Köle 5

7.5K 178 27
                                    

Kurtuluyorum allahım sana binlerce şükür olsun ki cemal ağadan kurtulma fırsatı sundun bana.

Hem kalbim sevinçten kelebek olmuş uçacakmış gibi hem de bir yanım İstanbul da başıma ne gelebilir korkusuyla tedirgin.

En karanlık günleri atlatmadım mı? Ben hiç suçum yokken o adamla evlendim. İstemesem de onun karısı oldum. Hatta bebemi kaybettim. Bundan sonra başıma en fazla ne gelebilirdi ki.

Tedirgin olsam da huzur ve kurtulma sevinci daha ağır basıyordu. Ali son konuşmamızdan sonra ağzını hiç açmamış arabayı sürmeye devam ediyordu.

Arada âliye baksam da yolları izlemek eğlenceli gelmişti bana. Nede olsa 2 yıl boyunca bir eve hapis kalmıştım ve artık kurtulduğum bu kara köyün son yollarını görmeye hakkım vardı.

Toprak yolları geçip asfalt zemine geldiğimizde sanki bambaşka bir dünyaya girmiş gibi hissettim kendimi. Yeni bir dünya yeni bir başlangıç.

"acıktın mı?"

"hıh... Gelen sesle âliye baktığımda buluşan gözlerimizin utancından ellerimde kenetlenmişti. Aslında utanç mı korkumu bilmiyorum. Bir yanım ondan kaçmak isterken bir yanımda her an yanında kalmak istiyor. Ben bu değişik duyguyu anlayamamışken bir benzinlik gibi bir yerde durmuştuk.

Tabi ki her şey benim için yeniydi ve gözlerim ister istemez kocaman açılıyordu.

"hadi zümrüt " başımı olumlu şekilde salladığımda arabayı sarı çizgilerin olduğu yere park edip kocaman parıl parıl parlayan yere girmiştik.

Burası çok güzeldi. Kıyafetler bir sürü yiyecekler araç gereçler daha önce görmediğim bir çok şey vardı burada.

Ali elinde bir elbiseyle yanıma gelip bileğimi tuttuğu gibi beni küçük bir odacık gibi bir yere soktu giyin gel dedi.

Bende önceden tereddüt etsem de dediğini yapıp dışarıya çıkmıştım. Ali tekrar bileğimden tutup beni aynanın karşısına getirdiğinde karşıdaki kişinin ben olduğuma inanamamıştım.

Bu güne kadar yırtık yamalama bluz ve etek giyen ben şuan bembeyaz üzerinde minik minik çileklerle dolu bir elbise giymiştim.

Eteğim bileklerime kadar uzanıyordu ve buda bacaklarımın morluklarını örtmeye yetmişti. Fakat kolları kısa olduğundan kollarımdaki morluklar halan daha gözüküyordu.

"burada bekle" deyip yanımdan ayrılan ali beni çok bekletmeyip pembe bir hırka ve beyaz bir ayakkabı alarak yanıma gelmişti.
Önce hırkayı giydiğimde kollarım kapanmıştı. Önümde diz çöküp ayağımı tuttuğunda korkuyla bacağımı geri çeksem de nazikçe ayağımı tekrar kendine çekmişti.

Elleriyle giydirdiği ayakkabıyı uzaktan bakıp beni baştan aşağıya tekrar düzmüştü. Bu beni utandırsa da ses edememiştim.

Sanki ağzımı açsam bu rüyadan uyanacağım cemal ağanın dayaklarına kaldığım yerden devam edecekmişim gibi.

Ali hemen yanıma yaklaşıp boynuma koyduğu elleriyle ürpersem de.

"Şist sakin ol"

Dediği için hareketsiz kalmayı yeğleyip sessizce bekledim. Sacımı açıp omuzlarımın üzerinde serbest bıraktığında arkamdan omuzlarımı tutarak yüzümü aynaya çevirdi.

"bak böyle daha iyi oldun"

Şimdi anlaya bilmiştim boynumdaki morluk ve tırnak izlerini yok etmek için saçımı açmıştı. Galiba âli sandığım kadar kötü bir insan değildi. Ama anlamadığım neden bana bu kadar iyi davranıyordu. Amacı ne?

KÖLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin