17. Bölüm-Pelerin Altında

609 35 125
                                    

Bir oaky olacak ve strangestparker benden çaldın diyeceksin keisn ama fikir tamamen ben buldum!

"Ne yani Sirius, şimdi Hogwarts'a nasıl geri döneceğimizü planlamadığını mı söylüyorsun?"

Marlene öfkeyle baktı karşısındaki oğlana, sinirden deli gibi gülüyordu.

Sirius başını öne eğip Marlene'in ona kızmasın dinledi, "Bitti mi?" diye sordu kız susunca. Marlene kafasını aşağı-yukarı sallayıp onu onaylayınca "Bu kadar kızma a gerek yoktu!" diye bağırdı.

Grimmauld Meydanı 12 numarayıoktan arkada bırakmışlar ve Londra sokaklarında güzel bir parkın ortasındaydılar; Sirius, kızı biraz oylamayı başarmıştı ama Marlene en sonunda ona açık açık, ne zaman geri dönecekler i sorduğunda gerçek cevabı vermek zorunda kalmıştı.

"O planın diğer yarısı,"

"Peki planın diğer yarısı ne?"

"Planın diğer yarısı, yok."

Parkta oynanayan küçük çocuklara keyifle baktı ve "Hadi bizde eğlenelim," dedi. Marlene ona dünyanın en saçma şeyini söylemiş gibi baktı ve "Ne oynaması?" dedi birkaç saatlik sevgilisine.

Evet, artık ona mutlulukla 'Sevgilim,' diyebiliyordu.

Ama Sirius bu konuyu biraz abartmıştı; her an, her yerde 'Senin nasıl sevgili oldum ama!' diyor, bu konuda da kendini övüyordu.

Marlene hala istekle parkın içlerine doğru bakan oğlana döndü ve "Sen," dedi parmağı ile Sirius'u göstererek; "Hayatımda tanıdığım en Aptal insansın!"

Sirius bakışlarını yavaşça kıza çevirdi; "Ama sende bu aptala-"

"Aşık oldum, evet!" diye bağırdı Marlene, Sirius'u bölerek Sirius keyifle gülümsedi ve mutlulukla parkta oynayanovukalrı izlemeye devam etti.

Marlene ise çözüm üretmeye çalışıyordu,"Yürüyerek gidemeyeceğimiz kesin," dedi bulundukları çimenlik alanda ileri-geri yürüyerek. Sirius kıza baktı ve "Hadi ya," dedi.

Marlene "Öyle mi Mr. Mükemmel, o zamana siz bir çözüm yolu bulun!" dedi sinirle, Sirius omuzlarına değen siyah saçlarını savurdu ve "Bakanlığa gidelim," dedi.

Marlene kahkaha attı, "Acaba bu zeka nereden geliyor?" diye sordu bu fikrin saçmalığını bir kenara atarak. Sirius otuz iki düşünü birden göstererek "Bu zeka," dedi keyifle, "Beynimden geliyor."

"Yok artık!"

Marlene güldü oğlana, ciddi olmadığını biliyordu elbette. Sakin ve eski umursamaz hali gibi olmaya çalıştı, bu sırada sanki Sirius onun düşüncelerini okumuş gibi;

"Senlcuk ruhlu değil miydin?" diye sordu, Marlene ellerini beline koydu ve "Londro sokaklarında ne yapacağını bilmez bir şekilde kalınca insan kendini unutuyor!" dedi.

Sirius kızın bu halin daha da fazla güldü, Marlene de oğlan ayna yan baktı ve gülmeye başladı.

Sirius kıza elini uzattı ve "Gel," dedi, Marlene ilk başta sahte bir tereddüt ile oğlan baksanada; o da Sirius'un elini tuttu.

Beraber ağaçların gölgeler oluşturduğu çimenlikten çıktılar ve parkta oynayan çocuklara yakınlaştılar, Sirius başıyla salıncağı gösterdi Marlene'e.

Marlene "Salıncağa mı?" diye sordu şaşkınlıkla, Sirius, "Elbette," dedi ve ani bir hareketle kızı kucağına alıp salıncağa oturttu.

Marlene kahkahalar atarak oğlana baktı, "Delisin sen!"

Our Hearts || Blackinnon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin