Eve gelir gelmez üstümdeki yorgunluğu atmak için direk duşa girdim. Suyla beraber gözyaşlarımda akıp gidiyordu. Tam herşey yoluna girdi derken Peri kaçırılmıştı.
Artık bu olanlara dayanamıyorum.
Bazen o kadar çaresiz oluyorum ki.
Hiçbir şey yapamadan,elim kolum bağlı öylece beklemek beni mahvediyor. Sanki mutluluk bana,bize haram gibi.
Bela mıknatısı gibiyim sanki.
Nereye gidersem beraberimde bütün olumsuzlukları da getiriyorum.
En değer verdiklerim benimle beraber acı çekiyor.Duştan çıktıktan sonra odama gidip,yatağımda oturmuş beni bekleyen taneme rahat kıyafetler verdim. O da bitik durumdaydı. Daha sonra Ayaz'ın odasına geçtik. Uğurda bugün burda kalacaktı.
Herkes o kadar kötü durumdaydı ki.
Teselli etmek için söylenecek kelime yok gibiydi sanki.4 gün sonra
Aradan dört gün geçmişti.
Peri'den hala hiçbir haber alamıyorduk. Artık sıkılmıştım; odamda kuytu bir yere çöküp gizli gizli ağlamaktan. Sıkılmıştım" acaba insanlar ne düşünür, acaba üzülüler mi " diye düşünmekten.
Peri kaybolduğundan beri hiçbirimiz
okula gitmiyoruz.Erkenden kalkıp hazırlandım. Bir tişört,kot pantolon Ve beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Saçlarım zaten düzdü. Bu yüzden hemen saçımı taradım Ve çantamı alıp aşağıya indim.
Tanem ve ayaz çoktan aşağıya inmişti.
Gözlerim uğuru aradı. Anlaşılan o Ayaz'ın odasındaydı hala.
Odaya girdiğim zaman Uğur kıpkırmızı gözleriyle bana bakıyordu.
Birden ne olduğunu anlamadan "Nil ben artık dayanamıyorum onun yokluğuna." Dedi ve yataktan bir hışımla kalkıp bana sarıldı.
Şuan belkide en çok onun teselliye ihtiyacı vardı.
Gözyaşlarımı artık durduramıyordum. Benden çok bağımsızlardı. Hemen göz yaşlarımı silip konuşmaya başladım.
"Bak,benim bildiğim Peri ne olursa olsun bir yolunu bulup geri döner.
Bunu ona yapanın burnundan fitil fitil getiricez tamam mı?
Hadi şimdi toparlanıp aşağıya inelim.
Eminim Peri bizi böyle görmek istemezdi." Dedim ve ayağa kalktım.Okula geldiğimiz zaman çantamı sıramın üzerine fırlattım Ve kafamı çantamın üstüne koyarak uyumaya çalıştım.
Ama sadece çalıştım. Saçımın üzerinde bir el hissedince istemsizce kafamı kaldırıp elin sahibine baktım."Nil hadi kalk kantine gidelim. Bir şeyler yeriz."
"Deniz canım hiçbir şey istemiyo. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var."
"Nil kaç gündür doğru düzgün bir şey yemiyosun. Bak gözlerimin önünde eriyip gidiyosun ama ben hiçbir şey yapamıyorum. Tamam en azından bahçeye çıkalım. Hava alırız."
"Peki tamam."Tam oturduğum yerden kalkmıştım ki telefonum çalmaya başladı. Arayan babamdı.
"Nil kızım çabuk gelin. Peri... Peri bulundu. Hastanedeyiz. Durumu kötü."
Duyduğum habere sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.
Bizimkiler zaten sınıftaydı. Olanları anlattıktan sonra hemen babamın söylediği hasteneye doğru ilerlemeye başladık.
Hastaneye geldiğimizde Peri'nin kaçıncı katta olduğunu öğrendik.Yoğun bakımın camından Peri'yi izliyordum. Suratının çoğu yeri çizilmişti.
Onu bu halde görünce resmen bitmiştim.
Olduğum yere çöküp ağlamaya başladım.
Duramıyordum. Zar zor yerimden kalkıp tuvalete doğru ilerledim.
Kapıyı kilitleyip aynanın karşısına geçtim.
Aynada kıpkırmızı olmuş gözlerimin içine bakmaya başladım. Birden ne olduğunu anlamadan aynayı tuzla buz ettim.
Bacaklarım artık beni taşıyamıyordu.
Daha sonra sesler duymaya başladım.
Kapı yumruklanıyordu. Sesler her geçen saniye sanki uzaklaşıyordu.
Daha sonra gözlerim kapandı. Ve ben sanki o karanlığın içine hapis oldum.Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. Etrafıma baktığımda kolumda serum takıldı olduğunu gördüm.
Aklıma ilk gelen şeyle yerimden kalktım.
Başıma büyük bir ağrı saplanmıştı ama bu benim umrumda bile değildi.
Kolumda takılı olan serumu hızlıca çekip çıkarttım. Koridorda yürümeye başladığımda ileride bizimkileri gördüm.
Hemen yanlarına gittim ve Peri'nin durumunu sordum. Herkes bana soran gözlerle bakıyordu."Size Peri nasıl diyorum. Bana cevap verin!"
Babam konuşmaya başladı.
"Çok şükür durumu iyi. Yoğun bakımdan çıktı. İstersen görebilirsin."
Hemen babamın söylediği odaya girdim.
Peri orda öylece yatıyordu.
Yanına gittim ve ona sımsıkı sarıldım.Gözleri yavaş yavaş açılıyordu.
Daha sonra o da bana sarılmaya başladı.
Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama Peri beni geriye itip koluma odaklandı.
"Nil kolun... kolun neden kanıyor. Ve ayrıca elin neden sargılı."
Olanları ona anlattıktan sonra bizimkiler odaya girdi.
Herkes teker teker Peri'ye sarılıp hasret giderdi.
Daha sonra Peri'ye olanları sorduk. Bunu ona yapan kimdi. Peri'den ne istiyordu.Peri anlatmaya başladı;
Öğle arasında hava almak için dışarı çıktım. Daha sonra arkaya bahçeye gidip bankların birine oturdum.
sonra arkamda birinin olduğunu hissettim. Sonra gözüm karardı.
Uyandığımda bir evdeydim.
Biri beni bağlamıştı. Etrafı tam göremiyordum. Daha sonra birden Işıklar açıldı. Kapıdan gelen bir silüet gördüm.
Bana yakınlaştıkça netleşiyordu.
Daha sonra onu gördüm tam karşımda bana sırıtarak bakıyordu...*****************************
Umarım yeni bölümü beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
🖤🖤🖤