Hikayeme "olaylar belirsiz, kopuk kopuk" diyenler var, onlara cevabım ise şu;
Hikayedeki bir bölümün adı 'Belirsizliğin İçinde'
Bu arada 'Nefes Nefese' bölümünün medyasını değiştirdim, bir şarkı koydum. Şarkıyı lütfen dinleyin acayip ilham veriyor şuan bile dinliyorum mesela ben.
Ve Laura Brehm'in sesi de cidden güzel az önce bitti şarkı yeniden açtım.
Sonuna kadar dinleyin bana şu sözü hatıtlatıyor;"En umutsuz yolun sonunda bile bir mutluluk vardır."
- -thisismygirl-
Marlene trene binmeden önce son bir kez daha Mrs. Lupin'e sarıldı ve "Umarım daha birçok kez görüşürüz," dedi üzüntüyle karışık bir mutlulukla.
Mrs. Lupin de ona aynı şekilde gülümsedi ve "Emin ol, görüşeceğiz," dedi.
Trenin kapısında Marlene'in vedalaşmasını bekleyen grup; sıkıntıyla ofladı. Sonunda Remus kızın yanına geldi ve onu kolundan çekiştirerek "Ben bile annem ile böyle vedalaşmadım," dedi biraz sinirle. Ama Marlene'in gülümseyen yüzünü görünce hemen tavrı yumuşadı, kızn kulağına eğildi;
"Bu gülümseyen yüzünü Sirius'a göster,"
Marlene'in yüzünü sıkıntılı bir ifade kapladı.
"Remus; Sirius'u üzmek falan istemiyorum ama, anla beni işte."
Remus kıza baktı; gerçekten üzgün gibiydi. Kolunu bıraktı ve trene doğru yöneldi.
Marlene ise küçük adımlarla terene ilerliyordu. Az önce Sirius ile geçtikleri duvara baktı; kütüphanedeki gibi oluşmuştu olaylar. Ve yine, birkez daha yüzleri olması gerektiğinden daha fazla yakınlaşmıştı.
Tren kapısına geldiğinde arkasını döndü ve son bir kez daha onlara gülümseyen Mr. ve Mrs. Lupin'e baktı;onları gerçekten çok sevmişti.
Son bitkez gülümsedi ve trene atladı, arkadaşlarını takip etti ve hepsi bir kompartımana girdiler.
Sıcacık görünümü ile onları içeriye davet eden kompartımana girdiğinde camın kenarına oturdu ve trenin kalkmasını beklemeye başladı. O sırada bastıran yağmur ile bulanıklaşan cam yüzünden, o an tek eğlencesi olan dışarıyı izleme eğlencesinden de mahrum kaldı.
Başını karşısına çevirdi ve ona bakan Sirius'u gördü hemen; oğlan, Marlene'in ona baktığını gördüğü an gözlerini farklı bir yere çekti.
Gözlerini kapadı, açtı. Sonra işlemi birkez daha tekrarladı; SBD yılındaydı ve daha SBD'ye girmeden yorgun ve bitkin duruma düşmüştü.
Gerçi Sirius'un da ondan farklı bir hali yoktu.
Gözlerini kapadı ve yolculuk boyunca bir daha uyanmamak üzere derin bir uykuya daldı.
Sirius; kızın uykuya daldığın görünce tekrar onun yüzüne bakmaya başladı. Kendisininki gibi omuzlarına dökülen sarı saçları ve pürüzsüz cildi ile onun canını yakmaya kim kalkışabilirdi ki?
Lily geldi aklına o an.
Düşünce üzerine gülümsedi ve o günün hatıralarını gözünün önüne getirdi. Hiç beklemediği bir anda merdivenlerden koşarak inişin ve ondan yardım dileyen bakışlarını...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Hearts || Blackinnon
Fanfiction★ ''Gittiğin yerde Marlene Mckinnon'un aşık olduğu kişiyim de de biraz havan olsun.'' Marlene ufak bir kahkaha attı bunları söyledikten sonra. ''Bana aşıksın yani.'' dedi Sirius alayla. ''Bana diyene bakın,'' dedi Marl...