Multimedya da Çağın var. Umarım bölümü beğenirsiniz.
**************************
"Bir dakika ne dedin sen
SEVDİĞİM ÇOCUK MU ?"
Ne demiştim ben. Gerçekten kızardığımı hissedebiliyordum.
Kalbim "Deniz'in önünde öylece dur gitme bir yere"diyordu.
Aklım ise " Lan rezil oldun olacağın kadar, burdan hemen git" diyordu.
Ben ise aklımın önerisine uyup koşarak ordan uzaklaşmıştım.
İçimden bahtıma, kaderime küfür ediyordum. Neden mi!
Tam bahçeden çıkmıştım ki yağmur yağmaya başladı. Okula geri dönemezdim. Bir kafeye de gidemezdim çünkü çantam sınıfta kalmıştı. Ve tabiiki cüzdanımda çantamın içinde.
Hiç bilmediğim bir sokağa girmiştim. Kaldırımların üstünde bir sürü bira şişeleri vardı. Burası hiç tekin değildi. Yoldan geçen insanların bana yiyecekmiş gibi bakmalarından çok rahatsız olmuştum.
Artık çok emindim kaybolmuştum. Arkamdan birinin beni takip ettiğini hissettim. Adımlarımı daha da hızlandırdım.
Ama nereye gideceğimi bilmiyordum.
Arkamdan gelen kişi adımlarını hızlandırdı Ve kolumdan tutup beni duvara yasladı.
Kurtulmaya çalışıyordum, fakat nafile. Karnına yumruk atmaya başladım. Daha fazla dayanamadı Ve kolumu bırakıp karnını tuttu. En azından kaçmak için fırsatım vardı. Hemen ordan uzaklaşmam gerekiyordu.
Ayağıma takılan taş ile yerle buluşmam bir oldu. Tabi kırılan bira şişesinin elimle buluşmasıda.
Elim çok derin kesilmişti.
Tam karşımda dikiliyordu.
"Deniz!! yardım et bana o peşimde"
"Kim peşinde sakin olur musun?"
Tam o anda adam karşımda belirdi. "Bunu seni rahatsız eden it."
"Düzgün konuş lan sen kim oluyorsun." Anlaşılan adam sarhoştu. Çünkü Deniz'i karşısında gören biri normalde altına s*çardı. Bu adam kafa tutuyor.
"Dur ben sana kim olduğumu açıklıyım." Dedi ve Deniz adama kafa attı. Adam Yere yığılırken biz de ordan uzaklaştık.
Yol boyunca hiç konuşmamıştık sessizligi bozan deniz oldu.
"Senin ne işin var öyle yerlerde Nil."
"Şey ben kayboldum"
" Hadi canım şu işe bak sen. Onu anlamamak elde değil zaten. Aklım Çıktı ya"
" Deniz teşekkür ederim. Beni eve bırakabilir misin."
"Tamam bırakırım. Ha Nil arka koltukta çantan var."
Yaaa canım benim. Çantamı getirmiş bana ya yeri...
Yani çok kibar bir bey efendi.
Eve geldikten sonra kendimi yatağa attım Ve bugün olanları düşünmeye başladım. Tam o sırada Ayaz zıplayarak üstüme atladı. Ağzımdan bir inleme çıktı. Avucumun içi kanıyordu. Ayaz telaşla ne olduğunu sormaya başladı. Bugün olanları anlattıktan sonra bana aşağıdan krem, sargı bezi,Ağrı kesici gibi şeyler getirdi.
Başıma küçük bir buse kondurdu Ve odamdan çıktı. Bende yüzümdeki tebessüm ile uykuya dalmaya çalıştım.
Sabah uyandığımda elimde normal olarak bir acı vardı ama dayanılmayacak gibi değildi.
İlk önce telefonumdan bir müzik açtım Ve daha sonra hazırlanmaya başladım. Kıyafetlerimi giydikten sonra odamın içindeki banyoya girdim ve hafif bir makyaj yapmak istedim.
Herşeyi hallettikten sonra aşağıya Ayaz'ın yanına indim.
AYAZ: oo ikizcim bakıyorum bugün baya hazırlanmışsın.
NİL: Of ayaz. Ye hadi yemeğini.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra hemen evden çıktık.
Evden çıkmamızla Deniz'i karşımızda görmemiz bir oldu.
AYAZ: Deniz naber kardeşim.
Geliceğini haber verseydin beraber kahvaltı yapsaydık.
DENİZ: bi dahakine artık kardeşim. E hadi oyalanmayalım.
Ve bu şekilde okula doğru yürümeye başladık. Okula vardığımızda direk bizimkilerin yanına oturduk. Bahçede her zaman oturdukları yerdelerdi.
TANEM: gençlik bu hafta kimde buluşuyoruz.
Biz genellikle Cuma günleri birbirimizin evinde buluşuruz.
Ve sabaha kadar sohbet ederiz, oyun oynarız, film izleriz.
METE: tabiikide bende buluşalım.
ÇAĞIN: Peri ve Uğur nerde.
NİL: en son kantinde görmüştüm. Hah bakın geliyolar.
Peri ve Uğur ellerine kahve almış bize doğru geliyorlardı.
"Uğur ben senin bu kadar komik olduğunu bilmiyodum."
"Emin ol sende çok eğlenceli ve bir o kadar da güzelsin."
Gerçekten bunlara bişey oluyodu. Yani bence birbirlerine karşı kesinlikle bir şeyler hissediyorlar.
***********************
Açıkçası bu bölüm çok içime sinmedi. Umarım beğenmişsinizdir. Yeni bölümde görüşmek üzere.
❤️💜
