Köle 3

11.2K 194 27
                                    

Allah'ım sen bana peygamber efendimizin sabrından ihsan evle yarabbi. Ben daha ne kadar acıyla sınanmam gerekiyor. Daha bitmedi mi sınanmam. Yarabbi beni al yanına biliyorum sevdiğin kullarını yanına erken çağırmışsın. Ben beni sev diye elimden geleni yapıyorum. Ne olursun beni sana layık bir kul eyle. ÂMİN

Rabbim evlat acısı tattırmasın kimseye. Zor hem de çok zor o minicik beden soğuk toprağın içinde olduğunu bilmek. En sıcak evde de olsa üşütüyor insanı. Bedenin ısınsa kalbinin bir yeri hep soğuk aynı zamanda da yangın yeri. Nefes alıyor insan ama hep eksik. Komik bir şey oluyor gülüyor belki dışarıya ama gece karanlığı çökünce kalbi hep ağlıyor. En zoru da ne biliyor musunuz ?İnsan yaşayamadıklarını kıskanıyor keşkeler doluyor yüreğine keşke yaşasaydı da şu olsaydı bunu yapsaydı.

Çok zorluyorum kendimi. Kendi kendime bir söz verdim. Artık kimse benim zayıf biri olduğumu düşünmemeli. Bundan sonra kimsenin önünde ağlamayacağım. Bebeğimi kaybettim ben daha neyimi alabilirler ki benden bir canım var onu da alınmasını büyük bir umutla beklerken.

Bebeme sahip çıkamadığım için artık cemal ağa beni yatağına almıyordu. Hemen odanın kapısına bitişik küçük bir oda vardı. Yeni odam oraydı. Cemal ağa her çağrısında yanına koşa bilmem için bana bu odayı vermişti.

Ha oda dediysem bir yatak ince bir battaniye başka bir şey yok galiba bir bakim ha nasıl unuta bilirim birde penceredeki kırık cam. Zaten eski ve soğuk olan odamın içeriye süzülen soğuk tamamlıyordu.

Cemal ağanın kesin emriydi kimse bana eşya vermeyecek bunlarla yaşayacaktım. Ama çok şükür halime en azından geceleri yaşadığım işkence bu soğukla sınırlıydı.

Sabahın kör bir saatinde kalkıp avluyu süpürüyordum. İlk işim buydu. Her sabah süpürüyorum çünkü cemal ağa tozdan ve pislikten nefret ediyordu. Nereden mi biliyorum?

Bir gün avluyu süpürmem gerektiğinde ben yediğim dayağın ağrısıyla bayılıp kalmışım bir köşede. Tabi bu halde süpüremedim avluyu cemal ağada beni köpek pozisyonu aldırdı.

Elindeki kırbaçla beni döverek avlunun dört bir köşesini yalattı. Ha mecaz anlam falan değil yanlış anlamayın bildiğin dilimle yaladım. Sizce bundan sonra unutur muyum süpürmeyi.

Çar çabuk işimi bitirip kahvaltıyı hazırladım. Cemal ağanın ayakkabılarını parlattım Şimdi onu uyandırmak kaldı geriye. Ama ben onu uyandırmak yerine yemeklerine fare zehri koyup sonsuza kadar uyutmak istiyordum. Allah korkum olmasa kim bilir beklide yapardım.

"Ağam kahvaltı hazır. " O tiksindirici bakısı yok mu tüm dünyadan soğutuyor insanı. Hemen hamamı yaktım artık alışmıştım onu yıkamaya yıkadığım cemal ağa değil de bir bok çuvalı olduğunu hayal ediyordum böylece daha az iğreniyordum ondan.

Hazırlanıp kahvaltı masasına oturduğunda hemen koşup alinin kapısını çaldım. Ali evdeki diğer adamdı. Laf arasında duymuştum adını. Aslında ben onu kötü biri diye bilirken o cemal ağayı durdurmak için çok şey yapmış. Tabi bunları Zehra teyze ağzından kaçırmasaydı hiç bilmeyecektim.

Nedense içerden ses gelmiyordu. Gece eve gelmemiş miydi yoksa. Cemal ağa bekletilmekten hoşlanmıyor ama bende odaya giremiyorum bir türlü. Cemal ağadan ne kadar korkuyorsam aliden de o kadar korkuyorum.

Kapıyı birkaç kere daha çaldım ama ali yine ses vermeyince araladığım kapıdan başımı yavaşça içeriye soktum. Ali yatakta uyuyor ve cemal ağa onu aşağıda bekliyordu. Allah'ım ne yapmalıyım ben ne olur bana bir akıl ver. Uyandırsam kızar mı bana acaba. Daha fazla bekleyemem ya aliden dayak yiyeceğim ya cemal ağadan sonuçta ikisinden de yiyeceğim iyice dayak manyağı olmaya başladım şimdi de dayak atanımı seçiyorum kendimce.

KÖLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin