YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM: GEREKSİZ OLANLAR GİTSİN

596 80 8
                                    

Bizimkilerin yanına patsosisçiye gittiğimizde her birinden güzel bir atar yedik:

Ela: "Nereye kayboldunuz abi ya? Öldük meraktan!"

Cenk: "Harbiden abi. Bir baktık yoksunuz!"

Akın: "Kanka nerdesiniz siz ya? Merak ettik."

Sude: "Bir anda ortadan kaybolmalar falan! Bizden gizli neler karıştırıyorsunuz siz bakalım?"

"Arkadaşlar sakin. Bir şey karıştırdığımız yok. Ben..."

Hemen Mir'e destek verdim. Yettim Mir! Bu atarlara atarla karşılık vermezsem olmazdı yani:

"Ya ben bu fuları beğendim. Onu alıyordum. Hepsi bu. Ayrıca kim bilir ne zamandır yokuz yanınızda daha yeni mi fark ettiniz??? Yani maazallah başımıza bir şey gelse fark etmeyeceksiniz bile! Aşk böcükleri sizi!"

Bu arada Mir'e göz kırparak bozuntuya vermemesi için sinyalimi vermiştim çoktan.

"Aynen. Güzin çok haklı. Kanka dedik bağrımıza bastık, başımız belaya girse yanımızda kimse olmayacak! Olaya bak ya!" diyerek devam ettirdi. Artık şimdi mahcup olma sırası onlardaydı. Kem küm edip "Olur mu hiç öyle şeyler"le durumu toparlamaya çalıştılar. Biz ise gülmemek için zor tutuyorduk kendimizi Mir'le.

Patsosislerimizi sipariş ettikten sonra tam afiyetle ağzıma ilk lokmamı atmıştım ki boğazıma dizildi resmen. Çünkü hemen yanımda oturan sevgili El'ciğimin dirsek darbesiyle önce yüzüne, sonra da kaş-göz hareketleriyle işaret ettiği yere baktım. Tam karşı masamızda tahmin edin kim oturuyordu?

Evet, Berk. Yine Berk. Bıktım Berk!

Allahım ya! Bu çocuk beni takip ediyor olabilir miydi? Ah ah, takip etmesine gerek yok ki! Canım arkadaşlarımdan biri yine Instagram'a konumlu bir foto atmış olabilirdi tabi ki! Sosyal medya bağımlılığının gözü kör olsun! Sinirden bıçak gibi bilenmiş keskin öldürücü bakışlarımı bana çevrilmiş olan yüzüne doğrulttum. Birkaç saniye kadar ters ters baktıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi yemeğime devam etmeye başladım. En güzelini yapacak ve görmezden gelecektim onu.

El ile aramızda geçenlere şahit olan Cenk de Berk'i fark etmişti:

"Abi, ne işi var bunun burada şimdi?"

"Kimin?" dedi hiçbir şeyden haberi olmayan Akın. Tabi yılların Sude'si hemen anlamıştı olayı. Çaktırmadan arkasına dönüp baktıktan sonra sessizce "Berk burada," dedi Akın'a. Akın:

"Ne işi var abi bunun burda şimdi?" diyerek neredeyse Cenk'le aynı tepkiyi verdi.

"Ne işi olacak? Güz'ü takip ediyor kesin!" diyen El'e:

"Saçmalama El ya!" dedim. Bu arada Mir de görmüştü Berk'i ama tabi çiçek olayını bilmediği için El'in son dediğini anlamamıştı. Yüzü bulutlanmış bir şekilde:

"Ne demek istiyorsun Ela? Berk Güzin'i mi takip ediyor? Doğru mu bu Güzin?"

Sağ olsun, Su benim ağzımı bile açmama izin vermeden aldı sazı eline:

"A, sen olanları bilmiyorsun Mirciğim. Bu Berk şerefsizi çiçek yolladı Güz'e. Yok efendim yaptıkları için çok üzgünmüş de, özür diliyormuş da, falan filan işte."

"Ha bir de şeyi de unutmayalım: Güz ona kendini affettirmesi için izin versinmiş," diye devam etti El.

Mir sanki bunları anlatan benmişim gibi bana bakıyordu. Ben ise sanki anlatılanlar beni hiç ilgilendirmiyormuş gibi patsosisimi yemeye devam ediyordum.

GÜZ SAÇLI KIZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin