Bulutlar daha fazla karşı koyamadı güneşe. Sabah saat ona yaklaşırken parlak güneş ışığı pencerelerin birinden içeri girdi. Onun parlak ışığı evin içini aydınlatırken yatakta uyuyan ikili hâlâ daha sabahın sessizliğini bozmamıştı. Gözleri kısık bir şekilde güneşin kaynağı olan pencereye bakarken gece güneşliği çekmedikleri için uyanır uyanmaz ilk yaptıkları şey gözlerini kör eden ışığa küfür etmek olmuştu.
Seokjin yataktan kalktı ve pencereyi açarak içeriye temiz havanın girmesine izin verdi. Ardından saate baktı ve hâlâ yataktan kalkmaya niyetli olmayan sevgilisine yaklaştı.
Güneş ile olan savaşını yüzüne çarşaf örterek sonlandırmak isterken bunun hiçbir fayda etmediğini ve uykusunun kaçtığını çoktan kavramıştı Yoongi.
Seokjin çarşafı kaldırdı ve yatakta yatan bedenin kızarmış gözlerinden öptü. "Gece yine gözlerin mi ağrıyordu?""Of evet doğru düzgün uyuyamadım bile ve hâlâ ağrıyor. Kızarmış mı gözüm?"
"Evet. Hem dolmuş hem de kızarmış. Hadi kalk da yüzünü yıka."
Elini tutması için Yoongi'ye uzattıktan sonra yataktan kalktılar ve işlerini halledip mutfakta buluştular. Basit bir kahvaltının ardından kahvelerini içen ikili kanepeye yerleşmiş konuşuyorlardı.
"Hani sana balık tutmak istiyorum demiştim de bir türlü fırsat bulamamıştık ya. İstersen bugün tutmaya gidebiliriz. Ne dersin?"
"Olta getirdin mi?"
"Evet ama eğer balık tutmak istemiyorsan başka bir şeyde yapabiliriz."
"Hayır. Hiçbir şey yakalamasam bile senin için geleceğim."
"İtiraz etmeyeceğim çünkü seninle balığa gitmeyi çok istiyorum."
"Tamam o zaman kahvelerimizi bitirdikten sonra hazırlanıp çıkalım. Bu saatler uygun mu tutmak için?"
Biraz düşündükten sonra cevabı bilmediğini fark etti Jin. Herhalde balıklar saate göre tutulmazdı değil mi? Gidip göreceklerdi.
"Ben de bilmiyorum ki. Gidip göreceğiz."
Malzemeleri hazırlayıp yanlarına biraz atıştırmalık hazırlayan çift bu kadar hızlı hazırlanmalarına şaşırmışlardı. Evin aşağısındaki göle doğru yürümeye başladılar. Ağaçların gölgelendirdiği toprak yol onları bu minik tatil için heyecanlandırmıştı.
Yolun sonu yeşil bir düzlüğe ve parlak göle çıktığında ikisi de derin bir nefes aldı. Temiz bir nefesti bu. "Ohh hava çok güzel tam balık tutmalık."
"Daha önce balık tuttun mu sen? Umarım bir şeyler biliyorsundur Seokjin."
"Yani sayılır. Lisedeyken amcamla balık tutmaya giderdik. Oradan kalan bilgilerle bakacağız işte."
Kafasını sallayıp göl kenarına sandalyeleri açan Yoongi, burada sadece ikisinin olmasına seviniyordu. Yalnızca o ve sevgilisi.
"Burası iyi, değil mi?""Evet. Bu göl balık tutmak için o kadar uygun ki kıyıya yakın yeri bile direkt derinleşiyor bu yüzden oturarak da tutabiliriz."
"Tamam o zaman gel de bana yemi takmayı öğret."
Yemleri takıp oltalarını göle yollayan ikili bu huzurlu ortamı bir müzik ile süslemiş, heyecanla gelecek olan balıkları bekliyorlardı.
"Seokjin.."
"Hm?"
"Dün o kadar söylendiğim için özür dilerim."
"Sorun değil ama hiç böyle yapmazdın birtanem, gerçekten önemli bir şey var zannedip suçlu hissettim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i will wait you / yoonjin
Fanfic"Sen ışık saçıyorsun, ben ise sadece seninle parıldıyorum."