YANGIN

741 50 5
                                    

 Bakışlarla anlaşırken kapı kolunu indiren İsmail eğilerek çekilince Salih tabancasını doğrultarak içeri girdi. Şaşırarak birbirlerine baktılar, karşılarında on sekizli yaşlarda baygın halde duran genç bir kız ve çocuk vardı.

Çıkardıkları suları uzattılar. İçtikleri suyla yavaş yavaş kendilerine gelirken kızın durumu çocuğa göre biraz daha kötüydü. Kendine gelen çocuk panikle 

-Ece, Ece diye sayıklarken Salih'in 

-Sakin ol demesiyle onlara döndü. 

-Sizde kimsiniz ? 

-Adım Salih, bu da İsmail, ya sen ? 

-Mert.

-Burada ne yapıyorsunuz ?

-Olayların başladığı gece evde doğum günü partim vardı. İnsanlar dağıldıktan sonra sokaktan çığlık sesleri duymaya başladık. Dışarıya baktığımızda insanlar birbirlerini parçalıyor, canlı canlı yiyordu. İçtiklerimizin etkisinden dolayı sandık, birileri bizimle kafa buluyor falan diye düşündük. Sabah kalktığımızda her şey hiç olmadığı kadar gerçekti. Telefonlara sarılıp ailelerimize, arkadaşlarımıza ulaşmaya çalışsak ta başaramadık. Evde elektrikler kesilmişti, birilerine ulaşmaya çalışırken kapının yumruklanmasıyla korkarak geri çekildik. Bir şekilde bakmam gerekiyordu, Ece'ye arka tarafa geçmesini söyledikten sonra kapıya yaklaştım. Tanımadığım bir adam yardım istiyordu. Korktum, kendimi ve Ece'yi düşünmek zorundaydım, kapıyı açmaya bir türlü cesaret edemedim. Öylece izlemeye devam ederken arkasından gelen bir kadın gözümün önünde boğazını parçaladı. Yapabileceğim hiç bir şey yoktu, polisi, ambulansı, itfaiyeyi aradım ama ulaşamadım. Hatların tamamen kesildiğini anladığımda hızla tüm camları kapatıp güneşlikleri çektim. Kapıyı kilitledikten sonra uzaklaşsam yerdeki adamı merak ederek bir kere daha geldiğimde kanlar içerisinde yerde yatıyordu. Vücudu tamamen parçalanmış haldeydi, üzülerek bakarken hareket etmeye başlamasıyla korkarak bir kaç adım geri kaçtım. Ayağa kalkan adam değişik hareketler sergiliyordu, yaklaşıp yakından baktığımda bir kaç saniye daha durup duyduğu seslerin ardından uzaklaştı. Ece'yi bunlardan uzak tutmaya çalışsam da neler olup bittiğini sormakta üsteleyince 

-Onlarca film gerçek oldu dedi. 

Panikleyerek ağlamaya başladı. Ailesinden bir haberi yoktu, benimde öyle. Elimden geldiğince sakinleştirdim, evde bir kaç gün idare ettik. Yiyecek ve suyumuz kalmayınca orada daha fazla kalamayacağımızı düşündüm. Onu ikna edemedim. Kendimi bile zor ikna etmişken o daha da zorladı. Bir şekilde dışarı çıktık. Elime aldığım beyzbol sopamı sıkıca tutuyordum. Sırtıma taktığım çantada bir el feneri, bir kaç pakette çerez vardı. Koşarak arabanın olduğu yere gittik, kapıları açtığımda hızla binerken bize yaklaşmak isteyen zombiler arabaya dokunmadan gaza yüklendim. Gidebilecek bir yer yoktu, bir kaç gün bir marketin deposuna sığındık. İki gün önce de benzin almak için buraya kadar yürüdük, her yerden onların çıkmasıyla kendimizi buraya attık. 

-Artık geçti. 

-Salih sen dışarıyı hallet. Bir an önce dönelim.

-Nereye dönmekten bahsediyorsun ?

-Buralara çokta uzak olmayan bir çiftliğe sığındık. 

-Gidecek bir yerimiz yok, sizinle gelebilir miyiz ? 

-İstemesen de götürecektim zaten.

Onlar tebessüm ederken Ece'de kendine gelmeye başladı. 

Salih içeride yiyecek, içecek ne varsa toplarken dört bidonda benzin buldu. Bagajı açtı ve yüklemeye başladı, tek tek hepsini koyup kapattığı sırada zombilerin ortaya çıkmasıyla tabancasına sarılıp ateş etti. 

ÖLÜLERİN KIYAMETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin