ON ALTINCI BÖLÜM: DIŞI BERK, İÇİ AŞK

631 85 29
                                    

Tahminimce uyuyalı henüz birkaç saat olmuştu - zira kafamın üstüne oturmuş olan öküz hâlâ tüm ağırlığıyla ordaydı - ki koluma uygulanan dürtüşlerle gözlerimi açmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü başarılı olamıyordum bir türlü. Sanırım bu, beynimin bir tür savunma mekanizmasıydı. Kafamın üstüne hayali olarak oturttuğu öküzle düşünmemi, gözlerimin açılmasına engel olarak da uyanmamı önlemeye çalışıyordu galiba. Önceki geceyi unutmam için elinden geleni yapıyordu anlayacağınız. Ama dürtüşlere ve sürekli eşlik eden "Güzin" seslerine daha fazla karşı koyamayan vücudumun uyanık moda geçmesine maalesef engel olamadı. Ağzımdan uzaylı sesine benzeyen garip ses çıkarabildim:

"Hıaııa."

"Güz! Hadi kalk! Annen aradı."

"Hıaııa."

"Merak etmiş kadıncağız."

"Uyuyor dedik."

"Hıııaaıı."
(Anlamı: Allahım, ya Rabbim! "Uyuyor" demişsiniz ya! Niye uyandırıyorsunuz beni? Zalim kankalar!)

"Ama birazdan yine arar. Hadi kalk, kalk da ayıl bir an önce."

"Hıııı." (Offf!)

"Sude, bu böyle olmayacak. Su falan mı döksek yüzüne?"

"Hııaaa! Taaıa!" (Ne? Tamam ya! Iyy! Sulu şakaları hiç sevmem.)

"Yok, yok. Ayılır birazdan. Güzcüğüm, hadi arkadaşım. Hadi kalk."

Dürtmelerin şiddeti ve suyun kaldırma kuvvetine daha fazla karşı koyamadım. Yarı açık gözlerle dünya dilinde:

"Tamam, kalkıyorum," dedim. Ama hâlâ hiçbir çabada bulunmadığımı gören zalim kankalar kollarımdan tutup beni oturur pozisyona getirdiler zorla.

"Tamam, tamam. Kalkıyorum ya!" Kollarımı bıraktıkları anda yatağın çekim kuvveti ve yer çekimi tam beni yeniden etkisine alacaktı ki o kadar güçlü olduklarına şaşırdığım iki el beni yeniden doğrulttu. Hatta kısa bir süre sonra da ayağa kaldırdı. İki gardiyan eşliğinde lavaboya götürüldüm. Ellerimi ve yüzümü yıkamaya zorlandım. Makyajımın bir kısmını dün gece gözyaşlarım temizlemişti. Geri kalanları da yastıkta bırakmıştım. Çok sıkıntı yaşamadım yani yüzümü yıkarken. Bir bardak dolusu suyu da zorla içtim. Ama hâlâ ayılmış hissetmiyordum kendimi. Telefonumun sesiyle birden irkildim. Kızların da söylemiş olduğu üzere arayan annemdi.

"Alo, Güzin."

"Efendim, Anne."

"Kızım, uyuyor musun hâlâ?"
Ayılamadığım için sesim hâlâ uykuluydu.

"Evet, anne," dedim bir anda. Beynim hâlâ uyuyorduysa demek ki.

"Tamam, kızım. Uyu, dinlen. Ama bak, Burcu Teyzenlere de rahatsızlık vermeyin. Akşam evde ol."

"Tamam, Anne."

"Hadi iyi uykular. Kızlara da selamlar."

"Aleyküm selam."

Eveeet, bu işi de hallettiğime göre artık uyumaya devam edebilirim düşüncesiyle tam ayağa kalkıyordum ki gardiyanlar izin vermedi. Gerisin geriye oturdum koltuğa.

"Hey," dedi Ela, "nereye gidiyorsun?"

"Bize dün gece olanları anlatmadan hiçbir yere gidemezsin," diyen Sude'ye dudaklarımı büzerek baktım.

GÜZ SAÇLI KIZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin