Köle 17

1.4K 43 13
                                    

Duruşma

"davacı savunmanı yap"

"hakim bey bu şahısı ben yıllarca babam bildim öyle büyüdüm. Ama zaman geçtikçe baba diğer babalardan farklı davranmaya başladı ve en sonunda taciz etti. Eğer karşı koymasaydım daha fazlası da olabilirdi."

"davalı savunmanı yap"

"Hakim bey ben özümün öz babası olmaya bilirim fakat ben gerçekten onu kızım olarak kabul ettim. Özüm ona olan sevgimi yanlış anladı." Özümün üvey babası haydar konuşurken bile özümün annesi emine kızını ayıplar şekilde bakıyordu. Bu adam ne yapmıştı kadına ki öz kızını koruyacağı yerde kocasına arka çıkıyordu.

"Avukat bey savunmanı yap"

"sayın hakim müvekkilim özüm hanım uğradığı şiddet ve taciz sonucunda büyük bir tranva yaşayıp bir süre kendini dış dünyaya kapatmıştır. Aylarca kimseyle iletişim kurmamış ve yoğun bir terapi sürecinin sonucunda az da olsa insanlara tekrardan güvenmeye başlamıştır."

"avukat bey elinizde hiçbir kanıt olmadan müvekkilim haydar beyi zan altında tutmanız hiç doğru değil."

"avukat bey böyle şeylerin kanıta ihtiyacı yoktur çünkü ansızın gerçekleşir. Ne yani özüm dur ben birazdan tacize uğrayacağım şuraya bir kamera mı koyayım demeliydi."

" olayları saptırıyorsunuz ne malum müvekkilinizin yalan söylemediği belki haydar beye bir düşmanlık besledi ve iftira atıyor."

" bir kadının namusu onun her şeyidir. Hiçbir kadın namusu için yalan konuşmaz kimse bu konuda cesaret edemez .Özüm o kadar utanıyor ki bu konu açılmasın diye dava etmeyi bile en başından kabul etmemişti."

Karar

"olayla ilgili hiçbir kanıt bulunmadığına bu olayların sadece varsayım olabileceğine bu nedenle de davacının tutuksuz bir şekilde yargılanacağına ve davacının kanıt bulması için başka bir tarihe erteleneceğine karar verilmiştir. "

Nasıl ya nasıl olurda kanıt lazım olur aklım almıyor. Hangi kadın bilebilir ki taciz edileceğini tecavüze uğrayacağını. Böyle şeylerde kanıt aranmasına bir türlü anlam veremiyordum.

Pişmanlıklar ve hüzün dolu ayrılmıştık mahkemeden. Özüm yol boyunca tek kelime etmeyip derneğe geldiğimizde de koşarak odasına ilerlemişti. Zaman kaybetmeyip zümrüdün iddiasına girdiğim de kadir zümrüdün kucağında kaderde ahmetin kucağında öylece bekliyorlardı. Kaderi kucağıma alıp ahmedi özüme bakması için yollamıştım. Şuna bir psikologdan çok güveneceği bir limana ihtiyacı vardı ve ahmede aşık olduğunu anlamamak aptallık olurdu.

"ali anlat çatladık burada"

"dava ertelendi haydar serbest bırakıldı"

"neden niye ya " zümrüdün de morali oldukça bozulmuştu.

" hakim bey kanıt olmadığı için tutuklayamazmış bana apaçık kanıt bul gel diye ima etti."

"ne kanıtı ya bunun kanıtımı olur. Ne yani o an kız kamerayı netken bulsun Allah aşkına ali ya ne bu şimdi " Zümrüdün bu tepkisi çok olağan ben bile sinirlerime zor hakim olurken oda haklı.

Neden ya cidden anlamıyorum gelişmek için bu kadar uğraşan bir ülkenin kadın haklarını savunurken neden anayasada bu kabarcık bile faydalanamıyoruz.

Ahmet özümün odasına girdiğinde özüm yatakta oturmuş ellerini yumruk yapmış sessizce ağlıyordu. Ahmet yatakta yanına oturduğunda özümün sırtını pışpışlar gibi destek olmaya çalışıyordu.

Belliydi davayı alamamışlardı. O hakim şuan bu kızı görse eminindi pişman olacağına tabi eğer umurundaysa.

"tamam geçecek merak etme bu günleri birlikte atlatacağız." Elleriyle göz yaşlarını silerken gözlerinin en derini de bakıyordu özümün.

"merak etme ben hep senin yanında olacağım." Güç almak ister gibi sarılmıştı ahmede. Tabi ahmet de sımsıkı sarılmıştı kollarının arasında hıçkıra hıçkıra ağlayan kıza.

Ahmet özümün tek göz yaşına kıyamazken onu ömrünün sonuna kadar mutlu etmek isterken. Neden tüm dünya birleşmiş de üzerine geliyordu ki. Ne yapmıştı bu kadar acıyı hak edecek.

"merak etme ben buradayım seni asla bırakmam "bir yandan sırtını pışpışlıyor bir yandan da sacını seviyordu kızın. Şuan kendini çok yalnız hissediyordu genç kız ama ahmetin varlığı biraz olsun iyi geliyordu ona. Bir süre böyle kalmışlardı. Özümün hıçkırıkları dinmiş sakinleşmişti sonunda. Ahmet den ayrılan kız minnet dolu gözlerle bakıyordu gözlerinin içine.

Ahmedin kalbi acıyordu hem de çok acıyordu. Karşısındaki kız çok üzgündü ve onun elinden bir şey gelmiyordu. Aklındaki tüm kötü anıları silmek amacıydı ama bunu yapmaya gücü yetmiyordu. Ellerini yanaklarında sabitleyip son kalan göz yaşlarını silmişti baş parmağıyla. Sakince gözlerinin içine baktı bir süre.

"Ne olursa olsun kim gelirse gelsin üzerine bundan sonra tek değilsin. Ben hep seninleyim. Hatta kovsan bile gitmeyeceğim." Derken alnına uzun ve içten bir öpücük bırakıp sımsıkı sarıldı sevdiğine. O zaman hem kendine hem de karşısındaki kıza söz vermişti.

Zümrüt ve ali konuşmak için ahmet ve özümü beklerken ufaklıkları uyutup beşiğe yatırmıştılar ki sonunda gelebilmişti cifte kumrular. Zümrüt hemen kapıdan giren kıza kocaman sarılıp destek olmaya çalıştı.

"merak etme canım ne olursa olsun sonuçta davayı biz alacağız ben inanıyorum."

"ali ağabey durum ne simdi ne yapmalıyız"

"hakim kanıt bulun dedi ne bulacaksak artık"

"kanıt değil de şahit olsa olur mu " yine ahmet den güzel bir fikir daha gelmişti.

"ahmet acık konuşur musun şuan dolaylı yolları anlayamayacak kadar sinirliyim"

" ağabey o zor günlerde psikolog olarak ben özümün yanındaydım. Terapi saatlerinde olanları o zor günleri anlatsam işe yaramaz mı?" Bir anda herkesin gözleri parlamıştı neden olmasın ki böyle bir durumda kanıt bulamazdık yoktu da zaten ama bir tanık baya işimize yarardı.

İkiz bebeklerin kötü avantajı ne biliyor musunuz? Bir tanesi uyandı mı diğeri de hemen uyanıyor. Zümrüt ve özüm bebeklerle ilgilenirken bizde ahmet ile dava detaylarını konuşmuştuk dava zamanına kadar bol bol çalışıp bu seferki davaya daha sıkı hazırlanıyorduk.

Dernekten erken ayrılıp evimize geldiğimiz de geldiğimiz de zümrüt yiyecek bir şeyler hazırladığında ali de çocuklar la ilgileniyordu. Bu yuvanın eksik parçaları da tamamlanmıştı. Daha fazlasında gözü yoktu da sevimli ciftin. Sağlıklı huzurlular minik yaramazlarda var daha ne olsun.

Yemek faslı bittiğinde ali ile zümrüt bebek arabasına bebekleri koyup sahilde ailecek yürüyüşe çıktılar. Davaya az bir süre kalmıştı ve herkesin aklı ordaydı.

Herkes özüm için elinden geleni yapmak istiyordu ama bir yerde elleri kolları bağlı kalıyor insanın. Buna bir çözüm bulamamak insanın canını sıkıyordu.

Bir düşünsenize bir kadın tacize uğruyor veya tecavüz olsun fark etmez ikisi de kötü bir şey sonuçta. Zaten kadın için bunu dillendirmek hakkını aramak çok zor .Birde kendi hakkını savunmak için kanıta ihtiyacı var. Allah aşkına hangi kadın derki ben tacize uğraya bilirim odama kamera taktırayım yada sokakta giderken dur ben kameralı sokaklardan gideyim ne olur ne olmaz.

Bunu düşünmesi gereken devlet kadınlar değil. Kameralı sokaklar arttırılmalı hatta kamerasız sokak kalmamalı.

Yada böyle bir durumda kanıt bulmak nedir ya. Nasıl kanıtlasın tecavüzde bir şekilde test yapılıyor da tacizde ne yapsın bu kadınlar. Tecavüze mi uğrasınlar test bir kanıt diye. Azıcık el insaf ya ...

Ben biraz gaza geldim burada kesmezsem uçacağım 😥😥

KÖLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin