yirmi

1.4K 147 68
                                        


Bütün tatil köyünü el ele dolaşan çift en sonunda üşümekten bir hal olmuş ve Yoongi'nin kaldığı daireye gelmişlerdi.
Gelir gelmez kendini lavaboya atan Yoongi elini yüzünü güzelce yıkadı ve kendine geldiğini umarak bir süre sonra odaya geri döndü.

"Paltonu bana ver istersen, rahat et."

Yoongi'nin dediği şey ile paltosunu çıkarıp ona uzatan Jin, elinde olan atkıyı vermeyecek gibi duruyordu.

"Bu atkı bende kalsa olur mu ?" Jin utandığını hissederken karşısındakinin sevgilisi olduğunu hatırlayıp utancını bir kenara bıraktı.

"Hmm olur ama bir şartım var."

"Neymiş?"

"Seul'e döndüğümüzde sen de bana atkılarından bir tane vermelisin." karşılıklı güldüklerinde Jin hiç bekletmeden kabul etmişti.

"Ama şimdi bana ver de asayım hep elinde mi tutacaksın ?" Yoongi sözünü bitirince atkıyı Jin'in elinden alıp kapı girişindeki askıya asmıştı bile.

"O atkı artık benim ona göre."

"Çok beğendin sanırım. İstersen sana da aynısından hediye edebilirim."

"Hayır ben onu istiyorum."

"Sana daha yeni ve temiz olanı hediye edebilirim."

"Hayır Yoon. Senin kokun o atkıya sinmiş. Onu istiyorum." ne diyeceğini bilemeyen Yoongi daha fazla utanmadan konuyu değiştirmeye çalışmıştı.

"Peki öyleyse. Eee yapmak istediğin bir şey var mı ?"

"Kızaran yanaklarını öpmek hoş olabilirdi." diye geçirdi içinden Seokjin ama bunu dışa vurmaya hâlâ daha hazır değildi ikisi de.

"Bilemiyorum, ne yaparsak yapalım uyar bana." Jin'in cevabı üzerine perdeleri açıp deniz manzarasını açığa çıkaran Yoongi koltuğu biraz daha cama yaklaştırdıktan sonra konuşmuştu.

"O zaman sen şöyle geç otur. Ben de bize kahve yapayım."

"Tamam, bekliyorum."

Kahvelerini içip, saatlerce camın önünde ki koltukta oturan çift sohbet edip birbirlerini daha iyi tanımak için kendileri hakkındaki küçük detayları birbiri ile paylaşmışlardı. Bir konu bitiyor hemen ardından diğeri açılıyordu. İkisi de daha rahattı artık.

"Saat çok geç oldu Yoon, ben artık gideyim." asla gitmek istemiyordu Jin ama Yoongi burada kal demedikçe öyle bir sey yapamazdı. Her şey çok yeniydi.

"İstersen burada kalabilirsin." istediği teklifi duymanın verdiği sevinç ile gözlerini kaçıran Jin hemen kabul etmek istemedi.

"Yok ya, sana rahatsızlık vermeyeyim."

"Sen bana rahatsızlık vermezsin sevgilim. Lütfen kal." Yoongi sadece Jin ile beraber kalmak istiyordu ve o kabul edene kadar ısrar edebilirdi.

"Peki öyleyse." daha fazla inat etmenin bir anlamı yok diyerek kabul etmişti Seokjin.

"Sen yatağa geç, ben kanepede uyurum." Yoongi beraber uyumak istiyordu.

"Hayır Yoongi misafir kim ise kanepe de o uyumalı yani ben kanepeye sen yatağa. Hadi."

"Orada rahat edebilecek misin?"
Beraber yatakta uyuyalım demek için büyük bir cesarete ihtiyacı vardı Yoongi'nin. Ama o cesaret bir türlü gelmiyordu.

"Ederim, ederim hiç sorun değil."

Ve Yoongi Jin'in yatağını da hazırladıktan sonra ışıklar kapanmış ve ikili uyuyacakları yere geçmişlerdi. Fakat bir süre geçtikten sonra Yoongi daha fazla dayanamamış ve baş ucunda ki ışığı yakarak Jin'in kalkıp kendisine dönmesini sağlamıştı.

i will wait you / yoonjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin