Eylül ayı biter ve yerine ekime bırakırken Hogwarts Cadılık ve Büyücük Okulu'nda bulunan öğrenciler tamamen Gryffindorum ve Hufflepuff arasında olacak maça odaklanmışlardı.
Slytherinli öğrenciler her zamanki gibi Gryffindorlarlu öğrencileri kışkırtıyorlardı ve bu Hufflepuff'ın işine geliyordu, Gryffindorlarlu ise maçı kazanacaklarına neredeyse emindiler, bu yüzden koridorlarda kasıla kasıla yürüyorlardı.
Marlene ise ne yapacağını, ne diyeceğini veya nasıl hareket edeceğini bilmiyordu. Normalde onu hiç kimse kışkırtamazdı ama bu sefer ne olduysa bu yapılanlar onu kendi kozasına çekmeye başarmıştı.
Maça tam beş gün kalmıştı, bu da demek oluyordu ki Gryffindorum Kovalayıcı'nın bir yerde bayılıp kalmadan tam beş gün boyunca bu kışkırtmalara maruz kalacağı anlamına geliyordu.
Marlene Büyük Salon' da yemek yemesi gerekirken işte tam da bunları düşünüyordu.
"Böyle devam edemezsin, bir şeyler yemek zorundasın Marlene!" diye patladı sonunda yanında oturan Lily, "Asıl böyle davranırsan olacaklar düşüncelerin gibi olur."
Marlene kafasını koyduğu masadan kaldırdı ve "Yüce Merlin adına Lily, ne olur beni rahat bırak." dedi gözleri yarım kapalı bir şekilde.
Omzunda hissettiği bir el ile isteksizce arkasını döndü ve onu gördü.
Her gördüğünde kalbini hızla çarpmasını,
Nefes alışverişinin değişmesini,
Hareketlerini ve söylediklerinin birbiri ile çatışmasını sağlayan onu.
Sirius Black'i gördü.
Hızla kendini topladı ve soran gözlerle ona baktı;"Be sefer ne oldu Black?"
Sirius "Tüy kalemimi bulamıyorum da, görsün mi diye soracaktım. Hatırlarsın o günden." dedi hemen karşısında bulunan Lily ve Dorcas'ı şaşkın gözlerine aldırmadan, "Benim için gerçekten önemliydi, gördün mü?"
Marlene bir an 'Sence senin kalemin benim umrumda mı?' diye soracaktı ama oğlanın gözlerine bakıp onun gerçekten üzgün ve endişeli olduğunu görünce hemen yüz ifadesini değiştirdi ;
"Üzgünüm Black, ama maalesef tüy kalemini hiçbir yerde görmedim. Ama çantama bir göz atarım." dedi destek olur gibi bir gülümseme ile.
Sirius "Sağol, Mckinnion." dedi ve masada James, Remus ve Peter'ın olduğu yere doğru yöneldi.
"Sana neden soruyor ki?!" dedi Lily açıkça şaşırmış bir sesle, "Black neden sana tüy kalemini görüp görmediğini soruyor Marlene?"
Marlene "Çünkü bir ara Biçim Değiştirme ödevini beraber yapmıştık, Lils. Bunda büyütecek bir şey yok." dedi çatalı ile yemeğini dürterken.
"Ne zaman?"
Marlene'in gözleri karşısında oturan Dorcas' a kaydı ve cavapladı;"Üç gün önce falan."
Lily hafif kızgın bir tonla "İyi," dedi ve "Herkese afiyet olsun." diyerek masadan kalktı.
"Tabi böyle yapacaktı canım," dedi Dorcas, "Sen git onun nefret ettiği saplantılı aşığının en yakını, kardeşi, dostu ile gecenin bir yarısı ödev yap sonra da niye kızdı de."
Marlene hafiften açılmış gözlerle ona baktı ve "Asıl kızmaması garip olurdu." deyip masadan kalktı.
°~°
Marlene derin bir nefes verdi ve eski ahşap klubeden dışarı çıktı, soğuk havayı içine çekti ve "Hazırım," dedi kendi kendine, "İyiyim, yapabilirim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Hearts || Blackinnon
Fanfiction★ ''Gittiğin yerde Marlene Mckinnon'un aşık olduğu kişiyim de de biraz havan olsun.'' Marlene ufak bir kahkaha attı bunları söyledikten sonra. ''Bana aşıksın yani.'' dedi Sirius alayla. ''Bana diyene bakın,'' dedi Marl...