Slytherin Varisi (Harry Potter AU)

28

Lady is back! Sınavdan çıkalı 20 dakika oldu ve ancak bu kadar dayanabildim bölüm atmaya :)

İyi okumalarr ^^

*****

Tüm günü odasında zihninde lorduna ulaşmaya çalışarak geçirmiş, kendine oyalanacak bir şeyler aramıştı. Öyle ki, birkaç kez kusursuz olduğunu bildiği ödevlerinin üzerinden bile geçmişti. Böyle beklemenin bir fayda sağlamayacağına karar verince lordunun yanına gitmeye karar verdi.

"Maggy."

Odanın ortasında beliren ev cini efendisi karşısında yere kadar eğilerek selam verdi. "Varis Slytherin..."

Harry çalışma masasının sandalyesine oturmuş, kolunu masanın üstüne koymuş parmaklarıyla ritmik bir şekilde masaya vuruyordu. "Lord Slytherin nasıl?"

"İyiler efendim, ancak biraz kızgınlar." Harry odada dağınık olan tek şeyi, saçlarını daha çok karıştırdı.

"Onunla görüşmeliyim. Beni kaleye götür." Ayağı kalktığında ev cini yanına yaklaşıp koluna dokundu. Bir an sonra ayakları Slytherin kalesinin zeminine basıyordu.

Formasını siyah bir cübbeyle biçim değiştirip kapıyı tıklattı. İçeriden gelen izinle kapılar açıldığında lordunun yalnız olmadığını gördü. Lucius ve Bellatrix'le birlikte masadalardı. İki ölümyiyen gelenin kim olduğunu görünce ayağı kalktılar.

Lord, tatillerde akşamlarını varisine ayırıyordu ama o yokken saatlerin de bir önemi kalmıyordu anlaşılan.

Karanlık Lord'la aralarında iki adım kalana kadar yürüyüp tek dizinin üstüne çökerek başını eğdi. Aslında bunu yapmayabilirdi, Lucius ve Bella yakın hat ölümyiyenleriydi, aralarındaki bağı biliyorlardı. Ancak şimdi af dilemesi gerektiğinden saygıda kusur etmeyecekti. "Lordum..."

Karanlık Lord çocuğa eliyle kalkmasını işaret ettikten sonra aşağıdan yukarı süzdü. Kızıl gözleri varisinin yeşil gözleriyle buluştu. "Burada ne arıyorsun Harry?"

"Sizi ziyarete geldim, efendim." Karanlık Lord çocuğun gözlerinden hatasını anladığını okuyabiliyordu. Uzatmamaya karar verdi. Harry ne kadar olgun gibi davransa da hala bir çocuktu. Anın heyecanıyla bazı şeyleri görememesi normaldi.

Ne ara bu kadar düşünceli biri olduğunu düşündü. Harry'e olan bağı böyle şeyleri onun için doğallaştırıyordu. Elbette bu durum yine sadece Harry için geçerliydi.

Bellatrix'e bir bakış atarak yan sandalyeye geçmesini işaret ettikten sonra çocuğa dönüp eliyle boşalan sandalyeyi gösterdi. "Gel Harry, biz de bakanlığı nasıl ele geçirebileceğimizi konuşuyorduk."

Harry affedildiğini anladığında rahatlayarak lordunun sol tarafındaki sandalyeye oturdu. Şimdi karşısında Lucius yanındaysa Bellatrix vardı. "Bakanlığa mı saldıracağız?"

"Şimdilik sadece planlamaya başlıyoruz."

Ve böylece bakanlığı ele geçirmek planlanmaya başladı. Dumbledore'un ölümüyle birlikte sihir dünyasını bekleyen kasvetli günlerin kapısı aralanacaktı.

******

Noel balosu, üç büyücü turnuvasının geleneklerinden biriydi. İlk dansı şampiyonlar açar, gece yarısına kadar eğlenilirdi. Harry baloya elbette Hermione ile gidecekti ama dünki kızgınlığından sonra kıza güzel bir teklifle gelmesinin gerektiğinin farkındaydı. Tabi önce güzel bir fikir bulması gerekiyordu.

Günün son dersinden çıkınca zindanlara yöneldi. Kız şimdi iksir dersinden çıkıyor olmalıydı. Hermione'nin zindanlara giden koridordan çıktığını görünce yetişmek için adımlarını hızlandırdı.