Medya: The FatRat - Monody (faet. Laura Brehm)
Marlene hala Sirius ile baloya gideceğine inanamazken, Aralık ayında bitme aşamasına gelmişti, bu bölümde olan en güzel şey de Lily ve James'in beraber baloya gidişiydi.
Lily'nin her zamanki gibi kütüphanede oturup zevk için kitapları karıştırdığı bir andı. Sadece onlarla beraberken kendi gibi olabiliyordu. Özellikle de James'in yanındayken yaptığı şeyler... Bu onun James'e karşı bir şeyler hissettiğinin kanıtı mıydı? Marlene öyle düşünüyordu ama Lily her seferinde bunu inkar ediyordu.
O sırada karşısında beliren silüet ile kafasını kitaptan kaldırıp ona baktı, James sırıtarak ona bakıyordu.
"Benimle baloya gelir misin Lily?" diye sordu ümitle, daha Lily'nin cevap vermesine fırsat kalmadan "Benle veya başka biriyle, sonunda bıkacaksın ve biriyle gideceksin." dedi.
Lily ona şaşkınlıkla baktı ve "Sen bana birçok kişinin baloya gitmeyi teklif ettiğini nereden biliyorsun?" diye sordu. James kaşlarını kaldırdı ve "Bazı köstebeklerim var," dedi.
Lily içinden Marlene'e kızgınlıkla bağırmaya başladı ve "Tamam, seninle gelirim." dedi.
James ona inanmazlıkla baktı ve "Cidddi misin?" diye sordu.
Lily kafasını tekrar kitaba gömerken onu başıyla onayladı.
James "Yaşasın!" diye bağırdı Madam Pince'in kızgın bakışlarını umursamadan, kütüphaneden neredeyse dans ederek çıktı ve bu müjdeli haberi herkese duyurmak için ortak salona yöneldi.
Lily, o gidene kadar bekledi ve James gözden kayboldu kaybolmaz hemen sevinçle başını kitaba gömdü, gerçekten gömdü.
°~°
"Dur dur; erkek olursa senin gözlerini, James'in görünüşünü alsın. Ama ruhu senin gibi olsun, fakat biraz da Çapulculuk yapma-"
Marlene kafasına yediği parşömen rulosu ile sustu.
James, herkese Lily ile baloya gideceğini söylediğinde Çapulcular ve iki kız -Dorcas ve Marlene- resmen çıldırmıştı. Hatta Marlene ve Sirius sarılmışlardı bile.
Hemen birbirlerinden ayrıldıklarında yüzleri Lily ve James'in beraber baloya gidecekleri haberi nedeniyle kızarmamıştı, Marlene hemen kendini toparlamış ve sevinçle bir kez daha çığlık atmıştı.
İşte bu yüzden Profesör Mcgonalgall gelmiş ve ilk gördüğü kişi olan Marlene'i cezaya bırakmıştı.
O sırada Sirius öne çıkıp "Bende çığlık attım, Profesör." demişti ve bu Marlene'i olabildiğince mutlu etmişti, ama tabi ki belli etmemişti.
°~°
Marlene son bir kez aynada kendine baktı ve arkasındaki Dorcas ve Lily'ye dönüp "Ben en iyisi gitmeyeyim," dedi nefes alıp verirken zorlanırken.
Lily ona gülümsedi ve "Hayır," dedi anne gibi bir tavırla, "Çok güzelsin, Sirius seni gördüğü an kalbinden vurulacak."
Dorcas Lily'ye bakmadan, "Oldu canım; bu ikisinde nikahı basmış, çocuk yapma aşamasındalar-"
Marlene'in ölümcül bakışları ile sustu.
Marlene tekrar aynaya dönüp üzerindeki elbiseye bakarken nefes verdi, çok mu güzel olmuştu ne? Gri-beyaz arası bir renge sahip tülden elbisesi uzun kollu ve çok sadeydi, ama Marlene'in üzerinde o kadar ihtişamlıydı ki...
Bu rengi seçmesinin nedeni Sirius'un, baktığı zaman içinde kaybolduğu gri gözleriydi. Bunu düşündüğü zaman midesi tepetaklak oluyordu, ama iyi anlamda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Hearts || Blackinnon
Fanfic★ ''Gittiğin yerde Marlene Mckinnon'un aşık olduğu kişiyim de de biraz havan olsun.'' Marlene ufak bir kahkaha attı bunları söyledikten sonra. ''Bana aşıksın yani.'' dedi Sirius alayla. ''Bana diyene bakın,'' dedi Marl...