim sultanım ben de.
Sonunda bakışları bizi bulup bize doğru yönelmeye başladı. Mert'in burnunu sıktıktan sonra karşıma geçip hayran bakışlarını üzerime doğrultup beni baştan aşağı süzmeye başladı. Sonra da beğendiğini ifade eden bakışlarıyla " Prenses, bu ne güzellik. Bu akşam yanımda fazla takılıp kısmetlerimi kapatma sakın." diyerek yanağımı sıktı. Ah! Hadi ama hala mı yanağımı sıkıyorsun.
"Asıl siz benden uzakta takılın da kendime sevgili bulayım artık. Yalnızlıktan öleceğim yakında. " diye söylendikten sonra bana kahkaha atıp "Sen ve sevgili bulmak mı hahah güldürme beni minik" diyerek dalga geçti. Evet, o taraklarda bezim olmadığı doğru ama bundan sonra da olmayacağını nereden çıkartıyor ki. Ah! Kimi kandırıyorum ne sevgilisi ya yılışık yılışık takılmak falan hiç bana göre değil. Ne gerek var böyle şeylere anlamıyorum.
Giray'ın arabasıyla parti yerine geldiğimizde arabadan inip Mert ve Giray'ın arasına girip kapıya doğru yürümeye başladım. Gözlerimi iki saniyeliğine kapatıp sakinleşmeye çalıştım ama attığım her adımda heyecanım da artmaya devam etti. Kapıdan girdiğimizde içeridekiler alkışlamaya ve "İyi ki doğdun Kumsaal!" diyerek bağırmaya başladılar. Ağzım kulaklarımda onları izlerken heyecanım da yatışmaya başladı. En önde Defne, Can, Melisa,Derin ve Murat bana gülümserken mutluluğum zirvelere doğru yol almaya devam etti. Sevdiğim herkes buradaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMSAL
DragosteKumsal ve Temmuz başta olmak üzere Defne,Deniz,Derin,Murat ve diğerleri... Arkadaşlar,aşıklar,hayatlarının en güzel yaşlarında bakalım onları hangi olaylar bekliyor.. *** En çok hayali kurulan yaştır on sekiz. Bu kuralı kimin seçtiği bilinmezken ve...