Yine o gudubet iğrenç gün gelmişti...
Pazartesi, her zamanki gibi elimi yüzümü yıkayıp saçımı yaptım, kıyafetlerimi giydim ve aşağıya indim.Mutfaktan enfes kokular geliyordu. Annem yine her zamanki gibi kahvaltımızı hazırlayıp işe gitmişti.
Ayaz yine uyanmamıştı.
Odasının kapısını çaldım, ses gelmedi ve bende birden odasına girdim.Evet hala öküz ölüsü gibi horul horul uyuyordu. Tam onu uyandırmak için su almaya gidiyordum ki arkamdan gelen sesle dondum kaldım.
Salak ikizim yere düşmüştü.On beş dakikaya geriye kalan işlerimizi hallettik. Ve servisin geldiğini belli eden korna sesi ile dışarı fırladık. 10dk sonra okula varmıştık.
2.dersin sonlarına yaklaşmıştık. Edebiyat dersi bitiyordu. Ve o beklenen an geldi teneffüs.
Üçlü grubumuz bir araya gelerek aşağıya indik.
Yanıma Ela geldi. Ve Ekrem hocanın beni birkaç hafta sonraki maç için çağırdığını söyledi. Ela voleybol takımında. Bende bu takımın kaptanıyım.Küçüklüğümüzden beri Ayaz ve ben bir sürü spor ile uğraştık. Ama ben şu anda voleybol ile uğraşıyorum.
Ayaz ise basketbol ile uğraşıyor.Çok uzatmadan Ekrem hocanın yanına gittim.
Kendisi ne kadar iyi bir insan olsada dakik bir insandır.Teneffüslerimiz 15 dk olduğu için Ekrem hocanın yanından geldikten sonra kızların yanına gittim.
Ha bu arada ben sizi bizim kızlarla tanıştırmayı unuttum.Tanem;
Uzun saçları var Ve yeşil
gözleri var. Tanem gerçekten çok becerikli.Peri; peri uzun saçlı Ve gözlüklü.
Peri'nin dersleri gerçekten çok iyi. Kız sınavlarda derece yapıyor.Ha bide ayla Ve Merve var.
Merve Ayla'nın g*tünden ayrılmayan ayarsız bir kız.
Ayla ise bize inanılmaz sinir oluyor.
Ama sorun bakalım umrumdamı. Tabiikide HAYIR.
Ayla'nın bana olan sinirini anlayamıyorum.
Hayır yani bana sinir olması gereken bir konuda yok ortada. Yani bence öyle.