1 Ay Sonra:"Niil ya hadi artık gel."
"Tamam ayaz geliyorum. Bekle azıcık."Okullar kapnalı 3 hafta olmuştu. Ama ayaz benim sabrımı şimdiden zorlamaya başlıyor. Yahu test çözüyoruz. Tam sonucu bulmuşken "nil gil hidi yimik hizir"
İnsanında bir sabrı var ama. Şu virüs yüzünden okullar kapandığından beri ayazla aynı evi paylaşıyordum.
Çünkü annem ve babam anneannem gilin yanına gitmek zorunda kaldılar.
E malum yaşlılar. İhtiyaçları falan olur diye.Yemeğimizi yiyip masayı topladıktan Sonra ayaz beni zorla koltuğa oturtup film izlemeye zorladı.
NİL: " ya tamam işte bu iyi."
AYAZ: "hayır bak bunu izleyelim."
Biz her zamanki gibi tam kavgaya tutuşmuşken birden kapı çaldı.
AYAZ: "Nil hadi sen kapıya bak bende film seçeyim."
"Been geeldiiiim"
"Hoşgeldin Peri. Bizde film izleyecektik."
PERİ: kızım çok güzel haberlerim var.
Ben NİL: ha onu anladım zaten. Ağzın nerdeyse kulaklarına yapışmış. Yine ne oldu acaba.
Ayazda pür dikkat (hayranlıkla karışık) Peri'yi dinliyordu.
PERİ: kızım dağ evine gidiyoruz.
NİL: ee banane.
PERİ: gidiyoruz. Hep beraber. Lan. Sen ben. Kızım mal mısın!
NİL: ha öyleli. Yine banane. Siz gidin. Beni yatağım Ve test kitaplarımla baş başa bırakın. Hem virüs var virüs.
PERİ: bak kızım benim sabrımı çok zorluyosun. Başlarım sanada test kitabınada. Çabuk çık yukarı. Eşyalarını hazırla. Yarın erkenden yola çıkıcaz.
Ayaz gerisi sende. Şey... o zaman...
Yarın görüşürüz.Peri gittiğinde ayazda beni odama çıkartıp zorla valize kıyafetlerimi doldurttu.
AYAZ: bana bak o valizi güzelce doldur. Birazdan gelip kontrol edicem ona göre.
NİL. Tamam babacım. Ya çık git şu odadan canımı sıkma. Sanki niye gitmek istediğini bilmiyoruz. Mal.
*****************************
NİL: ayaz hadi kalk. Ayaaaz. Ya of. AA Peri hoşgeldin.
Ve yine Ayaz'ın kalktığını belli eden o düşme sesi.
Dün valizimi hazırladıktan Sonra hemen uyudum. Sabahta erkenden kalkıp yolda giderken falan yeriz diye sandviç hazırladım. beyaz yazıları olan sewetimi, kot pantolonumu,ve siyah konverslemi giydim. Saçlarımı da hafif dalgalı yaptım.
Daha kimlerin gidip gitmeyeceğini bile bilmiyordum. Peri sabah beni arayıp belli bir sayı verdi ve bende doğal olarak ona göre hazırladım.
Ama baya kalabalık olacaktık.AYAZ: Nil bu olmuş mu yoksa başka bişey mi giyeyim.
Merdivenlerde bana doğru gelen ayazı gördüm. Beyaz tişörtü,siyah pantolonu Ve siyah deri ceketiyle baya yakışıklı olmuştu. Ve saçlarını her zamanki gibi dağınık bırakmıştı.
NİL: olmuş olmuş. Ama biraz daha acele etmessen bunları giymene gerek kalmayacak. Çünkü geç kaldığımız için gidemeyeceğiz.
Valizimi aşağıya indirdim ve kendimi koltuğa atıp öylece durdum. Acaba Ateş gelecek miydi. Onu cidden özlemiştim.
Ben böyle saçma sapan düşüncelere dalmışken kapı çaldı.
NİL: ben bakarıım. Ateş.
Ateşi görür görmez hemen boynuna atladım. Garip bir şekilde onu özlemiştim.
*****************************
Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra yerlerimize geçtik. Ben ateş ve metenin arasında oturuyordum. Ayaz, Sare ve Peri'nin arasında oturuyordu. (Sare ateşin yakın arkadaşı)
Çağın arabayı kullanıyordu. Önde de Deniz ve Emir (ateşin arkadaşı) oturuyordu. Araba cidden büyüktü.
Aradan bir saat geçmişti ve Mete sürekli "çişim geldi" diye sızlanıyordu.ÇAĞIN: Mete yeter artık bak ilerde benzinlik var. Orda girersin.
METE: peki bana sutburger'de alır mısın?
ÇAĞIN: tamam alırım. Ama yeter ki sus.
Başka bişey istemiyorum.Araba durduğunda mete koşarak benzinliğin içindeki tuvalete gitti.
ÇAĞIN: ben sutbuger almaya gidiyorum.
Sizde ihtiyaçlarınızı giderin. Alıcaklarınızı alın, arabada buluşalım.ATEŞ: nil geliyo musun?
NİL: geliyorum ateş bi dakika çantamı almam lazım.
Tam giderken kolumun biri tarafından tutulduğunu hissettim.
DENİZ: Nil bi dakika konuşa bilir miyiz?
NİL: ne konuşucaz.
Denizin yüzünü görür görmez kalbim birden hızlı atmaya başladı.
DENİZ: neden böyle yapıyorsun. Neden benim canımı acıtıyorsun. Size baktığım her an içim parçalanıyor Ve sen bunun farkındasın. Ben bunu hakettiğimi düşünmüyorum.
NİL: peki sence ben bunu hakettim mi?
Unutma ayrılmayı sen istedin. Peki bana bi neden söyledin mi? Hayır
O zaman bendende sana bi neden söylememi bekleme. Ayrıca ben sana hiç birşey yapmıyorum. Benim mutlu olmaya hakkım yok mu?!
Şimdi daha fazla uzatmayalım.Kolumu sertçe elimden çektim ve markete girdim.
Deniz'i böyle görünce içim parçalanıyordu. Ama bunu ben istememiştim. O istemişti.Marketten birkaç atıştırmalık şeyler aldık Ve herkes gibi bizde arabanın olduğu yerde toplandık.
SARE: Mete nerde ?
AYAZ: evet ya Mete nerde. Ben bi bakıp geleyim. Siz geçin arabaya
METE: imdaat. Kurtarın Beniii. Tuvalette kaldıım. Yaa. Çağın. Ayaz.
AYAZ: nerdesin lan. Oğlum sen bela mısın! Kapının üzerine kocaman "kapı arızalı" yazmışlar kör. Bekle.
Yaklaşık on dakika Sonra ayaz Ve Mete de geldi. Ve yola devam ettik.
Kalacağımız eve geldiğimiz zaman Peri'nin neden bu kadar heyecanlandığını anladım. Ev cidden çok büyüktü. Ve bir o kadarda gösterişli. Kocaman bir bahçesi vardı. Eşyalarımızı odalarımıza yerleştirdikten sonra yemek için aşağıda toplandık. Her gün yemeği başka kişiler yapacaktı. Bugün ben ateş ve Mete yapacaktık.
METE: arkadaşlar benim elim öyle marifetlidir ki dikkat edin parmaklarınızı çatur çutur yemeyin.
ATEŞ: Mete hadi abi. Çenen değil ellerin çalışsın.
METE: aa bu Ne-aaaa yardım edin. Ambulans. İtfaiye. Parmağım. Ay bana bişey oluyoo-
Evet aradığımız Mete'ye ulaşamadık.
Salak "bakalım parmağımı keser mi" diye bıçakla denemiş.Ve sonuç; Mete parmağını keser. Ve ardından kan tuttuğu için bayılır.Birkaç dakika Sonra bizde yemeğe kaldığımız yerden devam ettik.
ATEŞ: Nil senin yemek konusunda bu kadar başarılı olduğunu bilmiyordum.
NİL: asıl ben senin bu kadar başarılı olduğunu bilmiyordum. Yani senin gibi birinin beceriksiz olduğunu zannetmiyordum zaten ama- yani şöyle. Hayır. Öyle değil. Ben.
Yemeğe devam mı etsek napsak.*****************************
Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Bit sonraki bölümde görüşmek üzere. 🖤🖤🖤