SÖZ

94 11 0
                                    

İlkay ve Mesut saatler sonra hiç de umulmadık bir yere gelmişti. Büyük bir tereddüt ve korkuyla 

-Sen kafayı falan mı yedin ? diye sordu Mesut. 

-Bana güven dedi İlkay. 

Kendinden emin görünüyordu.

-Bizi öldürürler, farkında mısın ? Sınırları geçtik ? 

-Korkma. 

Duran arabanın etrafını bir anda eli silahlı adamlar sardı. Yüzlerinde parlayan el fenerliyle önlerini bile görmüyorlardı. Yaka paça arabadan indirilip zorla içeri götürüldüler. Girdikleri odada Sinan tam da karşılarındaydı. 

-Demek misafirlerimiz var diye ayağa kalktı. 

İkisinin de arkasına geçip yürüdü. Korkuyla beklediler, Sinan'ı uzun zamandır tanıyorlardı ve neler yapabileceklerini biliyorlardı. Hakkında çok fazla şey duymuşlardı. Yaptığı işkencelerle meşhurdu. 

-Sizi buraya getiren şey ne ?

Mesut sesini bile çıkarmıyordu. Konuşan İlkay oldu. 

-O kadın bizi kovdu. 

-Burada olmanızı mantıklı kılmıyor, ikinizi de öldürmemem için bana geçerli bir sebep söyleyin.

-Orayı almak istediğini biliyoruz. Bunu çok basit bir şekilde gerçekleştirmeni sağlarım. 

-Nasıl olacak o ? 

Mesut şaşkınlıkla konuşmalarını dinledi. 

-Her şeyin nerede olduğunu, İpek'in nasıl kararlar alabileceğini biliyoruz. İkimiz de işini görürüz.

 -Olan saldırıdan sonra İpek'in sizi aramıza sokmak istemediğiniz ajanlar olmadığını nereden bileceğim ?

-Bizi sorguya çekebilirsin. 

-Buna dayanabileceğinizi düşünüyor musun ? 

-Dayanmamızı gerektiren bir durum yok. Söylediğim her şey doğru hem sana yardım etmek hem de öldüğünü görmek istiyoruz.

-Orayı yerle bir etmek için size ihtiyacım yok. 

-Edemezsin !! Eskisi kadar güçsüz, zayıf ve korkak değiller. Yeni gelenlerle her şey çok fazla değişti. 

-Ensenizde nefesimi hissederek yaşayın. Her daim bir adım arkanızda olacağım. En ufak hatanız ölüm biletiniz olacak.

-Pişman olmayacaksın.

Dışarıda ki adamını çağıran Sinan ikisini boş evlerden birine yerleştirmesini, yiyecek vermesini söyledi. Kendilerini dışarı çıkaran adamın peşine takıldılar. Götürdüğü eve girdiklerinde adapte olmamaları için en ufak bir problemleri yoktu. Sinan sadece onları gözetlemesi için üç kişiyi görevlendirdi. Buranın kuruluşundan beri en ufak tehdit oluşturabilecek herkesi acımasız bir şekilde öldürmüştü. Dışarıda ki kaynaklarına ortak çıkanlara da aynısını yapıyordu. Günün birinde bu İpekler içinde gerçekleşecekti. 

Bir türlü uyuyamayan Nehir kendini verandaya attı. Çıkardığı müzik çalarını taktı yine. Yalnız kaldığında ve uyuyamadığında yapabildiği tek şey oydu. Serkan'ın gelmesine tepki göstermedi bu sefer. İyi bir arkadaşlık ilişkisi vardı, bunu geri kazanmak istiyordu. Onu dinlemeye karar verdi. Yanına oturmasıyla kulaklığı çıkardı. 

-İzin almadan geldim ama. 

-Sorun değil. 

-Yaptığımın hata olduğunun farkındayım. Seni incittiğimi de görebiliyorum. Arkadaş olduğumuz o günleri özledim. 

ÖLÜLERİN KIYAMETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin