yirmi dört

1.3K 137 44
                                        


Gözüne çarpan ve raharsızlık veren güneş yüzünden nihayet uyanabilmişti Jin. Gözlerini ovuşturup, kocaman esnedikten sonra yan tarafına bakmıştı fakat Yooongi'yi yanında görememişti. Meraklı bir tavırla yataktan doğruldu.

Odadan çıkıp mutfağa doğru ilerleyen Jin, burnuna gelen kokular sayesinde Yoongi'nin nerede olduğunu anlayabilmişti.
Mutfağın önüne geldiğinde ise yüzü tezgaha dönük ve bir şeylerle meşgul olan sevgilisini görmüştü.

Ona doğru ilerleyip arkasından sarıldığında Yoongi ürkmüş ve arkasını dönmüştü. Şu an iki yüz de birbirine bakıyordu ve Seokjin'in kolları hâlâ Yoongi'nin belindeydi.

"Günaydın sevgilim." Gözlerini hâlâ tam olarak açamayan Jin Yoongi'nin göğsüne kafasını düşürmemek ve tekrar uykuya dalmamak için büyük bir çaba sarf ediyordu. Uykulu ses tonu ve yarı açık gözleri ile zoraki konuştu.

"Sana da günaydın...Yoon.."

Seokjin cümlesini bitirmeye çalışmıştı ama sonunu getirememişti. Yoongi sevgilisinin saçlarında elini gezdirmiş ve karşısında ki yüze yaklaşarak burnunun ucuna minik bir öpücük bırakmıştı.
Öpücüğünü verdikten sonra ise tekrar arkasına dönmüş ve yarım bıraktığı işine devam etmişti.

Jin ise hâlâ daha arkasından sarıldığı bedenin sırtına başını yaslamış ellerini ise Yoongi'nin karın hizasında birleştirmişti. Oradan hiç ayrılmak istemiyordu.

"Gidip yüzünü yıka Jin kahvaltı olmak üzere."

Yoongi elinde ki tabağı masaya koyarken arkasından sarılan beden ise onunla birlikte hareket ediyordu. Onu bırakmaya hiç niyeti yok gibi sarılmıştı sevgilisine.

"Seokjiin. Kime diyorum acaba..Yüzünü yıka gel sonra da masaya oturalım hadi."
Dudakları büzülü ve hâlâ başı Yoongi'nin sırtında olan Jin, omuzunu silkip daha sıkı sarılmıştı.

Yoongi onu dinlemeyen ve hâlâ daha belinden ayrılmayan sevgilisini elinden tuttuğu gibi banyoya sürüklemişti.
Banyoda Seokjin'i büyük bir sevinçle ıslatan Yoongi rahatlamış hissediyordu.

"Evet Bay Kim artık uyandığınıza göre ben gidiyorum siz de yüzünüzü yıkayıp zahmet olmazsa yanıma gelirsiniz."

Yoongi büyük bir keyifle gülümseyip banyodan tam çıkacakken bileklerinden onu tutup çeken Jin ile kalakalmıştı. Jin kendine çektiği sevgilisinin yüzüne küçük bir öpücük bıraktıktan sonra karşısındakinin kızaran yanaklarını da okşayıp, gülümsemiş ve Yoongi'nin elini bırakmıştı.

"Neden zahmet olsun efendim, siz gidin ben hemen geliyorum."

İlişkilerinin başlaması üzerinden o kadar zaman geçmesine rağmen hâlâ daha Seokjin'in ani hareketlere böylesine heyecanlanmak Yoongi'yi sinirlendirirken bir taraftan da kesinlikle hissedeceği en güzel duyguları tazeliyordu.

Sonunda mutfağa gelip masaya oturan ikili   yemeklerini yemeye başlamışlardı.

"Jungkook nerde ?"

"Arkadaşında kalmış dün gece."

"Hep kalıyor mu böyle ?"

"Hayır aslında, zorunda olmadıkça asla başka yerde kalmaz ama sanırım dün bizi yalnız bırakmak istedi."

"Hmm anladıım."

"Bugün yapmak istediğin bir şey var mı ?"
Yoongi sorduğu soru ile sevgilisinin yüzüne bakarken yemeğine ara vermiş, ondan gelecek cevabı bekliyordu.

"Aslında özellikle yapmak istediğim bir şey yok ama seninle Han Nehrin'de gün batımını izlemek çok güzel olurdu."

"Tamam o zaman güneşin batışına yakın bisikletle oraya gideriz. Olur mu?"

i will wait you / yoonjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin