Her zamanki, gecenin verdiği esintiyle dalgaların sertçe çarparak yok olduğu kayalarda almıştık yerimizi. Bütün olan biteni bitkin çıkan ses tonumla anlatmıştım Burak'a. Aynı zaman da konuşmasınada izin vermemiş, bir tek beni dinlemesini sağlamıştım. Yapacağı acı ve hüzün yorumlarını kaldıracak gücüm yoktu bu gece. Patavatsız çocuk çünkü, biliyordum.
Ayrıca sadece bar olayını değil, Burak'a olan üzüntümü, kırgınlıklarımı, sinirimi anlatmıştım ona.
Cümlelerimi bir kez olsun düşünmeden, dilime gelen her şeyi söylemiştim çünkü artık içime atmak, geceleri bu olayları düşünmekten uyuyamamak istemiyordum. Ve sanırım Burak'a değer verdiğimin farkına da varmıştım. Değer vermeseydim neden ona kırılayım ki? Neden ters, olumsuz her cevabına üzüleyim? Neden...
Neden onu bir başkasından kıskanayım?Yüzünde oluşan tek bir tebessümünü bile ezberlemek istiyorken, neden ona ilgim olduğunu gizliyordum ki?
Konuşacak enerjim kalmamışken ikimizden de gık çıkmamıştı. Rüzgar benden taraftı ilk kez, tatlı esintisiyle saçlarımı arkaya doğru okşuyordu.
Hatta rüzgar bana o kadar yardımcı oluyordu ki, huzuru koklatıyordu adeta. Burak'ın vanilya kokusu esintiyle burnuma sürtünürken aynı zamanda gözlerimi kırpmadan karşıya baktığım için dolu doluydular.
Sessizliği ne o ne de ben bozmak istiyorduk, karşısı karanlıktan sebep ne kadar görünmesede gözlerimi dikmiş ve hiçbir şey düşünmek istemiyordum.Eliyle ağzını kapatarak sesini açmak için hafif öksürerek sessizliği bozdu Burak. Dolayısıyla bakışlarımıda kendine çekmişti.
"Alya."
Kısık çıkan sesiyle vücudunu bana döndürdü.
"Ben sana değer verdiğimi hiçbir zaman saklamadım."
Haklıydı. Her fırsatta dillendiriyordu zaten ama bu kadar bariz bir duyguyu görmek istemeyen tek kişi bendim sanırım.
"Evet?" Sessiz kalmaktan çatallı çıkmıştı sesim.
Neler söyleyeceğini çok merak ettiğim için vücudumu Burak'a çevirdim."Ama" diyip duraksadı ve sebebsizce gerilmiştim.
"Ama sen beni hiçbir zaman umursamadın, ya da öyle davrandın. Bilmiyorum."
Gözlerini benden kaçırmaya başladığında kalbimin cam gibi tiz bir kırılma sesi içimde yankılanmıştı. Bu söyledikleri doğru değildi. Ben...
Ben hiçbir zaman Burak'ı umursamamışçasına davranmadım. Her seferinde ona şans vermiştim! Bu resmen nankörlüktü!
"Burak..."
"Ve bu yüzden de"
Ona bir şey söylememe izin vermeden sesiyle beni bastırarak tekrar cümlesine başladı.
"Geçen gördüğün kızı hatırlıyorsundur? Tuğçe."Ne bir kelimeyle ne de bir mimikle onaylamıştım cümlesini. Zaten o da cevaplamamı beklememiş cümlesini devam ettirmişti.
"Ben o kıza seni düşünmeyi bırakmak için tekrar denemek istediğimi söyledim."Elimi yumruk yaparak, arkama sakladım. Elimi ne kadar sıkarsam o kadar ağlamadan dayanabileceğime inanıyordum. Bu yüzdende tırnaklarım derime geçmiş ve yanma hissi tüm bedenimi sarmıştı. Ama umrumda değildi.
"O kızda kabul etti." Dedim buruk bir şekilde gülümseyerek.
Cevap vermeden onaylamıştı sözümü. Bu daha çok canımı yakmıştı işte. Gözümde ki yaş özgürlüğünü ilan ederek sol yanağımdan süzülmeye başlarken, ona engel olup elimin tersiyle sildim. Bakışlarımı tekrar denize çevirdiğimde, Burak eliyle yüzümü yüzüne çevirdi."Özür dilerim." Masumca yüzüme bakmaya devam etmesi beni iyice germişti.
'Ah Burakcığım tabii ki önemli değil! Ne demek. İstediğin zaman gelip benim böyle ağzıma sıçabilirsin!' Falan dememi mi bekliyordu? Şaka mıydı bu çocuk!"Bir şey demeyecek misin?" Diye sordu benim sessizliğimi bozmak için.
"Sadece"
Yumruk yaptığım elimi açıp, birkaç kez açma-kapama hareketi yaptım.
"Gitmeni istiyorum."
Anlamamış gözlerle bir süre bana bakmıştı ve ben idrak etmesi için başka kelimelerle tercüme etmiştim.
"Yalnız bırak beni!"
Yüksek çıkan sesimle irkilirken ayaklanmıştı Burak. Hak veriyor olmalıyı bana çünkü bunu ona ben yapmış olsaydım...
Ben ona ümit verip, onu sevdiğimi inandırıp birden Mert'le çıkıyor olsaydım?
Empati denen şey Burak'ta da vardır umarım.
Ellerini cebine atmış arkasına dahi bakmadan yürümeye devam ederken dalgaların sert sesini duymamı engelleyen iç sesimle savaşa girmiştim.Neden?
O zaman bugün neden bara geldi? Neden içip beni sevdiğini söyledi? Neden beni Mert'ten kıskandı? Neden bana ümit verdi? Ve son olarak...
Neden istediği karşılığı alınca kaçtı?Söyledikleri kulağımda çınlarken, düşünmemek için ellerimle kulaklarıma baskı uyguladım. Elimin tenimle olan temasına karşılık elim yanmaya başlayınca hemen elimi çektim. Bakışlarım elimi bulduğunda, tırnaklarımın bu kadar derine inebileceğini tahmin etmemiştim. 4 bir yerinden kan akmıştı ve hiç iyi görünmüyordu. Pansuman şarttı sanırım. Acısı yavaş yavaş artarken elimi istemsiz sağa sola savurdum.
Her şey üstüme üstüme geliyordu resmen. Herkes bana oynuyor gibi hissediyordum. Nefret ettiğim hıçkırıklar bedenimi sararken kalktım olduğum yerden.
Kayaların neminden kalçamda hafif bir ıslaklık hissediyordum. Yere istemsiz ayaklarımı sesli bir şekilde vura vura eve gittiğimde, Hazal uyuduğu koltuktan fırlamıştı.
Beni mi beklemişti tüm gece?"Nerdesin sen? Saat kaç oldu haberin var mı!" Diye bağırdı sinirini belli eden ses tonuyla.
"Özür dilerim anneciğim. Bir daha gecikmem, söz."
Alayla yüzüme melek gülümsemesi takınarak merdivenlere yöneldiğimde Hazal'ın cümlesiyle tekrar duraksamak zorunda kaldım.
"Sen ağladın mı?"
"Hayır."
"Eline n'oldu, kanamış."
Elimi arkama saklarken itiraz ettim.
"Yok bir şey. Yatıcam ben, iyi geceler." Merdivenlerin bir basamağını çıkmayı başarmışken önüme tekrar bi engel çıkmıştı. Hazal..."Alya bi durur musun!"
"Ne var Hazal?" Dedim sinirle.
"N'olduğunu anlatır mısın?" Bana doğru yürümeye başladı. Ben sessiz kalıncada tekrar söze girdi.
"N'oluyor sana? N'oluyor bize? Biz birbirimizden hiçbir şey saklamazken, ne oldu da aramıza duvarlar ördük?"
"Bunu gerçekten şimdi mi fark ediyorsun?" Alayla gülüp geriledim. Benim kötü bir halde olduğumu yeni yeni kavrıyordu sanırım, kurduğum cümlelere şaşırmaya başlamıştı artık.
"Anlatmayacak mısın, kardeşim?" Usul çıkan sesi gözlerimi doldurmuştu. Ruh halim hiç iyi değildi, deli gibi kahkaha atsamda içten içe hıçkırarak ağlıyordum."Sen kardeş olduğumuzu şimdi mi hatırlıyorsun! O zaman bak canım kardeşim"
Son kelimeyi bastırarak söylemişken devam ettim.
"Koduğumun piçi bana önce ümit sonra da yol verdi! Az kalsın tecavüze uğruyordum! Derdimi kimseye anlatamıyorum! Kız kardeşim dediğim kıza bugün sihirli bir değnek değmiş ve benimle ilgilenmeye çalışıyor ama sanırım fabrika ayarlarına gece yarısı bittikten sonra dönersin, ha?"Tam hıçkırıklarımdan kurtuldum derken bedenim tekrar istila edilmişti maalesef. Çok doluydum ve gücüm kalmamıştı. Kendimi bu zamana kadar hiç bu kadar salmamıştım ama her şeyin üst üste gelmesi beni fazlasıyla sarsmıştı. Deli gibi ağlarken Hazal bana sarılmıştı. Bir süre karşılık vermeden göz yaşlarımı onun omzuna akıtmıştım. Sonra dayanamayıp, sahiden bir omuza ihtiyacım olduğunu kabul edip kollarımı Hazal'ın boynuna dolamıştım. Ne kadar süre öyle kaldık bilmiyorum. Göz pınarlarım kuruyana kadar ağlamayı planlıyordum galiba.
Hazal'dan geri çekildiğim zaman Hazal'ın üstünde ki o kadar ıslanmıştı ki, sanki doluya yakalanmış gibi gözüküyordu ama o bunu umursamıyor, şefkatle yüzümü inceliyordu.
Göz altlarımı tahmin edebiliyordum. Patlıcana dönmüşlerdir muhtemelen. Halsiz ve yorgun bedenimi yukarı kadar zorlayarak taşıdım. Altıma geçirdiğim kıytırık pijamayla oldukça rahat hissediyordum. Eve girdiğimde anlamıştım ki dışarısı gerçekten soğumuştu.Yatağıma kıvrılırken Hazal baş ucumda duran sürahiden bana su doldurdu ve içmem için elime tutuşturdu. İki-üç yudum aldıktan sonra geri ona verip başımı yastığa koydum.
"Daha iyi misin?" Diye sordu Hazal.
"Hıhı."
"Pekâla iyice bir uyu, yarın detaylı konuşalım. Uyurken de kafanı saçma düşüncelerle doldurma."
Ne kadar basit şeyler bunlar böyle(!)
"Denerim." Dedim gülümsemeye çalışarak.
"İyi geceler." Dedi alnıma dudaklarını bastırarak. Gerçekten de uzun zaman sonra annem varmış gibi hissetmiştim.
"Sana da."
Yatağımda iyi yerimi alırken etraf kararmış ve çöken sessizlikle kafamın ne kadar gürültüde maruz kaldığını fark etmiştim. Gerçekten uykuya çok ihtiyacım vardı. Bedenimde bunun farkında olduğunu belli ederek kendini uykuya teslim etmişti.
Lütfen sabah kalktığımda bu berbat ötesi günü yaşamamış olayım, lütfen...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARIŞIK YAZ AŞKIM
ChickLitYaz Tatilimi her zaman ki gibi geçeceğine inandığım zaman çıktı karşıma. Aşkın zayıflık olduğunu bile bile boyun eğmiştim ona... En yakın arkadaşım, kardeşim dediğimle örülü duvarlarımı kırmaya çalışacaktım. Herkesten uzaklaşmaya başladığım an topar...