Harry, en azından bir süre daha hissedeceğini bildiği acıyı umursamadan masadaki yerini aldığında ölümyiyenler de yerlerini almıştı.
Babasının 'kendini riske atmak ve emirlere harfiyen uymamak'la ilgili verdiği ceza, ağrısını kesecek bir iksir almasının kesinlikle yasaklanmasıydı. Acı eşiği Hogwarts yıllarında yaz tatillerinde yaptıkları düellolar sayesinde oldukça fazla olduğu için en azından rahatsızlığını yüzüne yansıtmayacak kadar idare edebiliyordu.
Lordunun konuşmasını beklerken masada kısaca gözlerini gezdirdi. Herkes olması gerektiği gibi, toplantıya katılmıştı.
Odaya girdiği andan beri kendisini izleyen vaftiz babasını es geçerek Bellatrix'e baktı. Kadın yaralanmasının üzerinden daha birkaç gün geçmiş olmasına rağmen toplantıya katılmakta ısrar etmişti.
Bellatrix üzerindeki bakışkarın farkına varıp kendisine dönünce göz kırptı. Kadın da karşılık olarak küçük bir baş selamı vermişti.
"Sizlere takdim etmek istediğim biri var, aslında çoğunuz onu dün gece gördünüz... " Duraksayarak ölümyiyenlerinde gözlerini gezdirirken Harry karşısında oturan adama baktı. Grindelwald diplomatik bir gülümsemeyle arkasına yaslanarak oturuyordu.
Ölümyiyenlerin bakışları kimliği belirsiz adama dönerken yaydığı güç ve önceki gece yaptığı güçlü büyü kim olduğu konusundaki merakları arttırıyordu. Bunun yanısıra adam, Lucius Malfoy'un yerine, Karanlık Lordun soluna oturmuştu. Anladıkları kadarıyla Lucius da bundan rahatsız değildi.
Öyle ki, toplantı salonuna konuşarak girmişlerdi ve ikisinin de yüzünde memnun denilebilecek bir ifade vardı. Onlardan biraz sonra Lord Slytherin ve varisi geldiği için ölümyiyenlerin neler olup bittiğini anlayacak zamanları olmamıştı.
Lord, "Gellert Grindelwald, uzun zaman sonra tekrar, bir ideoloji için savaşacak." diyerek sözlerine devam ettiğinde odayı şaşkınlıkla dolu bir uğultu kaplamıştı.
Uğultu başladığı gibi kaybolurken meraklı bakışlar konuşmak için doğrulan adama döndü. Grindelwald, gençlik yıllarında fazlaca kullandığı diplomatik gülümsemesini sunarken ölümyiyenlerde kısaca gözlerini gezdirdikten sonra bakışlarını Karanlık Lordda sabitledi.
"Her şeyden uzak geçen elli yıldan sonra, sizin yolunuzda savaşmak büyük bir onur, lordum." derken amacı Lord Slytherin'e biat ettiğini herkese ilan etmekti.
Ölümyiyenler, her ne kadar İngiltere üzerinde pek bir etkisi olmasa da düşmüş karanlık lordun Avrupa'daki faaliyetlerini biliyordu. O zamanlar Avrupa'da Albus lanet olası Dumbledore'la yaptığı düelloya kadar gücüne denk biri olduğu düşünülmemişti. Düşüşünden sonra bile, takipçileri yıllarca savaşmıştı.
Gellert Grindelwald'ın Lord Voldemort'a biat etmesi hâla içten içe onun ideolojisinin takipçisi olan büyücüleri taraflarına çekmek için çok büyük bir hamle olacaktı.
Antonin Doholov, bu hamleye karşı Avrupa'nın düşeceği dehşeti düşünürken sırıttı. Belki İngiltere üzerinde pek bir etkisi olmayabilirdi ancak dünya bu haberle birlikte kavrulacaktı.
Karanlık Lord, Grindelwald'ın söylediklerine yavaşça başını sallayarak karşılık verdikten sonra, toplantının hazırda bekleyen diğer konularını konuşmak için ölümyiyenlerine döndü.
"Harry," diyerek varisine söz verdiğinde Prens bakışlarını ölümyiyenlere çevirerek Hermione'nin ilk raporunu sunmaya başladı. Kız o saatlerde görevinin başında olduğu için ölümyiyenleri bilgilendirme işi kendisindeydi.
Dört gün önce, muggle savunma bakanının sekreterini kaçırdıktan sonra bir hata yapmamak adına Hermione kadından iş yerindeki günlük rutinler ve çalışma hayatına dair akıllarına gelen her şeyi öğrenmişti ve iki gündür çok özlü iksirle kılık değiştirerek sekreterlik yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slytherin Varisi (Harry Potter AU)
Fanfiction"...Onunla savaşmayacağım, onunla birlikte savaşacağım."