ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: GÜZ-BERK-MİR

1.8K 200 75
                                    

(MULTİMEDYA: BERK)

     Patsosis olayından iki hafta kadar sonra Türkçe Öğretmenimiz Cemile Hoca beni yanına çağırdı ve benden düzenleyecekleri şiir dinletisinde şiir okumamı rica etti. Tabi ki seve seve kabul ettim.

Şiir dinletileri gelenek gibi bir şeydi okulda. Her sene de farklı bir konu olurdu. Farklı şairlerden farklı türde şiirler okunur, şarkılar söylenirdi. Bu seneki konu ise aşktı ve ben en sevdiğim şairlerden Attila İlhan'ın en sevdiğim şiiri olan Üçüncü Şahsın Şiiri'ni okuyacaktım.

     Prova gününde Cemile Hoca'nın dediği saatte konferans salonuna gittim. Işıklar yanıyordu ama ortalıkta kimseler yoktu. Biraz tırsmakla beraber bir şey olmayacağı konusunda kendimi telkin ederek beklemeye başladım. Neyse ki o da birkaç dakika sonra geldi.

      "Aa!" dedi şaşkın bir ifadeyle.     "Berk'le Mir gelmedi mi daha?"

     "Ben geldiğimde kimse yoktu burada, Hocam," dedim.

     "Gelirler birazdan. Biz başlayalım bir an önce."

     Ben şiiri okumaya başladım. Cemile Hoca önce ben bitirene kadar dinledi. Sonra da nerede nasıl tonlama yapmam gerektiğini öğretmeye başladı. On dakika kadar sonra bir hışımla kapı açıldı. İkimiz de kafamızı çevirip kimin geldiğine baktık. Gelenler Cemile Hoca'nın tabiriyle Berk ve Mir, benim tabirimle Arap ve Yalı Kazığı'ydı. 

    Şoklardan şok beğen! Hay Allah'ım ya! Bu öküz kabilesinden kurtulamayacak mıyım ben?

     "Özür dileriz, Hocam," dedi Yalı Kazığı.

     "Kusura bakmayın, Hocam, geç kaldık biraz," diye ekledi Arap.

     Cemile Hoca her zamanki sevecenliğiyle"Önemli değil, arkadaşlar," dedi. "Siz Güzin'le tanışıyor muydunuz?" 

     Telaşlarından kurtulup kafalarını kaldıran Arap'la Yalı Kazığı karşılarında beni görünce afalladılar nedense.

     "Ha-hayır," dedi kekeleyerek Yalı Kazığı, "Mir ben."

     Elini uzattı. Ben de elimi uzatarak "Güzin," dedim mesafeli.

     "Berk," dedi Arap havalı bir şekilde. Kafamı salladım. Memnun olduk faslını bitirdikten sonra neden orada olduklarını öğrendim. Ben Yalı Kazığı'yla şiir okurken Arap da yanımızda gitar çalacaktı. Aman ne güzel! 'Başa gelen çekilir' ve 'emir demiri keser' atasözlerine sığınıp işime odaklandım.

     Provaya geçmeden önce Cemile Hoca, "Aşkın her halini anlatan şiirler derledim," dedi, "karşılıklı aşk, karşılıksız yani platonik aşk, ilahi aşk, vatan aşkı, vesaire. Bunlara da uygun şarkılar buldum. Ama tabi ki görüşlerinize her zaman açığım, gençler, biliyorsunuz bunu."

     Haftada üç gün derslerden sonra okulda kalıp çalışacaktık. İlk hafta güzel geçti. İkinci hafta ise hiç beklenmedik bir şey oldu. Bir gece Berk'i rüyamda gördüm. Sevgili olmuştuk. Bana sarılıyordu sımsıkı. Sıcaklığını hissediyor, mis gibi kokusunu içime çekiyor ve bana olan sevgisini her hücremde hissediyordum. Gerçek gibiydi her şey ve çok güzeldi. İlk başta pek önemsememiştim ama gün boyunca etkisinde kaldım rüyanın. Sonraysa bir hafta boyunca istisnasız her gece rüyamda gördüm onu!

    Evet, şaka gibi ama doğru! O sinir olduğum çocuğu! Ona sinir oluyordum evet. Tiyatrodaki saygısızlığı, beni düşürdüğü zamanki kabalığı, daha ilk günden çalışmaya geç kalması beni sinir etmişti. "Ne kadar saygısız ne kadar disiplinsiz ne kadar kaba biri," diyordum kendi kendime.

GÜZ SAÇLI KIZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin