19. Bölüm-Düellolar ve Huzursuzluklar

663 34 69
                                    

Marlene, gözlerini Hogwarts arazisinin muhteşem manzarasına kaptırmıştı. Bir süredir yanında, ona sıkıldığını ifade etmeye çalışan Sirius'u fark etmemişti.

Sirius yalandan öksürdü, ofladı, birkaç kez işkence çekiyormuş gibi inledi. Fakat kızın dikkatini çekemedi.

Biraz durdu ve düşündü, belki de o da Marlene gibi yapmalı ve manzaranın tadını çıkarmalıydı; kafasını toplamalı ve huzuru bulmalıydı.

Kollarını ahşap korkuluklar yasladı, başını da iki omzunun arasına gömdü ve gözlerini kapatıp doğayı dinledi.

İlkbaharın müjdecisi olan hafif meltemin, ağaçlardaki yaprakların arasından geçerken çıkardığı hışırtıyı duyabiliyordu.

Bahar geldiği için neşe ile yuvalarına dönen kuşların seslerini, onların melodik şarkılarını duyabiliyordu.

Yüzüne yayılan hafif gülümseme ile gözlerini açtı, başını sağında duran kıza çevirdi ve inceledi.

Esen rüzgarıni Marlene'in sarı saçlarının arasından geçişini, saç tellerinin hafifçe dalgalanışını izledi. Deniz mavisi gözlerini örten göz kapakları üzerinde duran, uzun kirpiklerinin titremesini ve kızın güzel yüzünün, soluk pembe dudaklarında bir gülümseme ile ona dönüşünü izledi.

Kız yutkundu; oğlanın ona bir rüyaymışçasına bakmasından utanıyordu fakat aynı zamanda bundan zevk alıyordu. Derin bir nefes alıp, "Bir şey mi oldu?" diye sordu yumuşak bir sesle.

Sirius gözlerini kızın gözlerinden ayırmadan, "Sadece," dedi, "Sadece sana her geçen gün daha fazla aşık oluyorum."

Marlene bu sözler ile başını öne eğip Sirius'a baktı masum gözlerle, sonra hafifçe dudaklarını araladı;

"Bende sana."

Sirius kıkırdadı, omuzlarını dikleştitip kotkulıktan ayrıldı. Derin bir nefes alıp, "Ama ben daha çok." dedi.

Marlene gülümsemesi ile tezatlık oluşturacak şekilde kaşlarını çattı; "Emin misin?"

"Hiç olmadığım kadar."

Sirius verdiği cevap ile ellerini cebine soktu, alaycı bakışlarıyla "Seni; senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum."

Marlene gerçek olmayan bir kahkaha attı, saçlarını kulaklarının arkasına attı ve "Hayır, ben seni; senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum." dedi kendinden emin bir sesle.

"Var mısın iddiaya?" Sirius gözlerini iyice açarak baktı kıza, sonra elini ona uzattı.

Marlene ilk önce oğlanın kendinden emin yüzüne, sonra da ona uzattığı eline baktı. Hızlı bir şekilde elini kaldırdı ve Sirius'un elini sıktı.

"Konu rekabet mi? Ben her zaman varım."

Son sözlerinden sonra sarışın kız duman gözlü oğlana sırıttı ve kendine güvenen adımlarla, Sirius'u yalnız bırakarak Astronomi Kulesi'ni terk etti.

Sirius gittiği yola baktı ve, "Sadece kız arkadaşın ile biraz sevgi dolu vakit girecektin Sirius, bunu da mahvettin!" diyerek kızdı kendine. Sonra burnundan soluyarak Marlene gibi Kule'yi terk etti.

Oğlan, taş koridorlara tekrar ayak bastığı zaman yankılanan kahkaha sesleri duydu, merakına yenik düştü ve çılgın kahkahaların geldiği yöne ilerledi.

Bulunduğu koridorun sonuna kadar gitti fakat yakında hiçbir şey yoktu, başka bir koridora saptı. Ayak sesleri taşdan duvarlara çarparak yankılanıyor, ortamın huzur dolu fakat ölümcül sessizliğini bozuyordu. Sirius sola doğru bir koridora girdi, çıkması da bir oldu.

Our Hearts || Blackinnon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin